Aziz Nesin doğduğunda Birinci Dünya Savaşı devam ediyordu. Babası iş bulmak için uzunca zaman başka yerlere gidip dönmezdi. Yoksul bir ailede dünyaya gelen Nesin 9 yaşına kadar eğitim alamaz. Saltanat yıkılıp Cumhuriyet kurulunca bir şeyler değişmeye başlamış, kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet'in aydınlık yüzüne dönüşen Darüşşafaka Nesin için de önemli bir uğrak yeri olmuştur. Sınava giren yüz öğrenciden otuzunun alınacağı bu sınavda ilk otuza girmeyi başarmıştır. Burada iki yıl eğitim alıp daha sonrasında annesinin verem hastası olması ve babasının sağ olması nedeniyle bu serüven sona erer. Verem hastalığı halk arasında yaygındır ve yoksul hastalığı diye de bilinir. Darüşşafaka'dan ayrılma sebeplerinden birisi de başka birisinin anne ya da babası olmayan bir çocuğun hakkını yediğini düşünmesidir. Yazarlığa başlamadan önce bakkallık dahil değişik işler yapmış daha sonra bütün yaşamını yazarlık üzerine kurmuştur. Dergilerdeki yazılarından dolayı hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle takma adlar kullanmış yine de o dönemin edebiyatçılarının muhakkak yolunun düştüğü mahpus damından kurtulamamıştır. Tan Gazetesi'nde çalışıyorken CHP’nin organize ettirdiği bir süreçte gazetenin basıldığı matbaa yakılıyordu. Nesin bu olayın ardından iş bulamadı. Sabahattin Ali ile birlikte bir gülmece dergisi çıkarttılar; Marko Paşa. Bu gülmece dergisi halk tarafından büyük bir ilgi gördü. İlgi; içeriğinin korkusuzluğu ve siyasi eleştirel yanıydı. Bu ilgi CHP iktidarı tarafından cezasız bırakılmayıp kapatıldı. Bu dergi değişik isimlerle tekrar tekrar basıldı. Nesin geçimini yazarlıkla sağlarken, artık öykülerinde, romanlarındaki karakterlerde tam da Anadolu’nun, halkın içerisinden yalın bir anlatımla dışa vurum ve yol göstericilik vardır. Genç cumhuriyetin aydınlarının ortak noktası tam da burasıdır. Nesin'in, emperyalizmle dönemin iktidarının işbirliğini halka anlatmak için kaleme aldığı broşürü mizansen değil gerçeğin ta kendisidir. Aziz Nesin halktır. Yaptıkları da bunun kanıtıdır. Kendi yolunun da düştüğü Darüşşafaka benzeri bir kurumla yazarlığının yanı sıra eğitimciliğini de eklemiştir. Yazarlık hayatının büyük kısmı maddi imkânsızlıklarla geçmişken, 1973 yılında kurduğu vakıfa, yazarak kazandıklarını bağışlamıştır. Bu vakıf kimsesiz çocuklar için barınma, eğitim olanağı sunmuştur ve bugün de yoluna devam etmektedir. Cumhuriyet kendisine yakıştırılan kimsesizlerin kimsesi tanımını tam olarak kapsayamadığı için, bırakılan açıkları doldurmak adına aydın olma duruşu ve düşüncesi içerisindeki Nesin'in bu adımı atmasına sebebiyet vermiştir. Yani bilimsel eğitimin herkes için ücretsiz eşit sağlayacak bir yönetim anlayışı kapitalist cumhuriyette mümkün olmadığı için bu vakıf kurulmak zorunda bırakılmıştır. Bu vakıfa gericiler tarafından yöneltilen saldırılara karşı Nesin'in cevabı, "Biz burada çocuklara insan olmayı öğretiyoruz." olmuştur. İyi ki bu topraklarda dünyaya gelmişsin. İyi ki varsınız; Nazım, Aziz, Yaşar, Orhan, Sabahattin…………