“Putin ve Xi sık sık birbirlerinin politika hareketlerini takip ediyorlar. Her iki devlet de kriptoya yönelen sermaye kayıplarından endişe duyuyorlar. Bu nedenle Rusya’nın olası kararının sürpriz olmayacağını ileri sürebiliriz.” Geçtiğimiz haftaki yazımda Çin’den çıkmak zorunda kalan kripto üreticisi (madenci) şirketlerin yeni evlerinin Amerika, Rusya ve Kanada olabileceğinden bahsetmiştik. Yazının üzerinden bir hafta geçmeden Rusya da oyunun dışına çıkabileceğine dair bugüne kadarki en net sinyali verdi. Peki neden ve şimdi ne olacak? Bu ay içinde kripto madenciliğinde dünyada ikinci sırada yer alan Kazakistan, enerji fiyatlarıyla ilgili ayaklanma sırasında internet erişimini önemli ölçüde kaybettiği için Bitcoin fiyatı Ocak ayı başında sert bir şekilde çakılmıştı. Hem Kazakistan krizi, hem de FED’in para politikasında sıkılaşmaya gideceğine dair yaptığı açıklamalar nedeniyle yatırımcıların kripto paralarını elden çıkarması, bu sert düşüşle sonuçlandı. Öte yandan Kazakistan hükümeti geçtiğimiz hafta içinde internet erişimini tamamen kapattı (böyle bir çağda bunları konuşuyor olmak bana her zaman çok garip geliyor ve gelmeye devam edecek). Ülkenin internetinin “fişten çekilmesi” dünya çapındaki Bitcoin hash oranının (kripto ağına bağlı bilgisayarların kullandığı işlemci gücünün) %13 oranında düşmesi, dolayısıyla kümülatif işlem hacminde ciddi bir kayıp yaşanması anlamına geliyor. Kazakistan’daki madencilik şirketlerinin temsilcisi olarak görev yapan Ulusal Blok Zinciri ve Veri Merkezi Endüstrisi Birliği'ne göre, kripto madenciliği şirketlerinin herhangi bir zarar görmemesi adına operasyonlarının %80’i çeşitli yöntemlerle kurtarılmış. Ancak bu açıklamaya rağmen şirketlerden gelen tepkiler, ülkeye karşı güvensizliğin had safhada olduğunu gösteriyor. Bu şirketlerin önemli bir kısmı Çin yasaklarının ardından faaliyetlerini siyasi ortam ve enerji arzı açısından istikrarlı buldukları Kazakistan’a taşımışlardı. Sonrası malum… Geçtiğimiz haftalarda Kazakistan’ın içinde bulunduğu türbülans nedeniyle güven kaybeden şirketlerin, operasyonlarının bir kısmını Kuzey Amerika ya da Rusya’ya taşıyacaklarına dair açıklamalarına şahit olmuştuk. Tam da bu sırada dünyanın en büyük üçüncü madenci ülkesi konumunda olan Rusya kanadından da piyasaları alt üst eden bir açıklama geldi. Dün (20.01.2022) yapılan açıklamada Rusya Merkez Bankası finansal istikrara, vatandaşların refahına ve para politikası egemenliğine yönelik tehditler dolayısıyla Rusya sınırları dahilinde kripto para birimlerinin kullanımını ve kripto madenciliğini yasaklamayı önerdi! Piyasaların ilk reaksiyonu tepkisiz kalma yönünde oldu. Hatta bu çok kısa süre içinde kimi kripto uzmanları artık kripto dünyasının daha olgun tepkiler verir hale geldiğini ve paniğe mahal olmadığını dahi açıkladılar. Ne yazık ki bu açıklamalar gerçeklikle örtüşmedi: Cuma günü (21.01.2022) itibariyle yaşanan yüksek hacimli işlemler sonrasında tüm kripto para birimlerinde ciddi kayıplar yaşandı. Bu düşüşlerin yansıması ise pazar genelinde yaklaşık %9’luk bir düşüşe tekabül etti. Uzun süredir kripto paraların kışını yaşadığımız ve 2022 yılı içinde büyük bir yükseliş beklendiğine dair mesajlarla karşılaşıyoruz. Öte yandan bunun “kışın başlangıcı” olduğunu iddia edenler de var. Olumlu öngörüler özellikle yükselen enflasyon nedeniyle yatırımcıların fiat paralardan kriptoya yönelebileceklerine dair beklentiye dayanıyordu. Ancak arka arkaya gelen yasaklamalar sonrasında piyasada yüksek hacimli satışlar gerçekleşmeye devam etti ve ciddi düşüşler yaşandı.
“Çin’den Kazakistan ve Rusya’ya kaçan madenciler, şimdi de operasyonlarını Kuzey Amerika’ya kaydırıyorlar. Uzun vadede, rüzgarın özgürlükçü ve yenilikçi ülkelerden yana esme ihtimali kuvvetli.”
Şu anda dünya üzerinde kripto paralarla ilgili farklı seviyelerde yasaklamalar uygulayan ülke sayısı 50’nin üzerinde. Kimi ülkeler yalnızca kripto paraların bir ödeme aracı olarak kullanılmasıyla ilgili sınırlandırmalar getirirken, kimileri bu piyasalarla ilgili tüm işlemleri tamamen yasaklıyor. Kripto para madenciliğinin yasaklanması ve kripto para alım-satım işlemlerinin ve kullanımının yasaklanmasının nedenleri de birbirinden farklı. İlkinin ana nedeni ülkelerin içinde bulundukları enerji krizlerine katkısı ve karbon nötr olma taahhütleri olarak karşımıza çıkıyor. Çin, yasakların gerekçelerini sıralarken finansal piyasaların kontrolünü tekrar eline alma isteğinin yanında, 2050 yılına kadar karbon nötr olma amacını ve kripto madenciliğinin bu amaca giden yolda bir engel olduğunu öne sürmüştü. Oysa aynı Çin bu yıl gerçekleşen COP26 İklim Zirvesi’nde fosil yakıtlardan enerji üretiminin durdurulmasına yönelik maddeye cansiparane karşı durarak Hindistan ile birlikte bu maddenin yalnızca bir iyi niyet beyanı olarak sonuç bildirgesinde yer almasına neden oldu. Dolayısıyla bu gerekçenin geçerliliği bir hayli tartışmalı. Öte yandan kripto para ticareti ve kullanımının yasaklanması, devletlerin sahip oldukları en büyük güçlerden biri olan para basma gücünü ellerinden alan kripto piyasalarına karşı bir meydan okuma, bir güç gösterisi olarak okunabilir. Kara para aklama, terörizmin finansmanı vb. konular pes perdeden dile getirilen gerekçeler arasında. Ancak yasakların ardındaki ana etken devletlerin, doğal olarak, sahip oldukları en önemli gücü ellerinde tutmak istemeleri. Bu trendin tersine çevrilemeyeceğini gören bazı ülkeler de, aslında bir kripto para alternatifi olmayan, ancak söylemde böyleymiş gibi gösterilen devlet kontrolündeki dijital para projelerini hayata geçirmeye başladılar. Putin ve Xi sık sık birbirlerinin politika hareketlerini takip ediyorlar. Her iki devlet de kriptoya yönelen sermaye kayıplarından endişe duyuyorlar. Bu nedenle Rusya’nın olası kararının sürpriz olmadığını da ileri sürebiliriz. Peki bu durumda kripto paraların geleceğine dair nasıl bir okuma yapılabilir? Bana göre bu trendin, tüm engelleme çabalarına karşın geri dönüşü yok. Kırılma yaşandı. Bu savı, piyasaların 2022 yılında yükselişe geçeceği beklentilerine katkı anlamından daha ziyade -ki böyle bir beklentim var- bu alternatif piyasaların artık hayatımızın bir gerçeği olduğu ve herhangi bir engelleme çabası halinde hızlıca alternatif çözümler üretmeye muktedir oldukları anlamında öne sürüyorum. Çin’den Kazakistan ve Rusya’ya kaçan madenciler, şimdi de operasyonlarını Kuzey Amerika’ya kaydırıyorlar. Uzun vadede karlı olacak olanın kim olduğuna dair öngörü yapmak şu an için zor; ancak tarihten çıkardığımız dersler rüzgarın özgürlükçü ve yenilikçi olandan yana esme ihtimalini kuvvetlendiriyor.