Türkiye’de siyasi partilerin en cefakar/vefakar unsurları kimlerdir diye bir soruya verilecek en net yanıt muhtemelen parti üyeleri şeklinde olur. Bunun nedeni üzerine düşünmeye fazla gerek yok. Partileri için vakit ve nakitlerini harcayan üyeler parti yönetim organlarının seçimleriyle genel, yerel seçimlerde parti yönetimlerin gözdesi oldukları için, kimi siyaset bilimciler üyeleri partilerin ‘hazır kıtalar’ı (foot soldier) şeklinde tanımlar
[1].
Partilerin topluma ulaşabilmeleri, toplumla bağ kurabilmeleri ancak üyeleriyle mümkündür. Üyenin bulunmadığı bir parti örgüt yapısı varlığını sürdüremeyeceği gibi, toplumsal meşruiyetleri de olmaz. Üyeler her şeyden önce partiye gönüllü iş desteği sağlar, özellikle seçim sürecindeki çalışmalarıyla hem seçmeni sandığa çekerler hem de yeni seçmenleri partilerine kazandırabilirler.
Üyelik salt seçimden seçime parti için oy istemekle sınırlı değildir. Siyasetin geleceğe yönelik şekillenmesinde de önemli rol oynarlar. Partilerin ihtiyaç duyduğu yeni siyasetçiler üyelik sistemi aracılığıyla yetiştiği gibi, bürokrasiye insan kaynağı aktarılmasında de önemli birer demografik unsurdur üyeler. Parti üyeliği bireylerin siyasal toplumsallaşmasında da aracı kurum olarak işlev görür, siyasetin öğrenilmesinde adeta eğitim kurumu işlevi görürler. Partilerde üye olarak çalışma örgütlerde insanların pazarlık deneyimi, siyasi tercihleri geliştirme ve çıkar koalisyonlarını organize etme konusunda deneyim sahibi olmalarını sağlar. Üyeler toplumun taleplerini parti yönetimlerine aktarma anlamında kanaat taşıyıcıları olarak toplumun sesi oldukları gibi, siyasa gündeminin belirlenmesinde de etkili olurlar
[2].
Parti üyeliği niceliksel anlamda partiler için önemlidir. Çünkü, partilerin üye sayısı ne kadar fazla olursa, bu durum toplumsal destek şeklinde kabul edilerek, kitle nezdindeki meşruiyet düzeyinin yüksekliği olarak algılanır, bundan övünç duyulur.
Üyelerin bu faziletlerine ve partiler için hayati önemlerine rağmen, özellikle 1990’lardan itibaren batı demokrasilerinde partiler üyeler için siyasi cazibe merkezi olmaktan çıkarken, partiler de üyelerini sayısal varlıkları dışında önemsememeye, organlarının, ulusal, yerel iktidarın belirlenmesine yönelik seçimler dışında dikkate almamaya başlamışlardır. Nedenleri karmaşık olsa da, üyelik alanındaki çalışmalarda bireyin parti üyesi olarak siyasal katılımı etkileyen faktörler olarak siyasal kaynaklar (bireyin eğitim, gelir, sivil deneyim) gibi sosyolojik, sosyal normlar, parti kimliği gibi sosyal pozisyonlarına dayalı sosyo-psikolojik, fayda-maliyet oranına dayalı olan motivasyon ve fırsatlar olmak üzere farklılaştığı belirtilir. Kaynaklar bireyin politik katılma yeteneğini belirlerken, motivasyon katılım için bireyi teşvik eden unsurlardır. Fırsatlar ise bireyin katılım kararını etkileyen, kolaylaştıran, kısıtlayan faktörlerden oluşur
[3].
Çoğu batı demokrasilerinde partiler 1980’lerden itibaren üye kaybetmektedir. Örneğin; Fransa’da üye sayısı 1 milyon 122 bin 128, İtalya’da 2 milyon 91 bin 887 Birleşik Krallık’ta 853 bin 156 azalırken, sadece Portekiz’de 50 bin 381, Slovakya’da 37 bin 777, Yunanistan’da 375 bin, İspanya’da 808 bin 705 artmıştır
[4]. Parti bazlı birkaç örnek vermek gerekirse, Hindistan’da Bharatıya Janata Partisi. 2015’te 88 milyon kayıtlı üyeye sahipken, üye kaybeden İngiltere’de 2018’de İşçi Partisi’nin 552 bin, Muhafazakâr Parti’nin 124 bin üyeye gerilemesi dikkate değerdir.
ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM
Türkiye’de 1985’ten günümüze üyelik sayısal olarak artıyor. Nitekim 1985’te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na kayıtlı 857.844 parti üyesi varken, süreç içinde düzenli olarak artış göstermiştir.
Tablo 1: Yıllara Göre Parti Üye Sayısı
PARTİ ÜYE SAYISI |
(N) |
1985 |
857.844 |
1989 |
4.852.143 |
1993 |
7.630.354 |
2002 |
7.210.308 |
2005 |
9.342.277 |
2011 |
9.611.991 |
2014 |
11.410268 |
2020 |
13.147251 |
2021 |
14.216039 |
12 Eylül rejiminin ardından özellikle 1989’da ciddi bir sıçrama dikkate değer. AKP’nin iktidara geldiği yıl 7.210.308 olan üye sayısı Nisan 2021 itibarıyla 14.216.039’a yükselmiştir. Görüldüğü üzere, dönem, yıllar itibarıyla düzenli, kademeli bir artış sözkonusu. Çarpıcı olan, kayıtlı 106 partinin 26’sının üyesinin bulunmamasıdır. Parti isimleri ise bir hayli iginç. Birkaç örnek verelim: Türkiye Altın Çağ Partisi (En son kurulan parti), Güzel Parti, Sevgi ve Saygı Partisi, İşçinin Kendi Partisi, İlk Parti, Demokrasi Zamanı Partisi. Partilerin 18’i 2002 öncesi, 88’i ise 2002 ve sonrası kurulmuştur.
Tablo 2: Partilerin Toplam Üye Sayısının Kayıtlı Seçmen Sayısına Oranı
KAYITLI SEÇMEN/ÜYE ORANI |
(%) |
1985 |
4, 2 |
1989 |
17,3 |
1993 |
23,9 |
2002 |
17,4 |
2005 |
21,4 |
2011 |
19,1 |
2014 |
21,6 |
2020 |
24,7 |
2021 |
26,7 |
İlgili tarihler itibarıyla kayıtlı olan seçmenlerin sayısına göre üye sayısı oranlandığında, 1985’te kayıtlı seçmenlerin % 4,2’si bir partiye üye iken, bu oran 1993’te % 23,4’e yükselmiş, 2002’de % 17,4’e gerilemiştir. Üye sayısındaki azalma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1’den fazla üyeliği iptal etmesinden kaynaklanmıştır. 2014’ten itibaren yine kademeli bir artış gözleniyor. Nisan 2021 itibarıyla en az her 4 seçmenden 1’inin parti üyesi olması bu anlamda çarpıcıdır.
PARTİLERDE ÜYELİK TRENDİ
Partilerin üye sayısının seçmen sayısı içindeki payı, topluma yayılma kapasiteleri anlamında önemli bir göstergedir. Bu açıdan bakıldığında 31 Mart yerel seçimleri belediye meclis üyeliği oylarını veri alarak yaptığımız bir hesaplamaya göre, AKP seçmenlerinin % 60’ının partiye üye oldukları anlaşılıyor.
Tablo 3: Partilerin Üye Sayısının Seçmen Sayısına Oranı (31 Mart Belediye Meclis Üyeliği Seçimine Göre)
PARTİ SEÇMEN SAYISI/ÜYE ORANI (PARTİLER) |
% |
AKP |
60 |
CHP |
9,9 |
İYİ PARTİ |
11,7 |
MHP |
14,9 |
SAADET PARTİSİ |
16,4 |
HDP |
1,7 |
DEMOKRAT PARTİ |
108,7 |
CHP seçmeninin ise ancak % 9,9’unun partilerine üye olması düşündürücü bir bulgudur. Demokrat Parti’nin özelliği; seçmeninden çok üyesi olan tek parti oluşu, bir başka ifadeyle kayıtlı üyelerinin bir kısmından oy alamayan parti niteliğine sahip olmasıdır.
Tablo 4: Partilerin Üye Sayısının Toplam Parti Üyeliği Sayısına Oranı
Toplam Parti Üyeliği/Parti Üye Oranı |
(%) |
AKP |
77,3 |
CHP |
8,8 |
MHP |
3,4 |
DEMOKRAT PARTİ |
2,9 |
İYİ PARTİ |
2,6 |
SAADET PARTİSİ |
1,5 |
HDP |
0,3 |
DEVA |
0,2 |
GELECEK |
0,2 |
Kayıtlı toplam parti üyeleri içinde partilere göre üye dağılımı, her 4 parti üyesinden 3’ünün AKP üyesi olduğuna işaret ediyor. Üyelerin ancak % 8,8’i CHP, % 3,4’ü MHP, % 2,6’sı İYİ Parti, % 0,3’ü HDP’li. Tablo çok belirgin biçimde AKP dışında niceliksel anlamda partilerde üyelerin adının olmadığının ilanı. Niteliksel durum ise neredeyse tüm partilerde benzer ve bir sonraki yazımızın konusu.
Tablo : Yıllara Göre Partilerin Üye Sayısı (N)
PARTİLER |
2008 |
2012 |
2020 |
2021 |
AKP |
1796799 |
7072985 |
10195904 |
10984312 |
CHP |
551539 |
944513 |
1257753 |
1257110 |
MHP |
147006 |
367626 |
479199 |
479197 |
DTP-HDP |
17097 |
30508 |
39334 |
40528 |
SAADET PARTİSİ |
33088 |
219436 |
220830 |
211823 |
DEMOKRAT PARTİ |
828943 |
733032 |
443757 |
410898 |
İYİ PARTİ |
|
|
266440 |
368344 |
GELECEK PARTİSİ |
|
|
|
27211 |
DEMOKRASİ VE ATILIM PARTİSİ |
|
|
|
30088 |
TÜRKİYE DEĞİŞİM PARTİSİ |
|
|
|
233 |
MEMLEKET PARTİSİ |
|
|
|
0 |
DİĞER |
|
|
244034 |
406295 |
TOPLAM |
|
|
13147251 |
14216039 |
Yukarıdaki tabloda seçilmiş partilerin belirli yıllara göre üye sayılarındaki değişim verilmektedir. 2008’de 1milyon 796 bin 799 üyesi olan AKP’nin 2021’de 10 milyon 984 bin 312 üyeye ulaşması, toplumun politik kılcal damarlarına yayılma yoğunluğunu yansıtması açısından dikkate değerdir. Parti devletine dönüşen Türkiye’de yayılmanın dinamikleri sosyal, politik, psikolojik ekonomik faktörlerle açıklanabilir ki buna bir sonraki yazımızda değinilecektir.
CHP 13 yılda üye sayısını 2 kat arttırarak 551 bin 539’dan 1 milyon 257 bin 110’a çıkarmıştır. İYİ Parti son 1 yıl içinde üye sayısını % 40 arttırma başarısı gösterse de, araştırmalara yansıyan oy oranı veri alındığında, üye sayısının düşük olduğu açıktır. Çarpıcı bulgulardan biri de, Demokrat Parti’nin 13 yıl içinde üyelerinin yarısını kaybetmesidir ki bu anlamda Batı demokrasilerinde üyelik kaybı yaşayan partilerle benzerlik göstermektedir. 2008’de 828 bin 943 olan üye sayısı 410 bin 898’e gerilemiştir. Tüm partilere kayıtlı üye sayısı 1 yılda 1 milyon 68 bin 788 artarak 14 milyon 216 bin 39’a ulaşmıştır. 10 parti toplam üyelerin 13 milyon 809 bin 744’üne sahipken, kalan 96 partinin sadece toplam 406 bin 295 üyesi mevcut. Bu anlamda üyelik bağlamında AKP merkezli bir gönüllü kartelin varlığı yadsınamaz.
NİCELİK Mİ NİTELİK Mİ?
Siyasi parti üyeliğinin sayısal gelişimi, Batı demokrasileriyle karşılaştırıldığında Türkiye’de parti üyeliğine bir rağbet olduğunun kanıtı. Tabii ki iktidar partisine yönelik bir rağbet. Partilerin üye sayılarını arttırma yoluyla topluma ulaşması, onlardan aldığı işgücü, maddi, manevi destekle işlevlerini yerine getirmesi önemli. Fakat, parti üyeliği konusunda temel meselelerden biri bu destek salt niceliksel büyümeyle mümkün mü? Yoksa, ‘tabela üyeler’ ya da ‘uyuyan ortaklar’
[5] yerine üye aktivizmi ile partiler siyasal hayatta daha etkin olabilirler mi? Bu soruların yanıtları da bir sonraki yazımızda.
[1] S.E.., Scarrow;
Political Parties and Democracy in Theoretical and Practical Perspectives. Implementing Intra-Party Democracy, National Democratic Institute for Intrenational Affairs, 2005. İnternet adresi: http://www.accessdemocracy.or/library/1951_polpart_scarrow-110105.pdf
[2] M., Maor;
Political Parties and Party Systems: Comparative Approaches and The British Experiences, Routledge, London, 1997, s.95-96. Metinin bir kısmı şu eserden alıntılanmıştır: Tanju Tosun, Gülgün Erdoğan Tosun;
Türkiye’de Siyasal Parti Üyeliği ve Katılım, SODEV Yayınları, Kalkedon Yayınları, İstanbul, 2010, s.12-15.
[3] Bkz. Alexandra Nonnenmacher, Tim Spier, “Introduction:German Party Membership in the 21
st Century”,
German Politics, C:28, 2019, s.150-161.
[4] P.Mair, I. Van Biezen; “Party Membership in Twenty European Democracies 1980-2000”,
Party Politics, 2001, 7,1,s.5-21.
[5] Parti üyeleri için ‘Uyuyan Ortaklar’ kavramı literatüre şu eserle kazandırılmıştır: Karina Pedersen, Lars Bille, Roger Buch v.d.; “Sleeping or Active Partners?: Danish Party Members at the Turn of the Millennium”,
Party Politics, July 2002, 10(4), s.367-384.