Musk’ın başarısının en önemli nedenlerinden biri, oldukça riskli görülen erken dönem teknolojilere, kimse girmeye cesaret edemezken ve sabırla yatırım yapması. Sosyal medyada değeri yaratan kullanıcılar, bu ticari süreçten hiçbir kazanç elde edemedikleri gibi, tekelleşen platformların özellikle demokratik gelişmesini tamamlayamamış ülkelerde dev panoptikonlara dönüşmesi sorunuyla karşı karşıya kaldılar. Web 3.0 tabanlı sosyal ağlarda kullanıcılar hem dijital kimlikleri ve mahremiyetleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabilecekler, hem de ürettikleri içerik ve veriler aracılığıyla ortaya çıkan değerden pay alabilecekler. Musk’ın başarısının en önemli nedenlerinden biri, oldukça riskli görülen erken dönem teknolojilere, kimse girmeye cesaret edemezken ve sabırla yatırım yapması. Twitter ve yeni nesil sosyal medya girişiminde de benzer bir süreçle karşılaşacağımızı düşünüyorum. Geçtiğimiz haftaki yazının sonunda Elon Musk’ın blokzincir, merkeziyetsiz finans ve Twitter’ı bir araya getiren yeni nesil bir sosyal medya yaratma yolunda olabileceğini belirtmiştim. Bu düşüncenin ardında, bu köşede ele aldığımız Web 3.0, kripto, merkeziyetsizlik ve Metaverse gibi konular çerçevesinde sosyal medyanın geçirmesini beklediğimiz dönüşüm yatıyor. Web 2.0 ile hayatımıza giren sosyal medya milyarlarca insana ulaşarak, bireylerden kurumlara, holdinglerden mikro işletmelere kadar her kesimin internet üzerinden sesini duyurabilmesini sağladı. Bu anlamda sosyal medyanın güçlendirici ve demokratikleştirici etkisi yadsınamaz. Ancak hepimizin malumu olduğu üzere, ücretsiz olarak kullandığımız sosyal medyada ürün bizleriz. Sosyal medya şirketleri ürettiğimiz verilerin üzerinden elde ettikleri gelirlerle dünyanın en büyük şirketleri arasına girerek, karlılık ve hisse fiyatı artışı açısından eşi görülmedik bir büyüme sağladılar. Bu değeri yaratan kullanıcılar ise bu ticari süreçten hiçbir kazanç elde edemedikleri gibi, tekelleşen platformların özellikle demokratik gelişmesini tamamlayamamış ülkelerde dev panoptikonlara dönüşmesi sorunuyla karşı karşıya kaldılar. Özgürlük, çok seslilik ve demokratikleşme ülküsüyle yola çıkan bir sistem 10 yıl gibi çok kısa bir zaman zarfında bir gözetleme merkezi, hatta bir karakol haline geldi. İfade özgürlüğü ülküsü, kapanan ya da askıya alınan hesaplar, silinen tweetler ve sesi kısılan kuşların diyarında hüsranla sonuçlandı. Bu süreci dönüşüme uğratacak teknoloji olan Web 3.0’da merkezileşmiş sosyal ağlar yerini merkeziyetsiz hale gelecek ve “topluluğa ait” sistemlere bırakacak. Bu, gücün şirketlerden bireylerin eline geçeceği derin bir kırılma anlamına geliyor. Bu ağlar üzerinde kullanıcılar hem dijital kimlikleri ve mahremiyetleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabilecekler, hem de ürettikleri veriler aracılığıyla ortaya çıkan değerden pay alabilecekler. Bunu sağlayacak olan sistem de daha önce bahsettiğimiz üzere, blokzincir tabanlı platformlar olacak. Kullanıcıların dijital profilleri blokzincir üzerinde işleyerek anonimlik ve güvenlik sağlayan Web 3.0 cüzdanlarına bağlı olacak. Bu cüzdanları kripto para cüzdanları gibi düşünebiliriz. Blokzincir, kullanıcıların kimlik bilgilerinin gizli kalması suretiyle bu cüzdanlar aracılığıyla ağ üzerinde işlem yapabilmelerine imkân verecek. Konuyu somut bir örnekle açıklayalım: Web 3.0 üzerinde çalışan bir sosyal medya platformunda içerik ürettiğinizi varsayalım. Ürettiğiniz içerikler için, içerik oluşturma, bu içeriğin aldığı etkileşim vb. değer belirteçleri üzerinden, o sosyal ağın para birimi ile ödüllendirileceğiniz bir sistem kurgulanacak. Dilerseniz içeriğin özgünlüğünü NFT yardımıyla tescilleyebileceksiniz. Şu anda Metaverse dünyalarını hayata geçiren şirketler, bu evrenlerde kendi ürettikleri kripto paralar üzerinden alışveriş yapılmasını sağlıyorlar. Benzer mantıkla, sosyal ağlar da bu ödemeleri kendi kripto para birimleri üzerinden gerçekleştirecekler. Öte yandan, bu sosyal medya ağlarının da kişilerin üç boyutlu olarak içinde yer alabilecekleri metaverse evrenlerine dönüşmesini bekliyoruz.  Meta (Facebook) şimdiden bunun ilk adımları olan Horizon metaverse’ünü kurmaya başladı. Tahmin edilebileceği gibi bu yeni nesil evrenler de kendi içlerinde kurdukları ekonomik modelde, o platforma ait kripto paraları kullanacaklar. Yeni sosyal medya, blokzincir üzerinde yükselen, Web 3.0 tabanlı metaverse evrenlerine dönüşecek. Bu evrenler de şimdilik kapalı bir ekonomik sisteme benzetebileceğimiz, kendi ekonomik sistemleri ve kripto paraları üzerinden emeğin, zamanın ve verinin alışık olmadığımız biçimlerde değerlenerek ödüllendirileceği sistemler ile çalışacaklar. Bu noktada akla gelen soru şu: Meta ya da diğer soysal medya şirketleri, neden tüm pastayı kendilerinin aldığı bir sistemden, içerik/değer üreticisine ve hatta tüketicisine ödül verilecek, kendi kontrolleri altında olmayan, merkeziyetsiz bir sisteme geçmek istesinler? Cevap net: mecbur kalacakları için… Web 3.0, inşa edilmiş olan tekelci, merkezi, otokratik sistemi yıkmaya muktedir. Kapitalizmin, aleyhine işleyecek her alternatif girişimini kendine benzetmekte ne kadar mahir olduğunu da biliyoruz. Ben de yerini savaşmadan bırakacağı iddiasında değilim. Bunun ilk örneklerini de şu anda oluşturulan ve markalar tarafından çoktan parsellenen Sandbox ve Decentraland gibi evrenlerde gördük. Bu evrenlerin haritalarına baktığınızda bir AVM’nin yerleşim planına bakıyor gibi hissetmemiz, ilk kurgunun -doğal olarak- bize pek bir alternatif sunamadığının göstergesi. Ancak şu anda henüz Web 3.0 altyapısı hayata geçmiş değil. Dolayısıyla bahsi geçen dönüşümün henüz ancak eşiğindeyiz. Bana göre gelecekte çok farklı kurgularla karşılaşacağız.
Kapitalizmin, aleyhine işleyecek her alternatif girişimini kendine benzetmekte ne kadar mahir olduğunu da biliyoruz. Ben de yerini savaşmadan bırakacağı iddiasında değilim.
Tüm bu çerçeveden değerlendirildiğinde, Elon Musk’ın Twitter’ı satın alma nedenlerine ilişkin de bir yorumda bulunabiliriz. Bana öyle geliyor ki Musk, tam da yukarıda bahsettiğimiz sistemin peşinde ve hatta öncüsü olacak. Elon Musk’ın iş insanı kimliği her zaman öndedir demiştik: bahsettiğimiz yeni nesil sosyal medyanın öncüsü olmak yüksek bir ticari potansiyele işaret ediyor. Özellikle de kitlesel kabul gerçekleştiğinde… Kullanıcılar açısından ne kadar cazip bir sistem olacağını düşünürsek, kitlesel kabulün önünde bir engel bulunduğunu düşünmüyorum. Elbette bu oldukça uzun vadeli bir yatırım; ancak bugüne kadar Musk’ın herhangi bir yatırımının kısa vadede geri döndüğüne de şahit olmadık. Yine de büyük başarılara imza atarak dünyanın en zengin insanı koltuğuna oturmayı başardı. Musk’ın başarısının en önemli nedenlerinden biri, oldukça riskli görülen erken dönem teknolojilere, kimse girmeye cesaret edemezken ve sabırla yatırım yapması. Twitter ve yeni nesil sosyal medya girişiminde de benzer bir süreçle karşılaşacağımızı düşünüyorum.