Çocukların çalışmasını kendine özgü fedakârlıkla açıklayıp, bu durumdan övünç çıkarmak, kapitalist devletin yarattığı sorunu kendi adına avantaja çevirip reklam yapması, çocuk işçiliğini gözler önüne seriyor. Sosyal medya fenomenlerinin yaptığı sosyal deneyde Diyarbakır’da simit satarak ailesini geçindiren çocuğun kendisine gelerek yardım isteyen kişinin talebini karşılaması sonucunda o çocuğa armağan edilen tablet çocuğun kendisi okula gidemediği için kardeşine götüreceğini söylüyor. Bu yardım talebi çocukların davranışlarını ölçmek için yapılıyor. Evet, çocuk işçiler aç birisinin yardım isteğini geri çevirmiyor. Yoksulluğun ne demek olduğunu bilen çocuklar dayanışma örneği sergiliyorlar. Deney farklı çocuklarla yapılıyor. Ortak noktaları yoksul oluşları, birisi yazın çalışmazsa okula gidemeyecek, diğeri okula giderse diğer aile fertleri aç kalacak. Milli Savunma Bakanlığı çocuklarla duyduğu övüncü şu açıklamayla dışa vurdu. Bu çocukların gelecekte fedakâr ve kahraman Mehmetçik adayları olduklarını duyurdu. Devletin okutamadığı, çalışmaya mecbur bıraktığı çocuklarla gurur duyması ilginç değil mi? Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı açıklamada yüz yüze eğitimin 21 Eylülde başlayacağını duyurdu. Korana sürecinde televizyonda ve internet üzerinden yapılan eğitim bütün çocuklara eşit bir şekilde ulaştırıldı mı? Okullar açıldığında sosyal mesafe, sağlığa uygunluk gibi konularda nasıl tedbir alacaklarını merak ile bekliyoruz. Özel okullarla devlet okulları arasındaki eğiitimi nasıl eşitlemeyi düşünüyorlar? Devlet okuluna gidemeyen milyonlarca çocuğun eğitimden ücretsiz ve eşit faydalanma hakları yok mu? Diyarbakır’daki çocuklarla Bakan Ziya Selçuk’ta gurur duyuyor mu? Ekonomi Bakanı Albayrak geçen gün katıldığı programda bütün iktisadi bilgileriyle yaptığı ekonomi değerlendirmesinde şu sonuca ulaştık. Dolar ile maaş almayan kişiler doların yükselişinden hiçbir kaygıya kapılmasına gerek olmadığını söyledi. Diyarbakır’da simit satan çocuğun içini ferahlatan bu açıklama, simit tezgâhlarının canlanmasını da sağladı. Asgari ücret alan bir kişi üç öğün simit çay yaparak yaşamını sürdürürse geleceğine dair birikim yapabiliyor. Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk kısa çalışma ödeneği adı altında korana sürecinde ücretsiz izne çıkartılan işçilerin 1167 TL ile hayatlarını nasıl sürdürmelerini birikim yapılamasa da 4 kişilik bir ailenin simit tezgâhlarında sıraya girmesini önerip, Diyarbakırlı çocuk işçilerin fedakârlıklarına bir gönderme yaparak bir açıklama yapmasını hep birlikte bekliyoruz. Utançtan övünç çıkartan kapitalist sistemden, siyasetçilerinin yüzsüzlüklerinden alışık olduğumuz bu açıklamalarının yanında yoksulluğun normalleşmesi alışamayacağımız bir durumdur. Çocuklardan yemek isteyen insanlarında olmayacağı, çocuklarında çalışmak zorunda olmadığı bir düzen mümkün.