Üniversite tercihlerinde nelere dikkat etmeli?
Politikyol
Üniversite tercih dönemi hem öğrenciler hem de aileler için oldukça önemli ve zorlu bir süreç. Teknolojinin pek çok mesleği gereksiz hale getirdiği, bazı meslekleri de kısmen ya da tamamen değiştirdiği bir çağda, tercihler öncesinde gelecek öngörüsüne sahip olmak oldukça önemli hale geldi. Sanayi Devrimi sonrasında yaşanan en keskin geçiş olan İnternet ve Teknoloji Devrimi (popüler tabiriyle Endüstri 4.0 devrimi) neler getiriyor, hangi meslekleri ve becerileri parlatıyor? Belirsizliklerle dolu bir dönemde, gelecek projeksiyonunda seçimlerimizi hangi kriterlere dayandırmalıyız? Elbette üniversite tercihi gibi son derece önemli bir konuda dikkate alınması gereken pek çok kriter var. Bu yazıda bu kriterlerin birkaçını, teknoloji ve geleceğin dünyasının getirdikleri bağlamında ele almak istiyorum.
YOK OLACAK VE YÜKSEK TALEP GÖRECEK MESLEKLER
Gençlerimizin üniversite tercihlerinde ve meslek seçimlerinde dünyadaki değişimleri ve özellikle teknolojinin getirdiği dönüşümü mutlaka dikkate almaları gerekiyor. Pandemi döneminde hızlanan yapay zeka temelli sağlık hizmetlerinden, drone’larla yapılan kargo teslimatlarına, blokzincir tabanlı gıda güvenliği takip sistemlerinden, kişisel verilerimizin korunması için geliştirilen siber güvenlik altyapılarına kadar teknoloji, hem bireylerin hayatlarını hem de şirketlerin iş yapma biçimlerini tümüyle değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor. Bu dönüşümün etkisiyle geleneksel meslekler ya yok oluyor, ya da şekil değiştiriyor. Bu nedenle düşüşte değil, çıkışta olan meslekleri seçmek, bu yönde eğitim almak gerekiyor. İş tanımının büyük bir kısmını rutin işlerin, otomasyon ya da algoritmalara devredilebilecek görevlerin oluşturduğu meslekler ortadan kalkmaya en yakın olanlar. Üretimde robotlara devredilebilecek tüm süreçler, dökümantasyona dayalı sekreterya ve muhasebecilik işleri, veri kaydetme ve taramaya ilişkin her türlü iş ve hizmet sektöründe makineler ve algoritmalar tarafından gerçekleştirilebilecek tüm hizmetler oldukça kısa bir süre sonra ortadan kalkmış olacak. 2025 yılında, makinelerle insanların kurumlar içindeki rollerinin %50 - %50 olarak eşitleneceği öngörülüyor. Bu rakamlara bakarak WEF, makineleşme nedeni ile 85 milyon iş kaybı yaşanırken, 97 milyon yeni işin ortaya çıkacağı tahmininde bulunuyor.
Örneğin veri analisti, yapay zeka ve makine öğrenmesi uzmanı, büyük veri uzmanı, dijital pazarlama uzmanı, yazılım ve uygulama geliştiricileri ve veri güvenliği uzmanları, teknolojik dönüşüm nedeniyle ortaya çıkan ve giderek daha fazla talep görecek olan mesleklerden. Görüldüğü üzere bu mesleklerin birçoğu şu anda üniversitelerde doğrudan eğitimi verilen alanlar değil. Günümüzün en önemli sorunlarından biri de bu: Teknoloji, insanların ve kurumların adapte olabileceklerinden çok daha büyük bir hızla ilerliyor. Eğitim kurumları da bu yeni dünyaya ayak uydurmak üzere kendilerini dönüştürmeye gayret ediyorlar. Bu koşullar altında bahsi geçen mesleklerle ilişkili bölümlerde eğitim alıp, destekleyici eğitimler alarak söz konusu alanlarda uzmanlaşmak en mantıklı seçenek. Üniversite tercihlerinde, doğrudan yeni bölümler kurulması yoluyla değilse bile, ilgili dersleri müfredata eklemek suretiyle dönemin ihtiyaçlarına ayak uydurabilen üniversitelerin seçilmesi büyük önem arz ediyor.
YENİ NESİL YETKİNLİKLERİN KAZANDIRILMASI
Bir yandan geleneksel işler ve meslekler ortadan kalkar ya da biçim değiştirirken, diğer yandan bu meslekleri icra edebilmek için gerekli olan beceriler tümüyle ve sürekli olarak değişmeye devam ediyor. Araştırmalar içinden geçtiğimiz hızlı dönüşümler nedeniyle, bir mesleğin icra edilebilmesi için gerekli olan becerilerin %60’ının her 5 yılda bir yerini yenilerine bırakacağını gösteriyor. Bunun anlamı şu: Her 8 yılda bir mesleğinizle ilgili beceriler neredeyse tümden geçersiz hale gelecek ve tamamen yeni beceriler geliştirmek durumunda kalacaksınız. Dolayısıyla üniversitede aldığımız eğitim bir son değil, sadece bir başlangıç. Eğer mesleğinizde başarılı olmak istiyorsanız, alanda yaşanan değişimler doğrultusunda sürekli yeni beceriler geliştirmek ve sürekli öğrenmek durumundasınız. Pandeminin başından bu yana işimize devam etmek için edinmek zorunda kaldığımız yeni becerileri düşündüğümüzde durum daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Elbette pandemi oldukça büyük bir kırılım süreci; ancak bu derinlikte olmasa da sürekli olarak beklenmedik değişimlerle karşılaşacağımız bir çağda ayakta kalabilmenin tek yolu adaptasyon ve sürekli öğrenmeden geçiyor.
Gelecekte en çok ihtiyaç duyulacak olan teknik beceriler arasında yazılım geliştirme, veriyi okuyabilme ve anlamlandırabilme, dijital araçlar üzerinde üstün hakimiyet, tasarım ve girişimcilik becerileri yer alıyor. En az bu beceriler kadar önemli olan ve kişilerin kariyer basamaklarında fark yaratmalarını sağlayan sosyal beceriler ise öğrenmeye açıklık, esneklik ve adaptasyon, yaratıcılık, duygusal zeka ve iletişim becerileri gibi ana beceri setlerini içeriyor.
Hızla değişen sosyal ve teknik beceri ihtiyaçlarının eğitim sistemi ve şirketler tarafından karşılanmasının ise güç olduğunu görüyoruz. Bu noktadan hareketle, doğru meslek seçimi ve bahsettiğimiz becerileri geliştirme konusunda gençlerimizin oldukça dikkatli olmaları ve bu yönde düzenli olarak çaba sarf etmeleri gerekiyor. Üniversite tercihi aşamasında, öğrencilerin bu becerileri kazanmalarına yönelik ders içerikleri ve ek faaliyetler oluşturan, sosyal hayatı ve iletişim becerilerinin geliştirilmesini destekleyen uygulamalara ev sahipliği yapan üniversitelerin tercih edilmesi büyük önem taşıyor. Her ne kadar ana sorumluluk bireyde olsa da, yeni dünyanın gereksinimleri doğrultusunda teknik ve sosyal beceri kazandırma uğraşında olan eğitim kurumları mutlak surette fark yaratıyor.
BAĞLANTILILIK ÇAĞINDA AĞ KURMA İMKANLARI
Günümüzün dünyası aşırı bağlantılılık (hyper-connectivity) çağı olarak nitelendiriliyor. Bireyler ve kurumlar kurdukları bağlantıların gücü kadar güçlü, etkililiği kadar etkili. Böyle bir ortamda üniversite eğitiminin ve genel olarak mesleki ve bireysel gelişimi hedefleyen her çabanın, anlamlı, güçlü ve etkin ağlara erişim konusunda yol açıcı ve destekleyici olması büyük önem taşıyor. Bilgi ve beceriler, bu ağlar içerisinde, ağın diğer üyelerinin sahip olduğu varlıklara eklemlenerek daha büyük katma değer yaratır hale geliyor. Dolayısıyla üniversitelerin bu son derece önemli ihtiyacı karşılamak üzere attığı adımları, hayata geçirdikleri faaliyetleri ve ilişki ve erişim halinde oldukları ağları incelemekte ve bir tercih unsuru olarak değerlendirmeye almakta büyük fayda olacaktır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
Cinsel istismar bulgusu: İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü!
Üsküdar Belediyesi ruhsatsız otopark işletti, hayvanlar için ayrılan paraları amacı dışında kullandı