Rusya’nın Nazilere karşı verdiği büyük mücadele, ülke içindeki Yahudi düşmanlığını görünmez kılan bir perde gibi oldu. Sanki ülkede yüzlerce yıldır Yahudilere takınılan tavrın Nazilerden çok büyük farkı varmış gibi bir hava yaratıldı.1903 Kishinev pogromu, aynı yılın Eylül ayındaki Homel pogromu gelecek olayların habercisi olmuştur. Bu dönemde Rus aşırı sağcı hareket Kara Bölük* ortaya çıkmıştır. Özellikle 1904-1906 yıllarındaki pogromlarda bu harekete bağlı gruplar etkilidir. Bu arada ülke hızla 1905 devrimine gitmekteydi ve Ekim’deki manifestonun açıklanmasından sonraki üç ay içinde Yahudilere bir dizi saldırı oldu. Bunların sonucunda 3000 Yahudi öldürüldü. Odessa, Minsk, Bialystok ve Kiev’de yüzlerce insan öldürüldü, tecavüz ve yağma vakaları yaşandı. Bu süreçte “Siyon Liderlerinin Protokolleri” adı verilen düzmece metnin yayınlandığını ve propaganda amaçlı dağıtıldığını ekleyeyim. Maalesef hala bu metinde yazılanlara inanan yüzbinler var. 1930’LAR… Tarihi biraz ileri saralım. 1937’de Stalin’in başlattığı büyük Terör döneminde binlerce Yahudi Gulaglara gönderilmiştir ve bir daha kendilerinden haber alınmamıştır. Eski Bolşeviklere açılan davalarda onların “Yahudi olmakla” suçlanması başlı başına Yahudi olmanın bir suç olarak tanımlanması dehşet vericidir. Bu suçlamalardan Yahudi olmayanlar da nasibini almıştır. Mesela Yahudilere sempati duyduğu bilinen ama kendisi Yahudi olmayan Maksim Gorki’nin hakkında bir sürü işlem yapılmış ve adam siyasi davalarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde Yahudi olan Troçki korkusunun da etkili olduğunu söylemek gerekiyor. 1939’da imzalanan Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı iki ülke arasındaki ilişkiler açısından bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu “olumlu ilişkiler” neticesinde Ruslar, yüzlerce Yahudi’yi Nazilere teslim ettiler. Bu dönemde Polonya’da yaşanan soykırımla ilgili hiçbir şey Rus basınına yansımadı. SİYASİ DAVALAR… Rusya’nın II. Dünya Savaşında Nazilere karşı verdiği büyük mücadele, ülke içindeki Yahudi düşmanlığını görünmez kılan bir perde gibi oldu. Sanki ülkede yüzlerce yıldır Yahudilere takınılan tavrın Nazilerden çok büyük farkı varmış gibi bir hava yaratıldı. Gulaglara sürülen ve orada yok edilen Yahudiler, Nazilere teslim edilenler, kendi vatanında haklarından mahrum bırakılanlar, sürgüne gönderilenler, gettolarda yaşamak zorunda bırakılanlar, bunların hepsi Nazizme karşı savaş efsanesiyle unutturuldu. Ancak sadece siyasi davaları bile ele alsak bu zihniyet kendini açıkça ortaya koymaktadır. 1953’teki Doktorlar Davası buna başlı başına bir örnek. Daha sonra bir grup Yahudi entelektüelle ilgili başlatılan soruşturmalar ve bunu takip eden Komünist Partinin Yahudi üyelerine açılan davaların temelinde hep bu Yahudi düşmanlığı yatmaktadır. Stalin’in 1953’te aniden ölümüyle bu davalar düştü ve daha sonra yapılan tüm bu suçlamaların asılsız olduğu ortaya çıktı. REFUSENİKLER İsrail kurulmadan önce de kurulduktan sonra da dünya Yahudileri ülkelerine göç etmek istemişlerdir. Bu en doğal hakkı, Rusya uzunca süre yasaklamış ve izin verdikten sonra bile türlü zorluklar çıkararak bir nevi engellemeye çalışmıştır. “Refusenik” olarak adlandırılan Rus Yahudilerinin ancak 1970’lerde Rusya’dan İsrail’e göç etme hakları oldu. 1967’daki 6 Gün Savaşı’nda İsrail’in Arap devletlerini yenmesi üzerine, SSCB yönetimi İsrail’le diplomatik ilişkilerini koparmıştır. Bunu elbette Sovyetlerin bölgedeki Arap devletleriyle olan ilişkilerine bağlamak gerekiyor. Ama bu konu Yahudi düşmanlığı propagandası için de uygun bir zemin yaratmıştır. Bu dönemde basında yer alan karikatürler Nazi Almanya’sındakilerden farksızdır. Günümüze kadar gelmedik belki ama bunca olumsuz olay içinden kısa bir tarihi özet çıkardım sizlere. Bu tarihsel arka plana bakıldığında, Lavrov’un bu sözleri şaşırtmıyor. Çünkü Rus halkının ve yönetiminin Yahudilere bakış açısı bir türlü düzelmiyor. ZELENSKI’NİN CEVABI Lavrov’un sözlerine hem başbakan Bennett hem de dışişleri bakanı Lapid çok sert tepki gösterdiler. “Lapid’in babası toplama kampından kurtulmuş bu yüzden bunu kişiselleştiriyor” eleştirileri yapıldı ama bir insanın bu sözlere tepki göstermesi için Yahudi olmasına gerek yok. Sonuçta evet, Rusya Yahudi düşmanlığı iyi bilinen bir ülke ama Lavrov’un bu sözleri diplomatik nezakete hiç ama hiç yakışmıyor. Ukrayna başbakanı Zelenski ise Lavrov’un bu sözlerinin Goebbels’in propagandasına benzediğini söyledi. Bence bu çukura hiç girmemek gerekiyor. Rusya Ukrayna’ya saldırdı ve işgal etti. Asıl tartışılması gereken nokta bu. Konu neden ve nasıl Yahudiliğe geliyor anlamakta zorlanıyorum. Zelenski’nin Yahudi olmasının Ukrayna milliyetçileri açısından bir sorun olup olmaması Rusya’yı niçin ilgilendiriyor? Konuyu buraya taşımanın Rusya’ya da somut bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Lavrov’un bu sözleri gerçekten büyük bir skandal ve maalesef Rusların bilinçaltına ayna tutmuş oluyor. --- * (Bunu Türkçe’ye Kara Yüzler diye çevirmişler fakat Türkçe’de yüzlerce kişiden oluşan topluluklara yüzler değil bölük denir. Bu yüzden bu şekilde çevirdim).
Lavrov’un Yahudi düşmanlığı
Politikyol
Ukrayna başbakanı Zelenski ise Lavrov’un bu sözlerinin Goebbels’in propagandasına benzediğini söyledi. Bence bu çukura hiç girmemek gerekiyor. Rusya Ukrayna’ya saldırdı ve işgal etti. Asıl tartışılması gereken nokta bu.
Bir süredir Rusya ve İsrail arasında “Hitler” krizi yaşanıyor. Bu skandal yüzyıllardır süren bir hastalığın yeniden nüksedişi adeta. Bu konuyu epeydir yazmak istiyordum; Rus antisemitizmini Lavrov’un bu skandal sözleri vesilesiyle gündeme getirmiş olayım.
LAVROV NE SÖYLEDİ?
Önce olayı duymamış olanlar için kısa bir özet geçmek istiyorum. Rus Dış İşleri Bakanı Lavrov bir İtalyan kanalına verdiği röportajda Ukrayna’daki Nazi hareketine değiniyor. Tabii “Zelenski Yahudi olduğu için nasıl Nazi olacak?” sorusu akla geliyor. Fakat Lavrov’un bu çelişkiye de bir çözümü var. Bir insanın Yahudi olmasının Nazi olmasına engel olmadığını, nitekim Hitler’in de Yahudi kanı taşıdığını söylüyor. Bilge Yahudiler en şiddetli Yahudi düşmanlarının Yahudi olduklarını söylüyorlarmış. Kim bu bilge Yahudiler acaba? Bu sözler İsrail’de infial yarattı. Ama Rusların Yahudilere bakış açısını birazcık bilen insanların hiç şaşırdığını sanmıyorum. Lavrov böyle kahvehanedeki Memed Emmi gibi şeyler söylüyor çünkü ülkesinde yüzlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktarılan bir Yahudi düşmanlığı var. Gelin biraz konuyu detaylandırıp ufak bir tarih turu yapalım.
18.YÜZYIL: YAHUDİLER DIŞARI!
Antisemitizm üzerine artık bir klasik sayılan “The Changing Face of Anti-semitism” adlı kitabında Kanadalı tarihçi Walter Laqueur Doğu Avrupa-Rusya ekseninde yaşayan Yahudiler konusunda önemli bilgiler veriyor. 1727 ve 1747 yıllarında iki kanun yayınlanıyor ve buna göre, tüm Yahudiler Rusya ve Ukrayna’dan sürülüyor. Hatta Çariçe II. Katerina, daha sonra mültecileri geri çağırdığında, bu izin Yahudiler dışında herkese tanınıyor.
“Peki, bundan sonra madem ülkede Yahudi kalmadı, Ruslar kime düşmanlık yaptılar?” derseniz, onun da cevabını vereyim. Polonya’nın 1772’de bölünmesiyle 200.000 Yahudi Çarlık Rusya’sı sınırlarının içine dahil oluyor. Böylece çarlık Rusya’sı her ne kadar Yahudilerden kurtulmak istese de büyük bir Yahudi nüfusu ülkesine katmış oluyor. Bu yeni gelen nüfus şehirlere göç ediyor ve Yahudi zanaatkarların Rus zanaatkarlara rakip olmaya başladığını görüyoruz. Bir süre sonra üretimde önemli rol almaları toplumda huzursuzluk yaratmaya başlıyor. Bu rekabet tabii ki tüccarlar arasında da sürer. Hatta bugün hizmet sektörü dediğimiz alanlarda da Yahudileri görmeye başlarız. Örneğin birçok meyhane ve han Yahudilere aittir.
19.yüzyıla kadar Rus çarlarının genel politikası Yahudileri Polonya, Litvanya, Beyaz Rusya’nın bazı bölümleri ve Ukrayna’da tutmak Rusya’ya yayılmalarına izin vermemek olarak özetlenebilir. Bu şekilde Yahudileri kontrol edebileceklerini ve belli bir mesafede tutabileceklerini düşünüyorlardı. Çar II. Nikola’nın sözde reformları da Yahudilerin hayatında olumlu bir değişiklik yaratmadı. Toplumda Yahudilere bakış açısının bir örneği olarak, Minsk’te bir Ortodoks ilahiyat fakültesinde profesör olan Iakov Brafman’ın o dönemin Yahudi düşmanlığının kutsal kitabı sayılabilecek Kniga Kahala’yı tam da bu dönemde yazdığını belirteyim. Ancak bu düşmanlık sadece Yahudileri bir bölgede tutmak ve araya mesafe koymakla sınırlı değil, bir süre sonra doğrudan saldırılar ve şiddet baş gösteriyor.
POGROMLAR BAŞLIYOR.…
Pogrom, bir grubun etnik, dini veya siyasi nedenlerle düşmanlaştırılması neticesinde bu grubun bireylerine, evlerine, iş yerlerine saldırılması olarak tanımlanır. Kelime Rusçadır ve bu şekilde diğer dillere de geçmiştir.
1880’lerde Ukrayna’nın güneyindeki kentlerde Yahudilere karşı bir dizi pogrom yaşandığını görüyoruz. 1882’de önce geçici olarak çıkarılan bazı yasalar daha sonra kalıcı oluyor ve bu bağlamda Yahudilerin her türlü hak ve hareketleri sınırlandırılıyor. Bu dönemde Rusya’daki algıyı ve beklentiyi Sen Sinod temsilcisi Pobedonostsev şöyle formüle eder: “Yahudilerin üçte biri sürgün edilecek, üçte biri öldürülecek, kalan üçte biri de Hristiyan olacak”.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Galatasaraylı Icardi'den sakatlık açıklaması
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Üsküdar Belediyesi ruhsatsız otopark işletti, hayvanlar için ayrılan paraları amacı dışında kullandı
Akın Gürlek'in eşinin SPK'ya atanmasına CHP'den tepki