Ayşegül Kula New York’tan herkese merhabalar. Ben Ayşegül. Buraya 3 hafta önce taşındım. Taşınmak derken uzun süreli bir taşınma değil. New York Üniversitesi’nde hukuk alanında yüksek lisans eğitimimi tamamlayıp Türkiye’ye dönmeyi planlıyorum. Bu bir sene içerisinde ise New York yaşamını tecrübe ederken öğrendiklerimi sizlerle kısa kısa paylaşmak istiyorum. Buraya dair konuşulacak çok konu var. Ben ilk olarak pandemi sonrası New York’ta hayatın normale dönüp dönmediği ile ilgili yazmak istedim. Tüm ülkelerin gündeminde olan aşılanma ile başlayalım. Öncelikle New York’un hem gökdelenleriyle meşhur şehrin hem de bu metropolü içeren 20 milyon kişilik eyaletin adı olduğunu hatırlatayım. New York eyaletinde aşılama oranı[1] tüm nüfus için yüzde 60, 18 yaş üstü nüfus içinse yüzde 71.5. En az ilk doz aşı olanlar dikkate alındığında ise bu oranlar biraz daha artıyor. Yani New York aşılama oranında Türkiye’nin biraz gerisinde kalmış gözüküyor. Günlük vaka sayısı 6.000’e yakınken vefat eden kişi sayısı yalnızca 30 civarında. Yani vaka sayısının Türkiye ile paralel, fakat vefat sayısının ülkemizden daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. Burada teste çok kolay erişilebiliyor. Yürürken birden sokakta çadır gibi kurulmuş test merkezleri görebiliyorsunuz. New York’ta restoran ve spor salonu gibi alanlarda aşı zorunluluğu öngörülmüş (bunu yapan ilk eyaletlerden biri). Yani restoran ve barlar girişte sizden aşı kartınızı göstermenizi istiyor. Ancak aşı olduğunuzun kanıtı için özel bir şey aramıyorlar. Mesela ben e-nabızdan alınmış aşı belgemi gösterdim. Aşı belgesi görmek isteseler de gerçekliğini sorgulamadıkları aşikâr. Bir mekâna girdikten sonra ise çok kalabalık bir ortamda kendinizi bulabiliyorsunuz. Sosyal mesafenin gözetilmediği ve kimsenin maske takmadığı bir ortam düşünebilirsiniz. Elbette kimsenin taşıyıcı olmadığına ve herkesin aşı konusunda dürüst davrandığına inanmak istiyorsunuz. Peki aşı dışında New York pandemi ile nasıl mücadele ediyor? Şehirde gezerken pandemi tedbirlerinin kişiler nezdinde ne kadar karşılığı olduğunu düşünüyorsunuz. Örneğin, açık havada maske zorunluluğu olmasa da (sokakta maske takan insan sayısı bir elin parmağını geçmiyor) toplu taşımada bu mecburiyet var. Fakat metro durağında beklerken (ki metro durakları çok havasız) maske takmayıp metroya binerken takan çok fazla kişiye rastladım. Mağazalarla ilgili olarak ise doğrudan bir maske zorunluluğu yok. Ben aşı olmak şartıyla maskesiz girilebileceğini söyleyen mağazalarla karşılaştığım gibi maske takmayı tamamen zorunlu kılan mağazalarla da karşılaştım. Bu örneklerin yanı sıra aşı olup olunmadığından bağımsız olarak maske takma tercihini tamamen kişiye bırakan mağazalar da var. New York’un en ünlü kitapçılarından Strand kitapevi bu mağazalardan biri. Bu hafta gittiğim Amerika Açık Tenis Turnuvası’nda da maske takan kişi sayısı çok düşüktü. Tenis maçını izlediğiniz yer açık hava olmasına rağmen bazı yemek alanları görece kapalı ve burada da pek maske takılmıyor. Bu anlattıklarımdan çok sıkı bir yaklaşım olmadığı ve insanların pandemi yokmuş gibi davrandığı izlenimini edinmiş olabilirsiniz. Ama yanıltmak istemem. Örneğin, Guggenheim Müzesi’nde aşı kartı kontrolünü çok dikkatli bir şekilde yapıyorlar; kimlik kartım ile aşı kartımdaki isimlerin birbirlerini tutup tutmadığına dahi baktılar. Müzelere giriş için öncesinden rezervasyon yaptırmanızı da önerdikleri için kapalı alanda sosyal mesafenin gözetildiğini ve müzenin çeşitli yerlerinde maske takma uyarısı olduğunu söylemem gerek. Katı örneklerden bahsederken, bir öğrenci olarak üniversitelerin tutumundan bahsetmeden geçmek doğru olmaz. ABD’de birçok üniversite öğrencilerine ve çalışanlarına aşı olma zorunluluğu getirdi. Örneğin New York Üniversitesi, sağlık veya inanç istisnaları haricinde, herhangi bir kampüs alanına girebilmek için son dozunuzun üzerinden en az iki hafta geçmesini zorunlu tutuyor. Hatta bu yüzden kendi ülkelerinde aşı olamayan ve ancak burada aşı olan öğrenciler giriş derslerini uzaktan eğitim yoluyla takip etmek zorunda kaldı. Ayrıca, aşı olmak maske zorunluluğunu ortadan kaldırmadı. Hepimiz derslerimizi maskelerimizle dinliyoruz. Görüldüğü üzere New York’ta hayat normale mi döndü sorusunun tek bir cevabı yok. Sokakta gezerken ya da restoranda otururken pandeminin varlığını unutsanız da üniversitede derste rahatça kahvenizi içemezken pandemi sizinle olmaya devam ediyor. Umarım hayat en kısa sürede, tümüyle ve gerçekten normale döner. --- [1] https://covid19vaccine.health.ny.gov/covid-19-vaccine-tracker
New York’a ilk bakış: Hayat normale döndü mü?
Bunlar da ilginizi çekebilir