Ben Özgür Demirtaş’ın yerinde olsam şakkadanak bir söverim, şaşırır millet, hiç beklemedikleri bir hareket, niye sövüyor, nasıl sövüyor, hani edepliydi derler, demek ki ağzı bozukmuş diyecekler Mutlaka biraz sakinleşir ortalık. Hani sürekli Z kuşağı deniyor, herkes onlarla bir diyalog kurmaya çalışıyor ama genellikle de bir türlü o görünmez duvarı aşamıyor ya, aşanları da derhal yok etmeye çalışmak milli sporlarımızdan biri haline geldi. Farklı branşlardan iki akademisyen geliyor aklıma: Tarihçi Emrah Safa Gürkan ile ekonomist Özgür Demirtaş. İkisi de gençlerle müthiş bir bağ kurdu ama bu bağı kendilerini ucuzlatmadan kurmayı başardılar. Bu yolda nice yetenekli, tahsilli insanın günden güne birer “medya maymununa” dönüştüğü izledik. Çok kabaca, Emrah Safa “dün” ile ilgileniyorken, Özgür Demirtaş’ın alanı doğrudan “bugüne” açılıyor, ne söylese yaşadığımız anda karşılığı var. Dolayısıyla, ister istemez siyasetin daha çok konusu oluyor. Özgür Demirtaş’a son birkaç senedir öylesine saldırdılar ki, üstelik bu trollük yaylasında namlı profesörler de koşuşturuyor, artık Türkiye’deki verilere dair yorum yapmayı bıraktı. Takipçileri ile çeşitli noktalama işaretleri üzerinden gizli bir dil kurdu. “Vay, benim elli mesajıma bakan yokken Özgür Demirtaş’ın bir virgülü bu kadar etkileşim nasıl alır!” türünden tepkiler de bu anlamamanın bir tezahürü. Özgür Demirtaş’ın çeşitli zamanlarda söylediği birçok şey yeniden-yeniden gündeme getiriliyor, doğru çıkanlar var, çıkmayanlar var… Öngörülerin doğru çıkıp çıkmaması çok da önemli değil. Zira, üniversitede finans dersini aldığım rahmetli hocam Yaşar Erdinç’in “ekonomist kimdir?” sorusuna verdiği bir yanıt aklımda: “Ekonomist, neyin ne zaman olacağını bilen kişi değildir. Bir varsayım üstüne olabilecekleri, öngörülerini anlatır ama şartlar sürekli değiştiğinden onun ‘o anki’ söylemi mutlak kabul edilemez. Fakat ekonomistlerin en iyisi, olmuş olayın neden öyle olduğunu en iyi anlatan kişidir.” Özgür Demirtaş, Çin’deki Evergrande skandalı, ilaç krizi, rezerv satarak ekonomik sıkıntıların bitemeyeceği gibi konularda toplumu aydınlatan çeşitli konuşmalar yaptı, artık televizyon programlarına çıkamadığı için kendi kanalında da eğitici videolar çekmeye devam ediyor. Şahsen benim bazı çok temel konularda Özgür Demirtaş’ın çözümlemeleriyle sorunlarım var, olabilir, ben öyle derim o başka türlü der, makulü yitirmeden tartışabiliriz. Ama iktidarın bir kesimi Özgür Demirtaş’a saldırarak kendi varlığını büyütme derdine düştü. Bunun da en matrak örneği de geçenlerde CNN Türk’teki programdaydı. Kadınların konuşulduğu programa kadın, HDP’nin konuşulduğu programa HDP’li çıkarmayan, Ekrem İmamoğlu’na atılan iftiralara karşı cevap hakkını kullanmak isteyen Murat Ongun’u telefona bağlamayan Ahmet Hakan, nasıl olduysa Özgür Demirtaş’ın asgari ücret artışının yol açacağı sorunlara dair sözlerinin konuşulduğu programda Demirtaş’ı yayına bağladı. Tabii bu da planlıydı, bence daha en başından Özgür Demirtaş’ı programa almak ve siyasi bir kavganın içine çekmekti amaç. İktidar, asgari ücreti beklenmedik ölçüde artırarak toplumu yakalamaya çalışırken, daha güçlü bir sesle “bakın işte CHP sizin ücretlerinizin artmasına karşı çıkıyor!” diye bağırmak istedi. Bu söylemin en iyi alıcısı CNN Türk’te olacağı için orası düşünülmüş, ama CHP’den böyle bir söz gelmeyince bunu tabana anlatmak zorlaştı. O zaman da akla Özgür Demirtaş geldi, zaten bir süredir şeytanlaştırılıyordu, işten atılması için imza verenleri, açık jurnal yazan profesörleri falan görmüştük, asgari ücrete dair işe yarayacağı düşünülen sözler de sarf etmişti, ona çullanmaya karar verdiler. Özgür Demirtaş yayına bağlansa bir türlü, bağlanmasa bir türlü… Bağlanmasa o çapsızlar haklı gibi konuştukça konuşacaklar, bağlansa amaç hasıl olacak… Bağlandı. İktidar için “alın size bizim gönlümüzden kopan artışı yapmamıza karşı çıkan CHP’li iktisatçı,” deme vakti yaklaşıyordu. Ama olmadı, arka arkaya gelen zamlar Özgür Demirtaş’ın öngörüsünün ne kadar isabetli olduğunu ortaya çıkardı. Çıkmayabilirdi de. Daha sonra neden öyle düşündüğünü ama neyi yanlış hesap ettiğini veya şartların nasıl beklemediği ölçüde değiştiğini anlatırdı. Ekonomistler kâhin değildir çünkü. En iyi ekonomist, olanın neden öyle olduğunu en iyi şekilde anlatandır. Fikirlerine katılın katılmayın, Özgür Demirtaş önemli bir ekonomist. Zaten en büyük sorun da burada başlıyor her gün biraz daha çoraklaşan tartışma kültürümüz için. Karşısındakiler kim? Bu gidişatı savunacak ekonomistler nerede? “Faiz sebep enflasyon neticedir”, iyi tamam, anladık ama bunun makalesi nerede? Çoraklaşan, dedim tartışma kültürümüz için ama belki daha fazlasını söylemek lazım. Bazen diyorum bunca yersiz ve manasız saldırıya ben maruz kalsam ne yaparım, aklıma bir şeyler gelmiyor değil… Ben Özgür Demirtaş’ın yerinde olsam şakkadanak bir söverim, şaşırır millet, hiç beklemedikleri bir hareket, niye sövüyor, nasıl sövüyor, hani edepliydi derler, demek ki ağzı bozukmuş diyecekler… Mutlaka biraz sakinleşir ortalık. Ama herkes diyecek ki pili bitti bir daha sövemez, arkadan bir sağlam söverim, yetmedi bir sağlam da söverim, çil yavrusu gibi dağılırlar… Senin ben eciğini bücüğünü, mercimekten küçüğünü…