1990’lı yıllarla birlikte artan finansal küreselleşme ve finans kapitalin tüm ekonomiye nüfus etmesi karşımıza yeni bir kavram çıkarı; “Finansal Kapsayıcılık”.
Finansal Kapsayıcılık kavramını firma ve hane halklarının finansal hizmetlere erişebilme dereceleri olarak tanımlayabiliriz.
Finansal hizmetlere erişimi sınırlı olan daha fazla firma ve bireyin finansal hizmetlere ulaşabilmesi anlamında Ortodoks iktisat tarafından çok önemsenen finansal kapsayıcılık özünde finansal sisteme borçlandırılmış daha fazla firma ve hane halkını ifade etmektedir. Bu durum IMF tarafından, finansal kapsayıcılığın finansal derinliği artıracağı ifadesi ile süslenmektedir. Daha fazla hane halkının krediye erişimi, sigorta şirketlerinin yeni ürünlerinin yaygınlaşması ve kullanımı hep bu kavram içinde ele alınmaktadır. Bana göre ise işin özü, finans kapitalin kendine daha borçlanacak daha fazla köle aramasıdır.
Son birkaç yılda kripto varlıkların gelişimi ve yaygınlaşması kanımca finansal kapsayıcılığın bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Merkezi olmayan finans (DeFi) daha fazla kapsayıcı olması için merkezi finansa muhtaç görünüyor. Yani daha fazla hacim, daha fazla insana ulaşmak için merkezi finansın araçlarından ve kurumların yararlanmak zorunda kalıyor. Bunun en büyük nedeni teknolojinin kapsayıcılığının henüz finans kapitalin kapsayıcılığına ulaşamamış olmasıdır. Fakat bu ilişki aynı zamanda finans kapitalin kapsayıcılığını da artırmaktadır.
KRİPTO PARA NEDEN CAZİP?
Çünkü kripto varlıkların bu kadar popüler olmasında yani talep edilmesinde yüksek kazançların cazibesinin yanı sıra merkezi finansa olan güvenin azalması da neden olmuştur. Kripto varlıklara bu ilgi kripto varlık üzerinden işlem yapan merkezi borsaların oluşmasına neden olurken pek çok ahlaki riski de beraberinde getirmiştir.
Gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde merkezi finans üzerinden işlem yapan kripto borsaların yol açtığı sorunlar, kripto varlıkların fiyatlarındaki aşırı oynaklıklar bu piyasalara yönelik düzenleyici tedbirlerin daha yoğun biçimde konuşulmasına neden olmuştur.
Diğer yandan merkezi olmayan finansın ve kripto varlıkların gittikçe daha güçlü biçimde merkezi finansı tehdit etmesi ve devlet paralarına rakip olması ve blok zinciri teknolojisinin gelişi, yaygınlaşması Merkez Bankalarının dijital paralara daha fazla kayıtsız kalamayacakları bir duruma evrilmiş ve bu yöndeki çabaları güçlendirmiştir.
Bu noktada Merkez Bankalarının kendi dijital paralarını çıkartmalarının ve blok zinciri teknolojisinin gelişiminin aynı zamanda finansal kapsayıcılığın da artmasına neden olabilecektir.
IMF Tobias Adrian ve Tomasso-Mancini Griffoli tarafından kaleme alınan yazıda Merkez Bankası dijital paralarının olası fayda ve maliyetleri incelenmiştir.
Yazarlar, merkez bankası dijital paralara geçiş süreci iyi yönetilir ve düzenlenirse, dijital para biçimleri gelişmekte olan piyasalar ve düşük gelirli ekonomiler için bir nimet olabilir demektedirler. Peki, bu sürç finansal kapsayıcılığı nasıl artırabilir sorusuna yazarların cevabı şu biçimdedir; “Dijital paraya ve telefon tabanlı işlemlere geniş ve ucuz erişim, geleneksel banka hesapları olmayan 1,7 milyar insan için finansal hizmetlere kapı açabilir. Gelişen piyasa ekonomileri ve az gelişmiş ülkeler için, ticaret ve pazar entegrasyonunu kolaylaştırarak, onlar için giderek daha fazla bağlantı sağlayabilir”.
Ancak elbette tüm bunların olabilmesi için geri kalmış ülkelere güçlü internet alt yapınsın sağlanması, yoksul hane halklarının yeni dijital ödeme hizmetlerine bağlanması gerekmektedir. Bu konuda bu ülkelerin beraber oluşturabilecekleri alt yapı yatırımlarına ilişkin makro plana ve stratejiye ihtiyaçları olduğu çok açık. Böylesi kamusal yatırımlar bu ülkelerin iktisadi gelişimi için de kaynak oluşturabilecektir. Elbette bu ülkelerin büyük ekonomiler tarafından teknoloji transferi ile desteklenmesi gerekmektedir. Yani yeni dijital dönüşüm merkez ülkelerle sınırlı kalmamalı çevre ülkeleri de kapsayacak bir plan dahilinde olmalıdır.
Ayrıca tüm bu işlemler küresel boyutta işbirliği gerektiren regülasyonları da kapsamalıdır. Bunun aksi yönde bir gelişim merkez-çevre ülkeler arasındaki gelir uçurumunun daha da büyümesine ve küresel eşitsizliklerin daha da artmasına neden olabilecektir.
Bunun çözümü küresel gelir eşitsizliğini azaltıcı tedbirlerin hayata geçirilmesi yönünde küresel işbirliğinin ve yoksul ülkelere yönelik borç jübilesinin sağlanmasından geçmektedir. Ayrıca her ülke kendi içinde benzer politikalar uygulamalıdır. Yani yoksul ülkelere yönelik teknoloji transferinin yanı sıra gelir eşitsizliğini azaltıcı politikaların eş anlı uygulanması gereklidir.
YASAL DÜZENLEME NEDEN GEREKLİ?
Dijital paraların gelişimine geri dönersek. Merkez bankası dijital paralarının özel sektör dijital para birimlerinden önemli bir avantajı da bunların merkez bankasının yasalarına ve kurallarına tabi olmasından gelmektedir. Yani Mevcut kripto varlıklara göre daha güvenli olabilirler. Elbette pek çok konunun açlığa kavuşturulması gerekmektedir. Örneğin, kripto varlıkların siber saldırılara karşı güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Enerji güvenliğinin sağlanması ve kesintisiz olması da bu meselelerden biridir. Yine özel para birimlerinin yasa dışı faaliyetlerin güvenli limanı olmalarının önüne geçebilecek düzenlemelere de ihtiyaç vardır.
Paranın daha çok kredi ile yaratılan bir borç senedi olduğu günümüzde elbette özel paraların toplam para arzı içindeki payı devlet paralarından daha fazladır. Ancak günümüzde yaratılan özel paralar da merkez bankasının banka notlarına dayalıdır. Merkez Bankaları sahip oldukları senyoraj avantajlarını kolay kolay teslim etmeyeceklerdir.
Ben devlet paralarının daha güvenli ve istikrarlı olduğunu savunan taraftayım. Mevcut kripto varlıkların güvencesiz ve riskli olduğunu düşünmekteyim. Küresel finansın yeni bir sürece evrildiğinin farkında olmakla birlikte bu sürecin gelir eşitsizliklerini daha fazla büyütebileceği endişesini taşıyorum. Ancak elbette hem merkez bankası hem de özel kesimin dijital paraları arasında kıyasıya bir rekabetin oluşacağı kaçınılmaz bir sürece girdiğimiz de açıktır. Bu süreç merkez bankalarının daha fazla finansal istikrara odaklı olmalarını yani asli görevlerine geri dönmelerini de gerektirmektedir. İlgili IMF yazısının linkini aşağıda paylaşıyorum. Esen kalın.
https://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2021/06/online/digital-money-new-era-adrian-mancini-griffoli.htm?utm_medium=email&utm_source=govdelivery
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
Bursa Adliyesi'ndeki silahlı saldırıda yaralanan jandarma şehit oldu
Boğaziçi'nde mülakat çıkmazı: Mahkeme düşük notlu mülakatı iptal etti, yine düşük not verildi
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü