Son yıllarda özellikle büyük ülkeler ve şirketler küresel ısınmanın önlenmesi konusunda üstlendikleri sorumlulukları yerine getirmediklerini gerçekleşen iklim zirvelerinden biliyoruz. Oysa bu tehlikeden kurtulmanın yolu dünyadaki ülkelerin kararlılığıyla mümkün. Küresel ısınma, son yıllarda ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde etkisini arttırarak göstermeye devam ediyor. Küresel ısınma sadece biz insanları değil, hayvanları, yaşadığımız çevreyi, denizleri, okyanusları ve hatta görünce hiçbir şey düşünmediğimiz böcekleri bile etkiliyor. Bugünlerde yaşadığımız anormal derecedeki kavurucu sıcaklar, bundan on yıl önceye göre çok daha sıklıkla ve yoğun olan seller küresel ısınmanın ne kadar ciddi ve geri dönüşü olmayan bir boyuta geldiğini gösteriyor. Küresel ısınma kısaca, beşerî faktörler yüzünden havaya salınan çeşitli gazların kontrol edilemediği için sera etkisi yaratıp dünyanın atmosferinin sıcaklığının olması gerekenden üstüne çıkmasıdır. Küresel iklim değişikliği ise küresel ısınma sonucunda hava olaylarının değişmesidir. Bu değişen hava olaylarına, deniz seviyesinin yükselmesi, buzulların erimesi, kuvvetli kasırgalar, orman yangınları, sel ve kuraklık örnek gösterilebilir. Son yıllarda küresel ısınmanın etkilerinin değişen mevsim tarihlerinden de izleyebiliyoruz. KÜÇÜK ŞEYLERLE DE DEĞİŞİM MÜMKÜN Peki küresel ısınma bu kadar ciddi bir duruma gelmişken, Türkiye bu durumdan nasıl etkilenecek? Birleşmiş Milletler raporlarına göre Türkiye, küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkelerden biri olacak. Aynı raporlarda Türkiye içinde en çok etkilenen bölgelerin de Doğu Karadeniz ve Konya Ovası olacağı söyleniyor. Küresel ısınmayı önlemek mümkün mü? Küresel ısınmanın ortaya çıkaracağı sonuçları tüm dünya biliyor. Bu yüzden küresel ölçekte bütün ülkeler sera gazı emisyon azaltımı taahhüdünde bulunmuş ve Paris Anlaşması’nı imzalamışlardır. Ancak son yıllarda özellikle büyük ülkeler ve şirketler küresel ısınmanın önlenmesi konusunda üstlendikleri sorumlulukları yerine getirmediklerini gerçekleşen iklim zirvelerinden biliyoruz. Oysa bu tehlikeden kurtulmanın yolu dünyadaki ülkelerin kararlılığıyla mümkün.
Küresel ısınmayı önlemek kendimizden başlıyor. O yüzden önce hayatımızı gözden geçirmeliyiz. Büyük bir efor sarf etmeden, sadece gündelik hayatımızda küçük alışkanlığımızı ya da davranış şeklimizi değiştirirsek bu sürece katkıda bulunabiliriz.
Ama çözüm sadece ülkelerin ve büyük şirketlerin sorumluluk almasıyla bitmiyor. Bize de sorumluluk düşüyor. Yani tek tek biz bireyler de küresel ısınmanın önlenmesi için kişisel çabalarla katkıda bulunabiliriz. Daha az kimyalar madde kullanmak, bahçemizi ve çevremizi yeşillendirerek, fidan dikerek bunu yapabiliriz. Burada bahsettiğim şey, vakıflara binlerce lira bağışlamak değil. Neredeyse hiç para harcamadan yapacağımız küçük şeylerle uzun vadede büyük değişimler yaratabiliriz. Evet küresel ısınmayı önlemek kendimizden başlıyor. O yüzden önce hayatımızı gözden geçirmeliyiz. Büyük bir efor sarf etmeden, sadece gündelik hayatımızda küçük alışkanlığımızı ya da davranış şeklimizi değiştirirsek bu sürece katkıda bulunabiliriz. Doğayla iç içe yaşamayı öğrenelim, bencil olmayalım. Bireysel araç kullanma yerine toplu taşıma kullanmayı tercih edelim. Ofislerde, evimizde ya da bulunduğunuz ortamda gereksiz klima çalıştırmayalım. Aynı şey ışık için de geçerli. Güneş gözle görülebilir bir durumdaysa boş yere ışık yakmayalım. Eğer ışığı kapatma gibi bir seçeneğiniz yoksa kullandığınız ışığı floresan lambalarla değiştirin ve değiştirdiğiniz eski ışığı direkt çöpe atmayın, mümkünse geri dönüşüme atın. Yapabileceğimiz şeyler bu kadar basit. Bunları çevrenizde bir tek siz yapsanız bile bunun küresel ısınmanın önlenmesine az da olsa katkısı olacaktır. Unutmayın tek başınıza değilsiniz. Sizin gibi düşünen dünyanın pek çok yerinde insan olduğunu unutmayın. Bu konuda oluşturacağımız toplumsal farkındalık ve alacağımız tedbirlerle 5 sene kadar kısa bir sürede bile küresel ısınmanın etkilerini az da olsa azaltmış oluruz. Bütün mesele bunu ne kadar dert edindiğimiz ve gereğini yaptığımız.