Yakın zaman önce boykot taktiği ile ilgili tartışmalar başlamıştı. Siyasal partilerin bu taktiğe en azından ilk adımda sıcak bakmadığı anlaşıldığı için tartışmalar da kısa sürdü. Fakat Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim süreci her türlü gelişmeye açık... Bu yüzden muhalefetin bir B planı olarak boykot taktiğini de cebinde muhafaza etmesi ve gelişmelere bağlı olarak bu planın devreye sokulması üzerinde daha bugünden genel bir mutabakatın sağlanması gerekiyor. Anti cumhuriyetçi tek adam yönetimi ittifakının seçimleri kaybetmeye tahammülü olmadığı defalarca vurgulandı. Nitekim seçim sürecine çok yeni girilmiş olmasına karşın bu saptamayı doğrulayan pek çok emare ile yüz yüze geldik. Seçimin koşulları AKP- Bahçeli ittifakının lehine olacak biçimde değiştirildi. Mühürsüz oyların meşrulaştırılmasından tutunda kolluk kuvvetlerinin sandıklara müdahalesine cevaz verilmesine kadar bir dizi anti demokratik düzenlemeyle seçimlere şimdiden şaibe düşürüldü. OHAL koşullarında seçime gidiliyor olması zaten başlı başına seçim güvenliğini zedeleyen büyük bir problem. Peşi sıra İYİ Parti'nin seçimlere sokulmaması için atılan adımlar gündeme geldi. A.Gül'ün adaylığını engellemek için Genel Kurmay başkanın devreye sokulduğu yönünde iddialar var ve aradan günler geçmesine rağmen bu iddialar yalanlanmadı. Ve en son olarak HDP'nin seçim çalışmaları nedeniyle yaptığı bir toplantı polis tarafından basıldı ve çok sayıda gözaltı yapıldı. Diktatörlük ittifakı, muhalefet partilerinin akıllıca hamleleri nedeniyle bu manevralardan istediği sonucu elde edemedi. Ama belli ki seçimleri kaybetmemek için bu türden anti demokratik hamleler artarak devam edecek. HDP üzerinden saldırıların sürmesi kuvvetle muhtemel... Anti demokratik hamlelerin, önümüzdeki süreçte "muhalefetin zayıf karnı" ama "seçimlerin kritik partisi" olarak değerlendirilen HDP üzerinde yoğunlaşması büyük ihtimal. Başta CHP olmak üzere tüm muhalefetin bu yöndeki karanlık hamleleri hesap etmesi ve boşa çıkarmak için şimdiden karşı hamleler hazırlaması gerekiyor. Bu noktada CHP, HDP'ye yönelik her türlü karanlık mizansenin aslında diktatörlüğün yolunu açmaya yönelik olduğu bilinciyle hareket etmeli, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda gösterdiği ürkek tavrı tekrar etmemelidir. HDP'yi de kapsayan iki katmanlı ittifak politikası... Saadet Partisi'nin Kürt sorunu ve HDP konusundaki ılımlı yaklaşımı bu açıdan önemli bir işlev görecektir. CHP yalnızca İYİ Parti ve SP ittifakı ile yetinmemeli, iki katmanlı bir ittifak politikasıyla aynı zamanda CHP, SP, HDP, sosyalist parti ve çevreler arasında yakın işbirliği de inşa edebilmelidir. Bu iki katmanlı ittifak politikası, iktidarın seçim güvenliğini berhava etmeye yönelik her türlü hamlesini boşa çıkarmak için gereklidir. Yalnızca bu kadar da değil... Aynı zamanda, bu katmanlı ittifak seçimlerin meşruiyetinin tümüyle ortadan kalkması koşullarında ya da iktidarın kendi aleyhine olan seçim sonuçlarını tanımaması durumunda, en geniş cepheyle her türlü mücadele biçimine hazırlıklı olmak olanağı verecektir. Bir B Planı Olarak Boykot Taktiği... Boykot taktiği bütün çabalara karşın güvenlikli bir seçim olanağının kalmadığı, seçim meşruiyetinin geniş kitleler gözünde de tartışmalı hale geldiği koşullarda başvurulması icap eden karşı taktik hamle olabilir. Bu nedenle gerektiği anda sahaya sürülmek üzere muhalefetin yedeğinde bulunmalıdır. Boykot, iki farklı siyaset konjonktüründe başvurulan çok etkili bir taktik politika aracıdır. Bu koşullardan ilki halkın demokrasi talebinin artık mevcut temsili mekanizmalarla karşılanamaz hale gelmesi nedeniyle daha ileri, daha sahici bir temsiliyet ilişkisinin kurulması amacıyla... İkincisi de savunma amaçlı olarak, yani mevcut seçim ve temsiliyet ilişkisinin içinin boşaltılması, ortadan kaldırılması çabalarını boşa çıkarmak amacıyla... Bugün biz de ikincisi sözkonusudur. Ama bu savunmacı anlayış seçim ve temsiliyet mekanizmalarının korunmasından öteye taşabilecek, daha da demokratik bir seçim ve temsiliyet biçimine ulaşılması sonucunu da beraberinde getire(bile)cektir. Boykot taktiği bu güçte bir araçtır zira. Başarıyla uygulandığında siyaset zeminin de ciddi değişiklere yol açar. Ama tersine tepebilen bir silahtır da. Başarısız olunması koşullarında, daha koyu bir despotizmin hakim olmasına da yol açabilir. Bu taktik politikanın başarılı olmasının en temel şartı ise en geniş katılımdır. Geniş bir katılım olmadan uygulanan boykot politikası ya bir oyundur, ki biz de bu tür yanlış kullanımlarla içeriği biraz boşaltılmıştır ya da belirttiğim gibi amacının tam tersi kötü bir sonuç doğurabilir. Bu yüzden muhalefet gerektiğinde bu taktiğin devreye sokulması konusunda geniş ve sağlam bir mutabakat oluşturmalı ve tabanlarını bu hamleye seferber edebilecek mekanizmaları da şimdiden oluşturmalıdır. Boykot aynı zamanda önemli bir tehditsel silahtır. Yaygın katılımlı güçlü bir boykot olasılığı iktidarın anti demokratik hamlelerini sınırlayabilir ve boykotu gereksiz kılabilir... Ama iktidarın sınırlanması mümkün olmazsa, devreye sokulabilir ve başarıyla uygulandığında iktidarın tüm anti demokratik hesaplarını boşa çıkarabilir. İktidarı meşruiyeti kalmayan, yönetme kabiliyetini tümüyle kaybeden bir güce dönüştürebilir. Şöyle düşünün: Yüzde 50 muhalefet oyları+yüzde 20 süreğen oy vermeyen kitle= yüzde 70... Katılımın toplam seçmen sayısının yüzde 30'unu bulduğu bir "seçim"de oyların yüzde 90 ve üstünü alan bir partiyi kim "millet iradesi"nin tecellisi sayar? Kim bu iktidarının halkın desteğine sahip olduğunu iddia edebilir? Kim demokratik kıstaslar açısından havada duran böyle bir tabloyla ülkeyi yönetebilir ki? Muhalefetin birleştiği bir boykot taktiği tam da böyle bir tabloya yol açar? İktidarının anti demokratik hamleleri önlendiği gibi demokrasi alanında daha ileri adımlar için önemli bir ivme de yaratılmış olur... Muhalefet, Diktatörlük ittifakının anti demokratik girişimlerini sınırlandırmak için boykot olasılığını "Demokles'in kılıcı" gibi başlarında sallamalı, gerektiğinde de uygulamak için -B planı olarak- yedeğinde hazır bulundurmalıdır. Dünya emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadelesinin simgeleyen 1 Mayıs İşçi Bayramı emek güçleri için yol açıcı, aydınlatıcı, akılları başa toplayıcı olsun, tüm emekçilere kutlu olsun…