Kriz kapıyı üç kere çalmaz
Politikyol
Ekonomi yönetimi son 5 yıldır beklentileri yöneterek olası bir krizi engellemeyi başarabildi. Bu başarı, her seferinde daha sert ve irrasyonel politikaların da önünü açtı. Fakat son gelişmeler krizin ayak seslerini duyulur hale getirdi.
Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu iktisadi duruma dair ciddi endişeler söz konusu. Ekonomik durgunluk beklentisi her geçen gün daha fazla kişi tarafından dile getiriliyor. Kervana en son TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da katıldı. Turan’ın açıklamaları, ekonominin içinde bulunduğu durumu ortaya koyan aklıselim iktisatçıların açıklamalarından muhtemelen biraz daha tesirli. Nedeni ise Turan’ın temsil ettiği kesimin özellikle yatırım ve üretim konularında karar alıcı konumda olması. Peki durgunluk beklentisi yerinde bir beklenti mi? Veya daha da ötesi ekonomik kriz kapıda mı?
TALEPTEKİ DARALMA BİRÇOK KANALDAN ETKİLİ
Karar alıcıların kararlarını ve beklentilerini elektrik tüketimi, PMI endeksi, kapasite kullanım oranları gibi öncü göstergeler aracılığıyla gözlemleyebiliyoruz. Karar ve beklentilerin arkasında ise yurtiçinde ve yurtdışında meydana gelen gelişmeler etkili.
Yurtiçindeki en etkili unsur, son dönemde talepte hissedilen daralma. Daralmayı birçok kanal üzerinden görmemiz mümkün. Hükümetin döviz talebini kısmak için getirdiği önlemler, piyasada kredi faizlerinin artmasına neden olarak hem bireylerin hem de firmaların kredi talebini düşürüyor. Buna ilaveten asgari ücretin, 2022 yılının ilk altı aylık enflasyon oranının altında bir oranda artırılması ve fiyatlardaki artışın hız kesmemesi, hanehalkının reel gelirindeki azalışı hızlandırıyor.
Diğer taraftan CDS ile takip ettiğimiz ülke risk priminin yüksek seyretmesi, sendikasyon kredilerinin dönüşleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Kur korumalı mevduatın vade dönemlerinin kur üzerinde yarattığı belirsizlik ise cabası.
YURTDIŞINDA RÜZGÂR TERS ESİYOR
Yurtdışından gelen en önemli baskı ise küresel durgunluk ihtimali. Enflasyonla mücadelede izlenen faiz artışı politikalarının birçok ülkede, ekonomik durgunluğa yol açacağı beklentisi hâkim. Bu tür bir durgunluğun Türkiye’nin ihracatı üzerinde sınırlayıcı bir etkiye neden olacağı aşikâr. Cari açık konusunda 2022 yılının pek iç açıcı sonuçlar vermediği göz önünde bulundurulduğunda küresel talep rüzgârının da artık geçmişteki gibi Türkiye ekonomisinin arkasında olmadığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
KRİZİN AYAK SESLERİ
Küresel faktörler kaynaklı krizleri bir kenara bıraktığımızda Türkiye ekonomisinin son 20 yıldır yurtiçi politika kaynaklı bir ekonomik kriz yaşamadığını söyleyebiliriz.[1] Ekonomi yönetimi ‘kriz geliyor’ söylemlerine karşın özellikle son 5 yıldır beklentileri yöneterek, olası bir krizin ortaya çıkmasını engellemeyi başarabildi. Bir diğer ifade ile izlenen her politika, kamuoyu önünde verilen ve ikna edici olan vaatler ile sürdürülebilir oldu. Bu başarı, ekonomi yönetiminin her seferinde daha sert ve irrasyonel politikalar izlemesinin de önünü açtı. Peki halen ekonomik durgunlukla veya krizle karşılaşmadıysak, politikanın irrasyonel olduğunu nasıl söyleyebiliyoruz? Gerçekten söylendiği gibi izlenen politikanın olumlu etkileri önümüzdeki yılın ilk çeyreğinden itibaren hissedilmeye başlanacak mı yoksa ekonomik durgunluk ve hatta kriz kapıda mı?
Hausmann’ın ekonomik krizle ilgili çok önemli bir tespiti mevcut: ‘Ekonomik kriz yavaşça gelir; ve sonra birdenbire’.[2] Krizin gelişi önceden tahmin edilebilirdir; ancak ne zaman geleceğini tespit etmek ne yazık ki mümkün değil. Türkiye ekonomisinde son dönemlerde yaşanan gelişmeler, krizin ayak seslerini duyar hale gelmemize neden oluyor. Ensar Yılmaz’ın, Türkiye ekonomisinin ekonomik krize yakınlığını ölçtüğü yazısı bu bağlamda çok kıymetli.[3]
Unutmamak gerekir ki krizi öngörmek, tıpkı bir doktorun kalp damarları tıkalı bir hastanın kalp krizi geçirme ihtimalini öngörmesine benzer. Damarların tıkalı olduğunu görmesi, doktorun kalp krizinin ne zaman gerçekleşeceğini bileceği anlamına gelmez. Doktor krizi beklemek yerine uyarısını yapar ve bir an önce bunu engellemek için yapılması gerekenlere odaklanır. Aklıselim iktisatçılar, bilim insanları ve son günlerde sanayiciler de bir süredir öngördükleri krize dair uyarılarda bulunuyor. Uyarılara kulak asmak, hastayı kurtarmanın son çaresi olabilir.
---
[1] Küresel finans ve Covid-19 krizleri.
[2] “An economic crisis comes slowly; and then suddenly”
[3] https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye-iktisadi-krizin-neresinde-haber-1576436
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi