Ekonominin yapısını dikkate almadan geliştirilen politikalar, hangi ülkede olursa olsun amacına ulaşamaz. Duygulara dayanarak bilinçsizce alınan kararlar, toplumun tüm kesimlerini derinden yaralar Ticaret Bakanlığı şubat ayına ilişkin dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre ihracat şubat ayında %6.4 düşüşle 18.6 milyar dolar, ithalat ise %10.6 artışla 30.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracattaki düşüşte Türkiye'yi sarsan depremlerin etkisinin olduğu bir gerçek. Depremlerin etkisi bir kenara konulduğunda dahi Türkiye’nin dış ticaret açığının artış trendinde olduğunu görebiliriz. SÖYLEM, YENİ TÜRKİYE MODELİNİN DIŞ TİCARET AÇIĞINI KAPATACAĞI YÖNÜNDEYDİ 2021 yılının son çeyreğinde izlenmeye başlanan düşük faiz politikası sonrasındaki döviz kurları artış eğilimine girdiğinde, ekonomi kurmayları izlenen bu politikanın bilinçli bir politika olduğunu, artan kur ile sanayi üretiminin artış trendine gireceğini, Türkiye’nin ihracatının artacağını ve dış ticaret açığının azalacağını ifade etmekteydi. Gelinen noktada bu politikanın beklenen sonuçlarından oldukça uzak olduğumuzu görmekteyiz. Nitekim Öner Günçavdı 1 Mart 2023 tarihinde yayınladığı yazısında “… büyüme modeli iddia edildiği gibi ne ülkenin sanayi kapasitesini arttırmış ne de ihracat ana büyüme kaynağı olmuştur.” tespitinde bulunmuştur.[1] Öner hocanın yazısını takiben Türkiye’de döviz kuru değişiminin sanayi üretimi ve dış ticareti nasıl etkilediğine dair basit bir analiz gerçekleştireyim istedim. Analizin sonuçları aşağıda yer almakta. Ancak meraklıları için analizin yönetime dair bazı detaylar sunmak gerek. Teknik analizi atlamak isteyenler doğrudan yorumlara geçebilir. TEKNİK ANALİZE İLİŞKİN KISA BİR AÇIKLAMA Döviz kuru göstergesi olarak, dolar ve euronun eşit ağırlıklı ortalamasını kullandım. Önce kurun yıllık yüzde değişimini hesapladım, sonrasında ise yıllık yüzde değişimlerinin ortalamasını alarak kurun ortalamadan yukarı yönlü saptığı dönemleri belirledim. Analizde sadece kurun değişiminin ortalamasından 6 ay üst üste yukarı yönlü saptığı dönemleri dikkate aldım. Üretim, sanayi üretim endeksini ifade etmektedir. Dış ticaret ise 12 ay boyunca gerçekleşen toplam ihracat ile toplam ithalat arasındaki farktır. Her iki serinin de yıllık yüzde değişimini dikkate aldım. Kurun değişiminin ortalamasından 6 ay üst üste yukarı yönlü saptığı dönemi başlangıç dönemi (t zamanı) olarak kabul ettim ve bu dönemin 6 ay öncesi ile 12 ay sonrası arasındaki değerleri hesaplamaya dahil ettim. t zamanının 6 ay öncesi ile 12 ay sonrası arasında kalan değerlerin t zamanına göre yüzde değişimlerini hesapladım. Son olarak elde edilen değerlerin en düşük %10, en yüksek %90 ve ortanca (medyan) değerlerini hesapladım. Elde ettiğim bulgular şu şekildedir. İSTİKRARLI KUR ARTIŞLARI BEKLENENİN AKSİNE ÜRETİMİ BÜYÜK ORANDA AZALTMAKTADIR Döviz kuru 6 ay üst üste artış gösterdikten sonra sanayi üretiminin ortanca değeri takip eden 12 ay boyunca, başlangıç dönemine kıyasla negatif artış kaydetmiştir. Yani 6 ay boyunca yaşanan kur artışları, sanayi üretiminin ortanca değerinde bir artışa yol açmamıştır. Bu durum aşağıda yer alan şekilden izlenebilir. Şekilde ayrıca medyan değerinin üzerinde kalan %90’lık dilimin sıfırın biraz üzerinde olduğunu, altında kalan %10’luk dilimin ise önemli derecede negatif alana yayıldığını görmek mümkün. Bu durum kur artışı sonrasında sanayi üretiminde görece daha fazla azalışlar yaşandığını göstermektedir. İSTİKRARLI KUR ARTIŞLARI DIŞ TİCARETE DÜŞÜK ORANDA VE KISA ZAMANLI KATKI SUNMAKTADIR Döviz kuru 6 ay üst üste artış gösterdikten sonra sıfırın biraz üzerinde seyreden dış ticaretin ortanca değeri, takip eden 10 ay boyunca başlangıç dönemine kıyasla pozitif artış kaydetmiş, son 2 ay azalışa geçmiştir. Bu durum 6 ay boyunca yaşanan kur artışlarının dış ticarete büyük katkılar sağlamadığını göstermektedir. Bu durum aşağıda yer alan şekilden izlenebilir. Şekilde ortanca değerinin üzerinde kalan kısmın istikrarlı bir şekilde arttığı, altında kalan kısmın ise ilk 5 aylık dönemde azaldığı, sonrasında toparlanarak sıfıra yaklaştığı görülmektedir. Bu durum kur artışı sonrasında dış ticarette 6 aydan sonra bir toparlanma yaşandığını göstermektedir. Bir anlamda literatürdeki J eğrisi etkisinin kısmi mevcudiyetini göstermektedir. İZLENEN POLİTİKALAR YOKSULLUK VE YOKSUNLUK ÜRETİYOR Yukarıdaki bulguları şöyle yorumlamak gerekir. Ekonominin yapısını dikkate almadan geliştirilen politikalar, hangi ülkede olursa olsun amacına ulaşamaz. Duygulara dayanarak bilinçsizce alınan kararlar, toplumun tüm kesimlerini derinden yaralar. Bu etkileri bertaraf etmenin yolu iktisadi yapıyı anlamak ve bu yapıya uygun politikalar geliştirmektir. Bunun aksi, yoksulluk ve yoksunluktur ki ülkemizin son yıllarda yaşadığı tam da budur. --- [1] https://www.politikyol.com/hani-sanayi-ve-ihracat-ile-buyuyecektik/