İsrail’de siyasal dengeler altüst olmak üzere gibi gözüküyor. Giderek kan kaybeden başbakan Bennett’in başını çektiği koalisyonun dağılabileceği söyleniyor. Bu hafta İsrail’deki son gelişmeleri yazdım.  İsrail’in son 20 senesi sağın önlenemez yükseliş hikayesi olarak özetlenebilir. Bu süreçte kapitalist dünyayla tam entegrasyon peşindeki “sağcılar”, aynı zamanda ülkeyi hızlıca “Amerikanlaştırma” çabasına da giriştiler. Bu bir açıdan İsrail ve ABD ittifakıyla sonuçlandı denilebilir. İsrail sağının kuşkusuz en başarılı ismi Benjamin Netanyahu. Kendisi hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddiaları ve açılan davalar sebebiyle her ne kadar yıprandıysa da hala yıkılmadığını kanıtlama peşinde. Bildiğiniz gibi, 8 partiden oluşan koalisyonun en başından beri esas hedefi Kral Bibi’yi tahtından etmekti. Bu düsturla harekete geçen muhalefet, “kralı” devirdi ve Netanyahu dönemi bitti. Ama onlar için durum yine de zor gibi gözüküyor.
Sekiz parti birleşti ve Netenyahu’yu devirdi ama “Kral Bibi” havlu atmadı, aksine tam mesai yapıyor. Yeni hükümeti yıpratmak için elinden geleni ardına koymuyor. Bennett’in terörle mücadeledeki başarısızlığı da onun eline büyük koz verdi.
Bibi yenilmesine rağmen asla havlu atmadı ve sürekli tam mesai yapıyor. Neredeyse hükümetin kurulduğu ilk günden beri onu yıpratmak için elinden geleni ardına koymuyor. Özellikle Bennett hükümetinin terörle mücadeledeki başarısızlığı Netanyahu’nun eline büyük bir koz verdi. Anlaşılan o ki, Likud ve destekçileri tarafından sağcı Bennett yeteri kadar “sağcı” bulunmuyor. Terörle ilgili daha sert önlemler ve daha ciddi yaptırımlar bekleniyor. YENİ KRİZLER   Geçtiğimiz günlerde hükümet parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti. Pazartesi günü yapılan oylamada hükümetin Batı Şeria’da yaşayan İsrailli yerleşimciler için ceza kanunu uygulama süresini uzatan teklifi kabul edilmedi. Üstelik geçen haftalarda “ortalığı karıştıran” milletvekili Idit Silman yeniden sahneye çıktı ve partidaşı Matan Kahana’nın Din İşleri Bakanlığı’na yeniden atanması için yapılan oylamada Netanyahu’nun grubuna destek vererek “Hayır” oyu kullandı. Bu durum Bennett için utandırıcı çünkü Silman kendi partisinin milletvekili ama onu dahi ikna edebilmeyi başaramamış bir başbakan görüntüsü çiziyor. Bu olaydan sonra da Netanyahu ve Likud “Bennett bu iş bitti” dese de henüz resmen bitmiş değil. Yine de hemen tüm uzmanlar koalisyonun ömrünün uzun olmadığı konusunda hemfikir. Peki ne olacak? SAĞ ve YİNE SAĞ İsrail halkı yine sağdan yana oy kullanacak gibi gözüküyor.  Yapılan anketler de bu görüşü kanıtlar nitelikte. Yani İsrail’de daha demokrat ve daha sol görüşlü bir hükümetin kurulması şimdilik hayal gibi. Toplumun siyasal duruşu şöyle özetlenebilir: “sağcılardan sağcı beğen”. Tabii burada gittikçe yükselen terör dalgasının insanlarda yarattığı korku ve kaygının da etkisini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zira İsrail, İkinci İntifada’dan beri böyle bir ruh hali içinde sürekli daha sağa doğru savruluyor.
Anketlere göre İsrail’de daha demokrat ve daha sol görüşlü bir hükümetin kurulması şimdilik hayal gibi. Toplumun siyasal duruşu şöyle özetlenebilir: “sağcılardan sağcı beğen”
Son anketlere baktığımızda, koalisyon dışındaki sağ partilerin yükselişe geçtiğini görüyoruz. 2021 Mart’ındaki seçimlerde Likud, Dindar Siyonistler ve iki ultra-Ortodoks parti 52 sandalye kazanmayı başarmıştı. Şimdi ise beklenti 59-60 gibi. Hatta anketlere göre, Dindar Siyonistler güçleniyor ve 6 olan sandalye sayısını 10’a yükseltecekler gibi gözüküyor. Bu da büyük ölçüde Bennett’in yaşadığı kan kaybına bağlanıyor. Çünkü Bennett’in seçmen kitlesi koalisyonun bileşenlerinden dahi rahatsız durumda. Bu durum İsrail’i seçime götürecek mi derseniz? Kimi uzmanlara göre bu bir seçenek olabilir. Ama bazıları da Gideon Sa’ar’ın burada kilit bir rol oynayabileceğini ve Netanyahu’yu destekleyerek mevcut meclis dağılımı içinde yeni bir Netanyahu hükümeti kurabileceklerini düşünüyor. Zaten Sa’ar daha önceden Likud partiliydi. Eski başkanına böyle bir jest yaparak win-win durumunu tercih edebilir. Hatta bu olasılık daha fazla öne çıkıyor diyebilirim. NETANYAHU YENİDEN! Sonuç olarak, Netanyahulu günler geri dönüyor gibi gözüküyor. Bu yeni hükümetin henüz iyileşmeye başlamış Türkiye-İsrail ilişkileri üzerinde olumlu bir etki yapacağını düşünmüyorum. İç politikada da daha şahin bir tutum izleyeceklerine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Zaten daha önceden de yazdığım gibi, İsrail Türkiye konusunda “bekle ve gör” politikası izliyor gibi. Şimdilik süreç “bebek adımları”yla işliyor. Muhtemelen onlar da Türkiye’deki gelişmeleri izleyip buna göre nasıl bir yol çizeceklerini düşüneceklerdir. Yine Türkiye-İsrail hattında bekleyiş ve ümit süreci başlamış gibi gözüküyor.