Dış politika eksenine ulus odaklı çıkarları koyması ve Rusya ile giderek yakınlaşması sonucu AB ile iplerin gittikçe gerilmesine sebebiyet veren Macaristan, enerji krizini diğer Avrupa ülkelerinden bir nebze daha hafif atlatacağının sinyallerini verdi.  Bugünlerde tanık olduğumuz tarihin ilk küresel enerji krizi 1970’lerdeki Petrol krizini akıllara getirse de şimdiki kriz jeopolitik yönlerden çok boyutlu olması itibariyle 1970’lerden oldukça farklı bir tablo çiziyor. Ukrayna Savaşını takiben Avrupa-Rusya enerji ilişkilerindeki kırılmalar krizin temel nedeni olsa da unutmamak gerekir ki geçtiğimiz yıl COVID-19 sonrası enerji piyasalarındaki arz-talep dengesizliği sebebiyle Avrupa, Ukrayna savaşını zaten hâlihazırda olumsuz enerji piyasası koşullarında karşılamıştı.  Avrupa için Ukrayna Savaşı bir değerler ve çıkarlar çatışmasına dönüşmüş hâlde iken Rusya ile olan yakın ilişkileri ve Rusya’ya yönelik yaptırımlara karşı eleştirel tutumu nedeniyle, Macaristan, çoğu zaman AB içinde bir Truva atı olarak nitelendirilmekte.[1] Mayıs ayında Ukrayna savaşı sebebiyle ilan ettiği OHAL durumunu bu kez de enerji kesintisi tehdidi sebebiyle yineleyen Başbakan Orbán, verdiği demeçlerde enerji krizi ve yüksek enflasyonun sebebini Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarıyla da ilişkilendirmekte. Aynı zamanda yaptırımları iki ülke arasındaki barış müzakerelerinin de önünde bir engel olarak lanse etmekte. Bu sebeple geçtiğimiz aylarda Orbán ile AB arasında pek çok restleşme yaşandı. Orbán’ın en sert ifadelerinden bir tanesi ise ‘Rusya Avrupa’ya diz çöktürdü’[2] şeklindeki çıkışıydı. Böyle sert restleşmelerin had safhada olduğu gergin bağlamda, AB, Macaristan ile ilgili hukukun üstünlüğü konusundaki uzun süredir süregelen endişeleri sebebiyle Macaristan’a sağlanacak Birlik fonlarının 6,3 milyar Euroluk kısmını askıya almaya karar verdi.[3] Dış politika eksenine ulus odaklı çıkarları koyması ve Rusya ile giderek yakınlaşması sonucu AB ile iplerin gittikçe gerilmesine sebebiyet veren Macaristan, enerji krizini diğer Avrupa ülkelerinden bir nebze daha hafif atlatacağının sinyallerini vermişti. Bu tavır Dışişleri Bakanı Szijjártó tarafından Rusya ile enerji iş birliklerini ideolojik çerçeveden değerlendirmediklerini enerji konusunun ideolojik veya siyasi bir yaklaşımla hiçbir ilgisi olmadığı belirtilerek meşrulaştırılırken[4] Orbán da Macaristan’da doğal gaz sıkıntısının yaşanmayacağının pek çok kez altını çizmişti.[5] Ancak olumlu yansıtılan bu havaya karşın, hükümetin tasarruf tedbirleri doğrultusunda kamu alanlarında doğal gaz kullanımlarına ciddi bir sınırlama getirildi. Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Gulyás, kamu kurumlarının 18 dereceye kadar ısıtılabileceğini duyurdu.[6] Ek olarak ülkede üniversiteler, kütüphaneler, araştırma enstitüleri gibi kamu binaları 16 Ocak’a kadar kapalı. Yine de hükümet aktörleri Macaristan’ın doğalgaz tedarik konusunda herhangi bir sorun yaşanmadığını her fırsatta yinelemekte… JEOTERMAL KAYNAKLAR BİR ALTERNATİF Mİ? Kriz süresince boy gösteren bir diğer tartışma da ülkenin jeotermal ısıtma ve güç gelişimi planları. Son zamanlarda hükümet tarafından enerji bağımlılığını azaltmak amacıyla jeotermal kaynaklara yönelim masaya yatırılmakta. Buna göre, Teknoloji ve Sanayi Bakanı László Palkovics, hükümetin enerji geçişini desteklemek ve arz güvenliğini sağlamak için on yıl içinde toplam 16 milyar Euroluk yatırımla tüm enerji sektörlerini ilgilendiren bir program ortaya koyduğunu açıkladı.[7]
Bir krizin kontrol altına alınmasının diğer krizin çanlarının çalınmasına bağlı olması da kriz sarmalında bir dünya ile karşı karşıya olduğumuzun en büyük emaresi…
Bu programın önemli bir kısmı da jeotermal enerjiye yönelik planlamaları içeriyor. Ek olarak, Bakanlık, termal su kapasitelerinden olabildiğince geniş bir şekilde yararlanmak için jeotermal enerji kullanım prosedürünün hem araştırma, izin prosedürleri hem de resmi denetim açısından basitleştirilmesi ve standartlaştırılması gerektiğine dikkat çekti. Bir sonraki adım olarak jeotermal enerji teşvik etme olanakları hakkında bir teklif hazırlanacak. Jeotermal enerji kullanım kapasitesinin arttırılmasının ülkenin doğal gaz kullanımını yıllık 1-1,5 milyar metreküp (bcm) azaltması planlanıyor… Öte yandan, Avrupa enerji piyasasında yaşanan olumsuz gelişmeler ‘Orbán haklı mıydı?’ sorusunu da gündeme getirmişti. Öyle ki uluslararası ilişkiler literatüründe ülkelerin kriz anında dış politikalarını kalibre etme eğilimleri üzerine yapılan çeşitli çalışmalarda görüldüğü üzere kriz anlarında ülkelerin dış politikalarında tam bir tutarlılık beklentisi gerçekçi değildir. Özellikle şiddetli krizlere ve uluslararası sistemdeki ani değişikliklere yönelik tutarlı politikalar oldukça nadirdir. Bu anlamda enerji tedariki baskısı altında, AB ülkelerinin norm ve değerler temelli yaklaşımlarını sürdürebilme olasılıklarına zaman zaman şaibeli bakıldı. Bazı üye ülkelerde u-dönüşü görülüp görülmeyeceği de uzun zamandır merak konusuyken havaların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi doğal gaz talebini ve arz sıkıntısını bir nebze azaltarak üye ülkelerin üzerindeki enerji baskısını oldukça hafifletti. Tabii bu inanmayan siyasi aktörlerin aksine, küresel iklim krizinin de gerçekten kapımızda olduğunu göstermekte. İlaveten, bir krizin kontrol altına alınmasının diğer krizin çanlarının çalınmasına bağlı olması da kriz sarmalında bir dünya ile karşı karşıya olduğumuzun en büyük emaresi…  ---   [1] Orenstein, Mitchell A., and R. Daniel Kelemen. "Trojan horses in EU foreign policy." JCMS: Journal of Common Market Studies 55, no. 1 (2017): 87-102. [2] https://kormany.hu/hirek/at-kell-gondolni-az-oroszorszag-elleni-szankcios-politikat [3] https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2022/12/12/rule-of-law-conditionality-mechanism/ [4] https://www.bama.hu/orszag-vilag/2022/10/szijjarto-peter-moszkvaban-ez-egy-hosszu-tavu-valsag [5] https://magyarnemzet.hu/belfold/2022/09/orban-viktor-nem-lesz-energiahiany-magyarorszagon [6] https://www.vg.hu/kozelet/2022/09/hamarosan-ujabb-bejelentesek-varhatok-a-kormanyinfon [7] https://www.vg.hu/vilaggazdasag-magyar-gazdasag/2022/10/tovabb-csokkenhet-magyarorszag-kiszolgaltatottsaga