Olası smokin kuyruğu etkisini zayıflatmak için mümkün olduğu ölçüde Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinde en geniş muhalefet birlikteliğiyle süreci yönetmek olmazsa olmazdır.
Türkiye, siyasal gündemdeki sorunların çok hızlı üretilip tüketildiği ülkelerden biri. İmamoğlu hakkındaki yargı kararının tartışılması, şiddetini muhtemelen yakında kaybedecek ve yerini yeni tartışmalara bırakacak. Meclis gündemine geldiğinde iktidar bloğunun başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği teklifine muhalefetin yaklaşımı, kabul ya da reddin siyasal sonuçları, değişikliğin referanduma gitmesi durumunda seçime olası etkileri, seçimler yaklaştıkça Cumhurbaşkanlığı seçimiyle parlamento seçiminin aynı gün yapılmasının seçmen tercihlerine olası yansımaları önümüzdeki günlerde gündemi meşgul edecek tartışma konuları arasında.
2017 Anayasa değişikliği öncesi mevcut olan parlamenter/yarı-başkanlık karışımı sistemde, Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin her iki kurumun görev sürelerinin farklı olması nedeniyle aynı tarihte yapılması mümkün değildi. 21/1/2017 tarih ve 6711 sayılı kanunla Anayasanın 77.maddesinde
“Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir aynı günde yapılır” şeklinde değişikliğe gidilirken, kanun teklifi gerekçesinde, aynı tarihte yapılma gerekçesi md.4’te herhangi bir neden belirtilmeden şu şekilde düzenlenmiştir:
“Mevcut hükümet sisteminde Bakanlar Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden, Meclisin onayıyla kurulmakta ve Meclisin güvenoyuna bağlı olarak görevde kalmaktadır. Maddeyle, yasama ile yürütmenin aynı gün doğrudan halk tarafından beş yıl için seçilmesi öngörülmektedir. Bu düzenlemeyle seçimlerin yapılmasıyla birlikte yürütme organı oluşacak ve yasama organı teşekkül edecektir”[1].
Değişikliğin gerekçesinde ne hukuki ne de siyasi anlamda doyurucu ve değişikliğe gitmeyi gerektiren bir açıklama olmadığına göre, muhtemelen amaç sandığa yansıyacak seçmen tercihinde yasama organında çoğunluğu kazanacak partiyle başkanın aday olduğu partinin aynı olmasını, bu anlamda bölünmüş çoğunluğun oluşmamasını sağlamaktır. Bu anlamda yasamadaki çoğunluğun başkanın seçildiği partiyle uyumlu olmasının yürütmenin etkinleşmesine katkıda bulunmak, bunun da siyasal istikrarı tesis etmesine katkı sağlamak hedeflenmişti. Asıl amaç ise tabii ki iktidarın yasama ve yürütmede farklı partilerin elinde olmasının önüne geçmekti.
Türkiye “bölünmemiş çoğunluk ve iktidar” hedefli örüntüyü 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminin birlikte yapılmasıyla deneyimlemiş, aynı gün yapılan seçimlerde Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilse de AKP parlamentoda çoğunluğa ulaşamamıştır.
Önümüzdeki seçimlerde iki seçimin aynı gün yapılacak olması, başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliğinin parlamentoda referanduma gitmeyi gerektiren bir sayısal desteğe ulaşma olasılığıyla birlikte düşünüldüğünde, bunun önümüzdeki seçimlere ne tür etkileri olabilir şeklindeki bir soruya yanıt aramak gerekir. Bundan önce, dünyadaki örneklere kavramsal çerçeveyi de dikkate alarak göz atmak yerinde olacaktır.
BAŞKANLIK SEÇİMLERİNDE SMOKİN KUYRUĞU ETKİSİ (COATTAİL EFFECT)
Son yıllarda “Smokin Kuyruğu Etkisi” siyaset bilimcilerin inceleme konularından biri olup, başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir smokin kuyruğu etkisiyle yasama parçalanmasını etkilediği, bu anlamda seçimde yarışan partilerin kaderinin, partilerin başkan adayının kaderine bağlı olduğu şeklinde görüşler vardır.
Başkanlık seçimlerinin yasama organı seçimleriyle yakın tarihte olması yasama organındaki parçalanmayı azaltmak gibi bir etki yaptığı çeşitli akademik çalışmalarda ortaya konmuştur.
Smokin kuyruğu etkisi partilerin ve adayların başkanın peşine takılarak, başkanın sürükleyiciliğinde seçim başarısı elde etmesidir. Bunun nedeni; başkanlık ya da cumhurbaşkanlığının en önemli seçim ödülü olmasıdır. Başkanlığın/Cumhurbaşkanlığının etkisinin seçimlerin üç değişken arasındaki etkileşime bağlı olduğu araştırmalarda tespit edilmiştir: seçimlerin zamanlaması, cumhurbaşkanı adaylarının sayısı ve parlamento seçim sistemi.
Başkanlık seçimlerinin yasama organı seçimleriyle yakın tarihte olması yasama organındaki parçalanmayı azaltmak gibi bir etki yaptığı çeşitli akademik çalışmalarda ortaya konmuş
[2], yakın tarihlerde yapılan başkanlık ve parlamento seçimlerinde başkanların yasama organlarında partilerinin temsilcilik kazanmasına dolaylı etki yaptığı akademik araştırma bulgularına yansımıştır.
İki seçimin aynı anda yapılması özellikle başkanlık sisteminin “toplamı sıfır” olan, “kazananın her şeyi kazandığı, kaybedenin her şeyi kaybettiği” mantığıyla işleyen bir siyasi rekabete dayanması nedeniyle, başkanlık seçiminde başkana oy vermenin sistemin ödüle dayalı işlemesi dolayısıyla seçmenleri psikolojik olarak başkanın partisine yöneltme olasılığı yüksektir. Tabii ki bunda siyasi rejimin niteliği, başkanın karizmatik özellikleri, siyasi kültürde liderliğe bakış, partilerin ve ittifakların da gücü etkilidir.
EŞZAMANLI SEÇİMLER VE REFERANDUMLAR
Dünyada genel seçimlerle referandumların aynı zamanda yapıldığı çeşitli ülkeler mevcut. ABD'den Uruguay, Ermenistan, Tayvan, Slovakya’ya kadar uzanan ülkelerde eşzamanlılığın en önemli siyasi etkileri seçimlere katılımı arttırması olsa da iktidara destek vermeme anlamında protestocu oy verme davranışının referandum üzerinde yayılma etkisine sahip olma riski taşımasıdır.
Özellikle referandum konusunun partilerin kampanya mesajlarında açık ve özlü bir şekilde iletilmemesi durumunda, bunun iktidar aleyhine sonuçlar üretmesi olasıdır
[3]. Buna karşılık, referanduma sunulan konunun niteliği, sunan iktidar tarafından seçmene iyi anlatılması, seçmenin değerleriyle konu uyuştuğu takdirde, iletilen mesajların gücü ve iletenlere olan desteğin de etkisiyle, başkanlık ve genel seçimlerle birleştirilecek referandumda seçmen desteği ya referandumdan ya da seçimin kendi dinamikleri, başkanın popülaritesi gibi faktörlerle hem referanduma yönelik olumlu desteği hem de iktidar partisine olan desteği arttırabilmektedir.
Başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı gün yapıldığı ülkelerde rejim tipi ve başkanın partisinin parlamentolarda seçim kazanıp çoğunluk elde etme durumu
*16 Okyanus ülkesi de incelemeye dahil edildiği için toplam ülke sayısı 202’dir. **Afrika’da Burkino Faso ve Sudan’da demokrasi askıya alındığı ya da Anayasal olarak tanımlanmış bir durum bulunmadığı için dahil edilmemiştir.
***Avrupa kıtasında 52 ülke değerlendirmeye dahil edilmiştir. Demokrasi tipine göre toplam sayının farklı olma nedeni, bazı ülkelere demokrasi endeksinde yer verilmemesindendir. Veriler en son 2021 yılında yapılan seçimlere aittir.
- Başkanlık seçimiyle parlamento seçiminin aynı gün yapıldığı ülkeler (n)
- Başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı gün yapıldığı ülkelerde başkanın partisi parlamentoda kazanıyor mu? (n)
- Seçimlerin aynı gün yapıldığı ülkeler hangi tip demokrasiler? (n)
1- Başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı gün yapıldığı ülkeler
202 ülkenin 39’unda (%19,3) devlet başkanlığı seçimiyle parlamento seçimleri aynı günde yapılıyor. Afrika kıtasındaki 53 ülkenin 18’inde (%33,9), Amerika kıtasında 40 ülkenin 15’inde (%37,5), Asya’da 41 ülkenin 3’ünde (%7,3), Avrupa’da 52 ülkenin 3’ünde (%5,7), 16 Okyanus ülkesinin 1’inde seçimler aynı gün gerçekleştiriliyor. Avrupa’da ise sadece Bosna-Hersek, Sırbistan ve Türkiye’de bu durum söz konusu.
Başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı gün yapıldığı ülkelerde başkanın partisi parlamentoda da kazanıyor mu?
Parlamento seçimleriyle başkanlık seçimlerinin aynı gün yapıldığı ülkelerde parlamentoda çoğunluğa sahip partiyle, başkanın partisi farklı mı diye baktığımızda, Afrika ülkelerinin 16’sında (18 ülkenin ikisinde (Burkina Faso, Sudan) demokrasi askıda ya da anayasal olarak tasarlanmış bir rejim bulunmuyor) parlamentoda çoğunluğu elinde tutan partiyle başkanın partisi aynı.
Tabloda görüldüğü gibi, başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı tarihte yapıldığı otoriter rejimli ülkelerin çoğu Afrika kıtasında olup, son seçimlerde başkanın partisi parlamentoda çoğunluğu elde etmiştir.
Yani, aynı gün yapılan seçimlerde başkanın partisi parlamentolarda da çoğunluğu elde etmiş. Amerika kıtasında ise seçimlerin aynı gün yapıldığı 15 ülkeden 2’sinde başkanın seçildiği partiyle parlamentoda çoğunluğu yakalayan parti aynı. Bu ülkeler Nikaragua ve Paraguay. Bir başka ifadeyle, 13 ülkede başkanın partisi parlamentoda çoğunluğa sahip değil. Aynı kıtada Bolivya’da genel seçimlerden 1.parti çıkmakla birlikte, başkanın partisi parlamentoda çoğunluğa sahip değil.
Asya ülkelerinde sadece Endonezya, Filipinler ve Tayvan’da parlamento seçimleriyle başkanlık seçimi aynı günde yapılırken, bu üç ülkede de parlamentoda çoğunluğa sahip partiyle başkanın seçildiği parti farklı. Avrupa ülkelerine bakıldığında, sadece Türkiye’de seçimler sonucunda parlamentoda başkanın partisi parlamentoda çoğunluğa sahip olmasa da 1.parti.
Bilgi olması anlamında, ABD’de parlamento seçimleriyle başkanlık seçimlerinin tarihi farklılaşsa da 1857’den günümüze başkanın partisi 47 kez parlamentolarda çoğunluğa sahip olmuştur.
Tabloda görüldüğü gibi, başkanlık seçimiyle parlamento seçimlerinin aynı tarihte yapıldığı otoriter rejimli ülkelerin çoğu Afrika kıtasında olup, son seçimlerde başkanın partisi parlamentoda çoğunluğu elde etmiştir. Buna karşılık, seçimlerin %37,5’inin aynı tarihte yapıldığı Amerika kıtasındaki ülkelerde başkanların partileri girdikleri seçimlerin çoğunda (%86) parlamentoda çoğunluğu elde edemiyor.
Bu durum Latin Amerika ülkelerinde yaygındır. Başkan seçim kazanırken, partisinin parlamentolarda çoğunluğu elde edememe, seçim kaybetme nedeni Latin Amerikan siyasal kültüründe bir liderin etrafında toplanmaya dayalı, gerçek bir partiden çok bir klana benzeyen parti siyasetinde lidere atfedilen rol, bu tür delegasyoncu demokrasilerde karizmatik liderin “kurtarıcı baba” şeklinde tasvir edilen gücü, kişiselleşen iktidarın başkanı ulusun cismanileşmiş temsilcisi olarak göstermesi, kitleleri peşine takmasıyla ilgilidir.
Seçimlerin aynı gün yapıldığı ülkeler hangi tip demokrasiler?
Devlet başkanlığı seçimiyle parlamento seçiminin aynı gün yapıldığı 40 ülkeden sadece 3 ülkede (Tayvan, Uruguay, Kosta Rika) tam demokrasi mevcut
[4]. 16 Afrika ülkesinin 7’si otoriter, 2’si kusurlu demokrasi, 7’si ise hibrit rejime sahiptir. Amerika kıtasında aynı gün seçimlerin yapıldığı 15 ülkenin sadece 2 tanesinde tam demokrasi mevcut (Uruguay, Kosta Rika). 5 ülke hibrit rejimle yönetilirken, 5 ülke kusurlu demokrasisiyle dikkat çekiyor. Diğer 3 ülkede ya başkanı parlamento seçiyor (Guyana, Surinam) ya da ABD yürütme organının başı olan valiyi atıyor (Porto Riko).
Önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için kurulacak seçim sandıklarının yanına referandum sandığının konma olasılığı yok sayılmamalıdır.
Asya’da ise devlet başkanı seçimiyle parlamento seçiminin yapıldığı 3 ülkeden (Endonezya, Filipinler ve Tayvan) sadece Tayvan tam demokrasi, diğer 2 ülke kusurlu demokrasidir. Avrupa’da ise sadece 3 ülkede (başkanın seromoniyal yetkilere sahip olduğu Bosna -Hersek ile Sırbistan ve tam yetkili Türkiye)de seçimler aynı gün yapılmaktadır. Bosna-Hersek ve Türkiye hibrit rejim, Sırbistan ise kusurlu demokrasiyle dikkat çekmekte.
Olası 3 sandık, tek seçimde muhalefet ne yapmalı?
Önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için kurulacak seçim sandıklarının yanına referandum sandığının konma olasılığı yok sayılmamalıdır. AKP anayasa değişikliğinin toplumun muhafazakâr değerleri, inançlarıyla ilgili olması dolayısıyla 2 seçimin yanına değişikliğe ilişkin anayasal aritmetik koşullar oluştuğu takdirde, referandum sandığını koyarak, oy desteğini arttırmak isteyebilir.
Bunu özellikle liderine yönelik desteğin partiyle karşılaştırıldığında yüksek olmasının teşvik ediciliğiyle (potansiyel smokin kuyruğu etkisi) tercih edebilir. Seçimli otoriter rejimde Erdoğan’ın hâlen azımsanmayacak bir oy gücüne sahip oluşu, oylanacak anayasa değişikliği konusu, Millet İttifakı ve partilerinin kendi içinde yaşayabileceği Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları Cumhur İttifakı lehine smokin kuyruğu etkisi yaratabilir.
Bu nedenle, Millet ittifakı gerek Anayasa değişikliğine yönelik tavrını gerekse kampanya sürecindeki stratejilerini bu değişkenlere göre planlamak zorundadır. Bugün araştırma sonuçlarına bakıp, seçim sandığı gelmeden, “nasılsa kazanılacak” şeklinde bir düşüncenin hâkim olması Millet ittifakı için ciddi bir risk olur.
Olası smokin kuyruğu etkisini zayıflatmak için mümkün olduğu ölçüde Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinde en geniş muhalefet birlikteliğiyle süreci yönetmek olmazsa olmazdır. Adaylık tartışmasının özellikle parti teşkilatlarında yaratabileceği ayrışmayı önlemek, aday kim gösterilirse gösterilsin aday gösterilmeyen karizmatik aktörlerin kartopu etkisi yaratması için aktif biçimde onları kampanya sürecine dahil etmek muhalefetin başarısı için şart görünüyor.
[1] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Gerekçeli), Anayasa Mahkemesi Yayınları, Ankara, 2021, Erişim adresi: https://www.anayasa.gov.tr/tr/yayinlar/gerekceli-anayasa/
[2] Ignacio Lago-Peñas, Marina Costa Lobo, Santiago Lago-Peñas; Coattail Effects and Electoral Coordination, GEN Working Paper B 2016-3, Erişim adresi:
https://www.researchgate.net/publication/303814903_Coattail_Effects_and_Electoral_Coordination
[3] Bkz.
https://aceproject.org
[4] Ülkelerin gruplandırılması Demokrasi Endeksinden yararlanarak hazırlanmıştır. Demokrasi Endeksi, Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından derlenen bir endekstir. Siyasi kurumlar ve özgürlüklerle ilgili endeks, 166'sı egemen devlet ve 164'ü BM üyesi devlet olan 167 ülke ve bölgede demokrasi durumunu ölçmektedir. Endeks, çoğulculuk, sivil özgürlükler ve siyasi kültürü ölçen beş kategoride gruplandırılmış 60 göstergeye dayanır ülkeleri tam demokrasiler, kusurlu demokrasiler, hibrit rejimler ve otoriter rejimler. Erişim adresi:
https://en.wikipedia.org/wiki/Democracy_Index