Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aksine bu ülkelerdeki merkez bankaları büyümeyi desteklemek için faiz indirimleri yapmadı. Aksine. LatAm merkez bankaları yükselen enflasyonla erken savaşa başladılar. Latin Amerika bölgesi ekonomileri deyince akla ilk gelen kronik yüksek kamu borcu ve derin gelir eşitsizliği sorunları. Meksika’nın değer zincirinde yükselmeye dayalı üretim değişimi yaratmada kendine özel başarısı hariç bölgede birçok ekonomi halen emtia ihracatına bağlı yapısıyla küresel ekonomik dalgalanmalara karşı kırılgan bir yapıda. Pandemi döneminde bir kez daha dikkat çeken bu bağımlılık yarattığı ekonomik performans oynaklıklarıyla şimdilerde imalat sanayinde küresel hammadde talebinin itici gücü olan Çin ekonomisindeki sert yavaşlamayla bir kez daha dikkatlerin odağında. Ekonomilerindeki zayıf alanlara rağmen yüksek emtia fiyatları Latin Amerika ülkelerinde büyüme performanslarının bu yıl daha iyi performans göstermesini sağladı. Bölgede beklenenden daha güçlü GSYİH büyümesinin nedeniyse arz yönlü şoklarla yükselen enflasyona, yükselen ABD faiz oranlarına ve küresel ekonomideki artan belirsizlik de dahil olmak üzere mevcut dış faktörlere karşı dirençli olan güçlü iç talep artışı. Birçok ülkede, özellikle gıda ve enerji ile ilgili emtiada ihracat da bu büyümeye destek verdi. En büyük dört ekonomide (Brezilya, Meksika, Arjantin ve Kolombiya), GSYİH büyümesi beklentileri aştı. Hatta Brezilya reali sert geçen son başkanlık seçimleriyle ilişkili siyasi riske rağmen, gelişmekte olan ülke kurları piyasasında 2022’nin en güçlü performansını gösterdi.  Kasım ayı ortasına kadar ABD doları karşısında değer kazanan Meksika pesosu da dikkat çekti. Çeyrekten Çeyreğe Reel GSMH Büyümesi Fakat Latin Amerika ülkelerinin 2021-2022’de sağlam ekonomi politikası uygulayıcıları olarak alışılmadık şekilde öne çıktığı bir konu var: Pandemi sonrası küresel ölçekte ortaya çıkan enflasyonla mücadele.  2022 yılı küresel ekonominin büyükleri açısından enflasyonun son 410 yıllık zirvesine ulaştığının görüldüğü bir dönem olarak tarihe geçti. 2021'den bu yana yaklaşan bu gerçekle yüzleşmeyi başaran ve dolayısıyla durumu kontrol etme girişiminde bulunan Latin Amerika'daki merkez bankaları mücadelede ABD merkez bankası Federal Rezerv veya Avrupa Merkez Bankası'ndaki meslektaşlarının önüne geçti. Oluşan darboğazı, sağlam ekonomi politikalarına dönmek yerine Rusya, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerden Türkiye’ye akan şaibeli döviz kaynakları ile sürdürmeye kararlı AKP’nin büyük ekonomik deneyi en az 2023 ortalarına kadar devam edecek. Latin Amerika ülkelerinin para birimlerinin dolara karşı göreceli güçlü performansı ve enflasyonla mücadelede elde ettikleri önemli başarılarının ardında bölgenin merkez bankaları bulunuyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aksine bu ülkelerdeki merkez bankaları büyümeyi desteklemek için faiz indirimleri yapmadı. Aksine. Yükselen enflasyona FED faiz artırımlarıyla müdahalede geciktikçe ancak FED’in mutlaka devreye gireceği bilinirken, LatAm merkez bankaları FED’den yaklaşık dokuz ay önce faiz artırmaya ve enflasyonla erken savaşa başladılar. Bir seneden fazla süren önleyici parasal sıkılaştırmanın önemi ve başarısını gösterircesine 2023 başlarken enflasyon oranlarında önemli geri çekilmeleri büyük ekonomik maliyetler yaratmadan elde etmeyi başardılar. Batı ekonomilerinin aksine, bu ekonomiler şimdi nötre yakın veya pozitif reel oranlara sahipler. Brezilya'da çekirdek enflasyon zirveye ulaşmasının ardından düşme dönemine girmiş durumda. Latin Amerika Medyan Enflasyon -Aydan aya % değişim Dünya merkez bankalarının 1980'lerden beri görülmeyen seviyelerde faiz artırdığı 2022 yılında, Latin Amerika'nın erken eylemi, bölgenin merkez bankalarının itibarının yükselmesini sağladı.  Bu itibarın güçlenmesinin en önemli yansıması da bugün bölgenin ekonomik geleceğiyle ilgili temel beklentilerde izlenen iyileşme yönündeki fikir birliği. 2023 yılı boyunca, para politikası kalibrasyonu hem Latin Amerika ekonomileri hem de küresel ekonominin en önemli konularından birisi olmaya devam edecek.  Latin Amerika merkez bankalarının neredeyse bir bütün olarak para politikasında doğru yönde attıkları erken ve önleyici adımlar sayesindeyse 2023 yılı enflasyonda önemli yavaşlamaya özellikle yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyette kademeli bir toparlanmanın eşlik edeceği ortak beklenti.
Dünya merkez bankalarının 1980'lerden beri görülmeyen seviyelerde faiz artırdığı 2022 yılında, Latin Amerika'nın erken eylemi, bölgenin merkez bankalarının itibarının yükselmesini sağladı.
2023'ün başlarında sığ bir ekonomik durgunluk ardından Latin Amerika ekonomileri büyük olasılıkla 2023’te faiz oranlarını ilk indirenler arasında olacak. Beraberinde maliye politikasının ekonomik aktiviteyi doğru şekilde nasıl destekleyeceği tartışmaları ön plana çıkacak ve Latin Amerika'nın 2023 ekonomik görünümünü büyük ölçüde şekillendirecek. Son yıllarda Meksika, Arjantin, Peru ve Şili ve Kolombiya’dan sonra Brezilya’da da gözlenen siyasi değişim merkezin solundaki adayların iktidara gelişleri. Latin Amerika’da iktidara gelen bu “yeni sol", büyük ölçüde, kendisini "eski sol"dan uzaklaştırmaya çabası içinde iklim ve sosyal adaleti gündemlerinin merkezine almakta. Yoksulluğu ve eşitsizliği azaltmaya yönelik on yıllardır süren çabaların beceriksiz politikalar ve yozlaşmış politikacılar tarafından sulandırıldığı bölgede, kapsayıcı ekonomi politikalarının ana söylem olması enflasyonla mücadelede bir soluk alındığı 2023 sonlarından itibaren daha dikkat çekici bir hale bürünecek. TÜRKİYE’DE TAM TERSİ BİR DÖNEM 2021 ortalarından itibaren para politikasını sıkılaştırarak görünen dalgaya karşı koruma kalkanlarını yükselten Latin Amerika merkez bankaları, kısa süreli ve zayıf bir ekonomik durgunluk döneminin ardından 2023 ikinci yarından itibaren iktidarlara gelen “Yeni Sol”un ekonomik ajandasındaki önceliklere yönelebileceği zemini hazırlamış ve yolu da açmış olacak. Türkiye’de uygulanan Yeni Ekonomi Modeli eşliğinde TCMB Latin Amerika merkez bankalarının aksine 2021 sonbaharından itibaren Kasım 2022’ye kadar aşırı faiz indirimlerini devreye soktu. Yaratılan %75 seviyesindeki derin negatif reel faiz 2023 itibarıyla tüm makro ekonomik dengeleri bozarken Latin Amerika ülkelerinin çarpıcı şekilde ters yönünde bir gidişatla kırılganlıkları artıcı etki yarattı. Dünya, Türkiye ekonomisinde aşırı faiz indiriminin %85’lere kadar taşıdığı tüketici fiyatları enflasyonunu, yaratılan çok yüksek enflasyonun tetiklediği yüksek ekonomik büyümenin ardından enflasyonun kalıcı hâle dönüşmesiyle gelen sert ekonomik yavaşlamayı, finansal sektörde oluşan sürdürülemez dengesizlikleri otoyolda yanından geçtikleri müthiş bir trafik kazasına bakar gibi dehşetle izlemekte. Oluşan darboğazı sağlam ekonomi politikalarına dönmek yerine Rusya, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerden Türkiye’ye akan şaibeli döviz kaynakları ile sürdürmeye kararlı AKP’nin büyük ekonomik deneyi en az 2023 ortalarına kadar devam edecek. Siyasette Latin Amerika ülkeleri benzeri bir değişimin kapısı 2023 seçimleri ile açılsa da AKP marifetiyle yaratılan ekonomik yıkımın ortadan kaldırılması, gelir adaletsizliği, yoksullaşma ve düşük enflasyonla sürdürülebilir büyüme yoluna girme hedeflerini yeni hükümetin uygulamaya koyması yıllarla ölçülecek bir zaman alacak.