Bulunduğunuz bölgede en yüksek oyu CHP alıyorsa oyunuzu TİP’e verebilirsiniz. Mesele çok daha karışık ama hepsini burada anlatamam, bu basit anlatımı; bölgenizde en çok oyu alacak görünen parti AKP ise riske girmeyin, Millet İttifakı’nı destekleyin. Partilerle işimiz bitti, listeler verildi, adaylar belli. Şimdi sıra seçmene iki şeyi iyi anlatmakta: biri seçim sistemi; ikincisi milletvekili adaylarının çok da önemli olmadığı. Listeler açıklandığında ben ve arkadaşlarım da kadın adayların azlığı ve çok önemli isimlerin dışarda kalması yüzünden bağırdık çağırdık ve galiba küçük de olsa Hacer Foggo örneğinde olduğu gibi bir sonuç elde ettik. Artık seçmeni ikna etmek gerekiyor. Önce o bu niye milletvekili adayı olamadı sorunsalına gidelim. Bundan önceki yazımda ne demiştim, olmak istediğim en son yer genel başkanların yeri. Aday adaylığında ciddi bir artış vardı ve ittifaklar dolayısıyla partilerin herkesi memnun edecek listeler yapmasına imkân yoktu. İşte o aşamada şunu hatırlatmakta yarar var: Bu ucube cumhurbaşkanlığı rejiminde, ki ilk dönem elbette o sistemde yürütme yapılacak, örneğin milletvekillerin bakan olamaması. MECLİS DIŞI GÖREVLER 20 yıllık bir iktidar devralınacaksa elbette ki sadece bakanlar değil bürokrasinin de neredeyse tepe yöneticilerinin tümü değişecek! Başta Merkez Bankası, kamu bankaları, TRT, vb. kurumlar olmak üzere, yönetim kurulu başkanları, genel müdürler, hepsinin yenilenmesi şart. En güvendiğiniz çalışma arkadaşlarınızın hepsini milletvekili yaparsanız buralara kimleri atayacaksınız? Meclise girmeyecek uzman siyasetçileri dışarda başta bakanlık olmak üzere çok daha önemli görevler bekliyor. PolitikYol’un sürekli okurları bu ayrıntıları bilecek kadar siyaset ve hukuktan anlıyor olabilirler ama bu makaleleri sosyal medyada paylaştığımız için ayrıntıya giriyorum.  Bu görevler milletvekilliğinden çok daha icracı olduğu için çok önemli, ama milletvekili ayrıcalıkları olmayabilir, onu da onlar düşünsün. Küsecekse onlar küssün, Aytun Çıray gibi. SEÇİM SİSTEMİ KARIŞIK Seçim sistemi hayli karışık, seçmen olarak bunu iyice öğrenip, iyice düşünüp ona göre oy vermek gerekiyor. Malum iki ayrı seçim yapacağız, biri Cumhurbaşkanı, diğeri milletvekilleri için. Recep Tayyip Erdoğan kendi yaptığı sistemde ayağına kurşun sıkmış oldu, birinci turda kazanamıyor. Kılıçdaroğlu için ise ikinci tura kalmak riskli. AKP’nin ne yapacağı belli olmaz. Muharrem İnce’yi gazlayıp kazanamayacağını bile bile seçime sokanların hesabı, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi birinci turda almasını önlemek. Arada kim bilir ne tilkilikler yapmayı düşünüyorlar. Muharrem İnce’ye oy vermeye niyetlenenlerin vatanı milleti, geleceğimizi bir daha düşünmesini rica etmekten başka çare yok.
TİP’in adaylarını seviyorum, sert muhalefet yapıyorlar deyip oyunuzu gönül rahatlığıyla TİP’e bastınız. Ne malum AKP’ye bir milletvekili daha kazandırmadığınız? Bunun için matematiğiniz kuvvetli olacak. Barajlı d’Hont sisteminde en çok oyu alan parti avantajlı.
SOLCULUĞUN SIRASI DEĞİL Diyelim ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na oyunuzu verdiniz ve geldik milletvekili seçimine. Görevimi yaptım, ülkeyi kurtardım, CHP’nin listesini de beğenmedim, ben solcuyum. TİP’in adaylarını seviyorum, sert muhalefet yapıyorlar deyip oyunuzu gönül rahatlığıyla TİP’e bastınız. Ne malum AKP’ye bir milletvekili daha kazandırmadığınız? Bunun için matematiğiniz kuvvetli olacak. Barajlı d’Hont sisteminde en çok oyu alan parti avantajlı. Sizin bölgenizde AKP en çok oyu alacak parti ise sizin TİP’e verdiğiniz oy, onun milletvekili almasına yetmezse bu artan oy AKP’ye gidiyor. Bulunduğunuz bölgede en yüksek oyu CHP alıyorsa oyunuzu TİP’e verebilirsiniz. Mesele çok daha karışık ama hepsini burada anlatamam, bu basit anlatımı; bölgenizde en çok oyu alacak görünen parti AKP ise riske girmeyin, Millet İttifakı’nı destekleyin. Yok, İzmir’deyseniz örneğin, TİP olabilir! MHP TAŞ MI KOYDU? Bu dönemin en ilginç gelişmesi MHP’nin kendi listesiyle seçime girme kararı! AKP’nin her kararını Erdoğan’dan daha fazla desteklemiş olan Bahçeli son anda nasıl oldu da kendi amblemi ve listesiyle seçime girme kararı aldı, benim için meçhul. Hatta Bahçeli’nin kendi memleketinden bile seçilememesi söz konusu. SEÇİME İLGİ BÜYÜK Bir küçük not da kendimden aktaracağım. Seçimler dünya basını tarafından da büyük ilgiyle izleniyor. Daha şimdiden dünya medyası muhabirlerini Türkiye’ye yolladı ve izlenimler, röportajlar yayınlıyor. Radio Canada’nın ulusal yayını da benimle basın özgürlüğü konusunda bir görüşme yaptı. Marie France Abastado’ya özellikle son 20 yılda karşılaştığım baskıyı, sanık olarak katıldığım davaları anlattıkça şaştı kaldı. Hele RTE’nin bir açık hava mitinginde şahsım için “O kadının yüzüne tükürün!” dediğini, bunu duyunca şok geçirip avukatımı aradığımı anlattığımda iki soru sordu: “Niye sizin avukatınız var? Ve Cumhurbaşkanı bunu söyledikten sonra bir ceza aldı mı?” Yanıtlarımı tahmin edebiliyorsunuz. Biz gazetecilerin bir değil, birkaç avukatı var. Bizim merhaba dememiz bile hakaret sayılırken onların en ağır hakaretleri uçup gidiyor. Meslektaşımın şaşırdığı bir yanıtım daha vardı: “Kılıçdaroğlu Başkan, Millet İttifakı iktidar olduğu zaman da ben muhalif gazeteci olarak kalacağım. Çünkü ben halkımın tarafındayım, eleştirmek ve muhalif olmak durumundayım.” Yani bu yazdıklarımı Millet İttifakı propagandası kabul etmeyin lütfen.