Arkadaşım yetkiyi verdin ama etkiyi göremedin. Verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. O zaman 2022 de kırıklarla dolu karnenin gereğini yapmalısın. “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” 2018 yılında laflara baktınız. 2022 yılında lütfen ayinesine bakın. Gelişmekte Olan Ülke CDS primleri: Son altı aydır Gelişmiş Ülke CDS primleri artarken, Gelişmekte Olan Ülke  CDS primleri gevşiyor. Türkiye, gevşeyen primlerde %35 ile başı çekiyor. Türkiye’nin riski diğer Gelişmekte olan ülkelere göre daha azalmış durumda. Ya da bir arkadaşımızın dediği gibi Türkiye için kimse risk almıyor. Risk almayınca sigortalatmıyor. O yüzden sigorta pirimi düşüyor. Arkadaşımızın yaklaşımı bana daha mantıklı geliyor doğrusu. Japonya Merkez Bankası, tahvil faizlerini %0,25 den %0,50 ye çıkardı. Japonya enflasyonu ise 41 yılın yükseği olan %3,7 seviyesine yükseldi.  Dünyayı yakıp kavuran yüksek enflasyon Japonya’ya fayda sağlayabilir diyordum bir süredir. Gelen veriler haklı çıkma olasılığımı artırıyor. Son yıllarda Japonya’nın en büyük sorunu, sıfır hatta eksi enflasyon. Yıllık %2 civarında bir enflasyonun sağlıklı ekonomik büyüme için gerekli olduğuna inanılıyor. Japonya yıllardır %2 enflasyon etksinden mahrumdu. Bu enflasyon bence Japonya’nın ekonomik ivmesini artıracaktır. Faizlerin artması yurtdışında olan tahmini 3 trilyon dolarlık parasının bir kısmının ülkeye geri dönmesine yol açacaktır. Türkiye Döviz Mevduatları: Bankalar nezdindeki döviz mevduatlarındaki erime 16 Aralık haftası da devam etti. 15 eylül tarihinden itibaren 14 milyar dolara yakın azalış söz konusu. Yılbaşına göre 38 milyar dolar azaldı.  Şirketlerde  döviz borcu kapama ya da mal alımına gidiyor olabilir. Vatandaş gerçekten dövizden kaçıyor mu?  Yastık altına giden de var bence. Hisse senedine ve hisse senedi fonlarına oldukça yönelim var. Dövize endeksli tahviller de gözde. Bir de bankalar müşterilerini eurobond alt yapılı fonlara yönlendiriyorlarmış son zamanlarda. Ana para + faiz garantili bu fonlar müşteriyi aslında dövizde tutuyor ama bankanın DTH hesabında düşüş göründüğünden bankayı iktidarın hışmından koruyor. Krediler: Kredi kullanımdaki hafif yukarı eğilim devam ediyor. 16 Aralık haftası  72 milyar TL oldu. Aralık hafta ortalaması 64,5 milyar TL.  Haftalık Eylül ortalaması 40 milyar TL, Ekim ortalaması 46 milyar TL, Kasım ortalaması 51 milyar TL gerçekleşmişti. Asgari ücret açıklandı: 2023 yılı için asgari ücret 8,500 TL olarak açıklandı.  Yine iki aylık çoşkulu bir ferahlama yaratacaktır ancak, Mart ayı ile birlikte aynı hamam aynı tas ortamına döneriz. Asgari ücretteki artışın enflasyon karşısında veya dolar karşısında değerlendirmesi yapılıyor. Oysa önemli olan 20 yıl içinde toplam çalışan içindeki asgari ücretli oranı ne oldu!? Emekçinin, Milli Gelirden aldığı pay ne oldu!? Konuşulması gereken daha çok et, ekmek alabilmek mi; yoksa çocuğunuza eşit öğrenim hakkı, ev ve araba hayali kurabilme şansı mı? Seçime Giderken: Seçime hızla yaklaşıyoruz. Umarım bu seçimin bir kişiyi seçme ya da daha çok et, ekmek alma kriterlerine göre belirlemeyiz.  Ama bunları bir yana bırakıp mevcut iktidarın beş yıl önce seçime giderken verdiği sözleri tutup tutmadığına bakarak bir karne vermemiz gerekecek. Sayın Erdoğan ne demişti; “Verin kardeşinize yetkiyi. Görün dövizle, faizle, enflasyonla, şununla bununla nasıl mücadele ediliyor”  Bakalım verdiği sözün eri olabilmiş mi?  2018 den 2022 yılına kredi faizleri (ticari+tüketici ortalama) %19 dan %28 seviyesine çıktı. Enflasyon %20,30 dan %85 seviyesine çıktı. Dolar 5,30 liradan 18,65 liraya çıktı. Ekonomik büyüklüğümüz, dünyada 17. Sıradan 21. Sıraya düştü. Söz verdiği üç ana konuda da başarısız olmuş. Diyeceksiniz ki “dış güçler var.”  İşte 2018 yılında söz verirken “şununla bununla” mücadele edeceğini söylerken herhalde bu dış güçleri kastediyordu. O zaman kadar 16 yıldır iktidar olan Erdoğan’ın dış güçlerin varlığından haberdar olmaması komik olur. Üstelik  2018 seçimlerinde sık sık dış güçlere “eyyy!” diye sürekli söyleniyordu. Kısacası arkadaşım yetkiyi verdin ama etkiyi göremedin. Verilen sözlerin hiç biri tutulmadı. O zaman 2022 de kırıklarla dolu karnenin gereğini yapmalısın. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” 2018 yılında laflara baktınız. 2022 yılında lütfen ayinesine bakın. PİYASA DOLAR/TÜRK LİRASI: Doların gerçek değeri 18,65 lira mı?  2002 yılında Dolar 1,50 liraydı. O günden bu yana Türkiye’nin bileşik enflasyonu %1437. Türk lirası bu kadar değer kaybetmeli. Çok kabaca bir hesap yapalım. Enflasyonu dikkate alırsak dolar bugün 22,5 lira civarında olmalı. Ama yirmi yılda ABD’de %65 enflasyon oluştu. Bence bunu da eklemek gerek üzerine. O zaman 37 liraya ulaşıyoruz. Son zamanlarda bu rakamı dile getiren uzmanlar görüyorum. Sanırım böyle bir fikir yürütüyorlar ki, çok haksız sayılmazlar.
Dolar tüm dünya paraları karşısında gevşiyor. Buna rağmen TL karşısında ısrarla güçlü duruyor. Gizli bir el sabit tutuyor sanki.
Burada sorun 2002 yılındaki 1,50 lira, doların gerçek değeri miydi? Hatırlarsanız iki yıl için 0,50 liradan %300 artış ile %1,50 liraya  hatta 1,77  liraya çıkmıştı. 37 liralık değer sadece enflasyonist etki değeri. Yirmi yılda dış borcun 120 milyar dolardan 450 milyar dolara gelmesi. Merkez Bankası kasasının eksi 55 milyar dolarda olması, 100 milyar dış ticaret açığı, 180 milyar dolar bir yıl vadeli kısa borç etkisi yok işin içinde. Neyse biz tekniğe dönelim. 18,35 üstünde kaldıkça zıplama etkisi devam ediyor.  Ülkede dolarını alıp gidecek yabancı yatırımcı yok. Bir yılda 38 milyar dolar döviz hesabında azalış var. Körfez ülkelerinden, Rusya’dan üç beş dolar geliyor. Merkez Bankası yurtiçi ve yurtdışı bankalardan swap yapıp duruyor. Büyük döviz ihtiyacı olan firmalar mesela Botaş, altı aydır döviz talep etmiyor. Dolar tüm dünya paraları karşısında gevşiyor. Buna rağmen TL karşısında ısrarla güçlü duruyor. Gizli bir el sabit tutuyor sanki. Bu hafta 18,46 destek, 18,80 direnç. Teknik “şimdiye kadar 20 lira görülmeliydi” diyor. Bu hafta ve gelecek hafta önemli. Ya 18.42 liranın altına gelip iki, üç hafta gevşeyecek, sonradan yeniden yükselmeye başlayacak  ya da  en fazla iki, üç hafta daha 18.42 civarında oyalanıp yukarı dönecektir. Bu yukarı dönüş halen zıplama değil. 20- 22 lira bandına doğru normal bir yükseliş olur. Zıplama demek 28 lira ve üstü demek. BİST100: Yabancı satışı 16 Aralık haftasıda devam etti. Bu hafta direnç 5750 puanda, destekleri 5200  ve 4900 puanda. ALTIN/ONS: Bence uzun süreli bir yataya girecek ve bu yatay bandın altı 1700 dolar civarı, üstü ise bu ay göreceği tepe olacak. Bu ay gördüğü tepe şimdilik 1825 dolar. Ayın bitmesine bir hafta var ama sanki 1825 dolar tepede kalacak.  1790 doların altına inmediği müddetçe bu ay 1840, 1870 dolara gitme olasılığı halen var. 1790 doların altında haftalık kapanış yaparsa 1825 dolar büyük olasılık bandın tavanı olacaktır. AVRO/DOLAR: Geçen hafta, “1,06 üstünde başlayabilirse 1,0810 seviyesine kadar çıkıp 1,0610 seviyesini destek yapmaya çalışabilir ama 1,05 civarına kadar gevşeme olasılığı daha yüksek gibi duruyor.” Tahmininde bulunmuştum.  1,06 civarında dinlenmeyi tercih etti. Bu hafta destek 1,06 ve direnç 1,08. BRENT PETROL: Geçen hafta; “86 ve 89 dolara doğru bir yükseliş olabilir” tahmininde bulunmuştum. 84,70 doları gördü. Bu hafta direnç 87 ve 89 dolarda. Destek 76 dolarda. “Çin sıkı covid izolasyonundan vazgeçti ekonomi çarkları dönecek” beklentisiyle haftaya başladık. Haftanın sonunda covid in Çin de dehşet arttığını öğrendik. Bakalım bu hafta tepkisi ne olacak? BITCOIN: Uzun zamandır bu üründe yazmıyorum. Hatırlarsanız ısrarla 19.650 dolar altını göreceğini yazmıştım. Ve burası kırılırsa 12.500 dolara kadar ineceğini düşünüyordum. 15.500 doları destek yapmış gibi duruyor. Buralarda uzunca süre sürüklenebilir. Yukarı dönmesi için bir kaç hafta 17.500 dolar üstünde kapanış yapması gerekiyor.