Günümüz koşullarında, dünyada huzur ve barışı genellikle bozan devletlere bakıldığında, BM’nin yapısının barış düzenini sağlamaya hiç de yetmediği pekâlâ düşünülebilir. Bu BM’nin temsil ettiği hukuk düzenine saygıyı azaltmaktadır.Ukrayna şehirlerinden gelen haberler ve görüntüler vahimdir ancak bilinmelidir ki Uluslararası Ceza Adaletinin durumu da en az bu kadar vahim ve acz içindedir. Mahkemesinin yargı yetkisinin genişlemesi, bir hukuk düzeninde yaşamak isteyen herkesin temennisidir ve bunun önündeki en önemli engel de BM’nin karar alma mekanizmasıdır. Günümüz koşullarında, dünyada huzur ve barışı genellikle bozan devletlere bakıldığında, BM’nin yapısının barış düzenini sağlamaya hiç de yetmediği pekâlâ düşünülebilir. Bu BM’nin temsil ettiği hukuk düzenine saygıyı azaltmaktadır zira veto yetkisi olan 5 daimî devletten herhangi birisinin işlediği veya hoş gördüğü suçlar, sınırsız bir cezasızlıktan yararlanmaktadır. Üstelik mesele mağdurların adalete ulaşması mücadelesinden çıkarak, birinci ligdeki devletlerin birbirlerini siyaseten yıpratmasına yarar malzemeye dönüşebilmektedir. İkinci Dünya Savaşının ardından, 1945 yılında kurulan BM sistemi, Nazi Rejimi altındaki Almanya’nın dünya düzenine saldırısına bir yanıt niteliği de taşımıştır. Görünen o ki o günün koşullarında bulunan çözümün kendisi, günümüz koşullarında, dünya barışının ve ceza adaletinin sağlanmasının önündeki engellerden birisidir ve uluslararası ceza adaletinin hakkı ile elde ettiği saygınlığına zarar vermektedir.
Ukrayna’da işlenen uluslararası suçlar ve olası yargılamalar
Politikyol
Rusya’nın Ukrayna işgalinde işlediği savaş suçlarına karşı ne gibi yaptırımlar vardır? Bu yaptırımların etkisi olabilir mi? Bremen Üniversitesi Hukuk Fakültesi ceza hukuku doçenti Fatma Karakaş Doğan yazdı.
24 Şubat 2022 tarihinden beri Rusya ordusu Ukrayna ülkesi topraklarındadır ve silahlı çatışmalar devam etmektedir. Çatışmalar sivil yerleşim yerlerine yayıldıkça sivil kayıplara dair sözlü ve yazılı haberler vahim boyutlar kazanmaktadır. Binlerce sivilin öldürüldüğü, işkence gördüğü ve toplu mezarlar bulunduğu haberlere yansımaktadır. Mesele şimdi „acaba Rusya-Ukrayna“ çatışmasında uluslararası suçlar işlenmekte midir ve sorumlular yargılanacak mı?“ ekseninde tartışılmaktadır.
1945 yılında, kurucuları arasında Sovyetler Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallığın da bulunduğu Birleşmiş Milletlerin şemsiyesi altında bir dünya düzeni oluşturuldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, uluslararası ceza hukukunun kuruluşuna ve işleyişine katkı sunmuş, uluslararası toplumun düzenine ve barışına karşı işlenen suçların sorumlularının yargılanması için adımlar atmıştır.
Nitekim 2002 yılında BM öncülüğünde kurulan ilk daimî Uluslararası Ceza Mahkemesi, uluslararası toplumu bir bütün olarak hedef alan, soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırganlık suçu olmak üzere dört grupta toplanan uluslararası suçları yargılama yetkisine sahiptir. Roma Statüsü bu mahkemenin kuruluş belgesidir. Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Mahkemenin yargılama yetkisi, devletlerin egemenliğine saygı prensibi gereği hem suç sayısı hem de yer yönünden oldukça sınırlıdır.
25 Şubat 2022 tarihinden başlayarak şimdiye kadar, BM Güvenlik Konseyi tarafından uluslararası ceza adaletinin sağlanması konusunda bir adım atılamamıştır zira beş veto yetkisi olan devletten birisi de zaten Rusya olduğu için, BM Güvenlik Konseyi bir kez daha felç olmakla kalmıştır. Ukrayna’da işlenen suçlar bakımından Uluslararası Ceza Mahkemesine yetki verilememiştir. Nitekim BM’nin veto kaynaklı bu yapısal elverişsizliği yüzünden, Suriye’de işlenen suçların faillerinin yargılanması da mümkün olamamıştır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı, 28 Şubat günü Ukrayna’daki durumu yakından izlediğini ve „işlenmekte olan olası uluslararası suçların izini süreceğini“ söyledi, ardından 2 Mart günü, Roma Sözleşmesinin tarafı 39 üye ülke tarafından, Uluslararası Ceza Mahkemesine ihbarda bulunuldu ve Ukrayna’ya askeri saldırı kararı alan Rus yetkililerinin saldırganlık suçundan soruşturulması talep edildi. Rusya’nın Ukrayna topraklarına girmesi, akla savaş çıkartma ve saldırganlık suçunu getirmektedir ki bu suç 2018 yılından beri Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisi kapsamındadır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkisinin kaynağı olarak, Ukrayna hükümetinin, 2015 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptığı beyanı gösterdi, zira Ukrayna da aynen Rusya gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünün tarafı değildir. Ukrayna’nın beyanı, Roma Statüsüne taraf olmamakla birlikte, Ukrayna topraklarında terörist faaliyet yürüten ayrılıkçı DNR ve LNR grupları ve onları kışkırttığını iddia ettiği Rusya yetkililerinin Ukrayna topraklarında işlediği uluslararası suçların soruşturulması ve yargılanması bakımından, 20 Şubat 2014 yılından başlayarak belirsiz bir zaman boyunca Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisini tanımak mahiyetindedir.
Rusya’nın Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisini tanımamış ve Roma Statüsüne de taraf olmaması sebebiyle, mevcut girişimlerin somut sonuç verme ve ceza adaleti sağlama olasılığı yüksek değildir. Rusya’nın BM Güvenlik Konseyinin daimî üyesi olması, Ukrayna’da işlenen suçların yargılanması için özel bir ceza mahkemesi kurulması şansını da sınırlandırmaktadır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından açılacak dosyalar, faillerin mevcut olmaması sebebi ile ilerleyemeyecek ve yıllarca sürüncemede kalabilecektir. Uluslararası Ceza Adaletinin bu açmazı yeni değildir, aralarında Türkiye, Çin, ABD’nin de bulunduğu çok sayıda devlet, Roma Statüsünün tarafı değildir ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin itibarını önemsediklerini söylemek güçtür. Örneğin Ömer El Beşir, hakkında soykırım suçundan Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılmış yakalama kararına rağmen, 30 Ekim 2018 günü, Sudan Cumhurbaşkanı sıfatıyla, İstanbul Havalimanı açılışında protokolde Türkiye Cumhurbaşkanı ile birlikte yer almıştır. Ömer El Beşir ülkesinde askerin yönetime el koyması sonrası Uluslararası Ceza Mahkemesine iade edilmiş ve halen Lahey’de tutuklu yargılanmaktadır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Otopsi raporu ortaya çıktı: Rojin'in ölüm nedeni belli oldu