Ülkenin 80 milyon nüfusunu 8 milyar dünya nüfusu ile ev almada rekabete sokacaksınız ve ondan sonra arşı alaya çıkmış evlerin kiralarına sınırlama getireceksiniz. Siz kiraları düşürmeyin maaşları artırın… “İncir, taze olarak yendiği gibi kurutularak da tüketilir. Bazen kurumuş incirlerin bir kısmı kurtlanır. Bir incirin içindeki kurt çok kısa bir sürede çoğalarak diğerlerine de bulaşır. İncirler fabrikada işlenirken kurt bulaşmış ezik incirler sağlamlarından ayrılır. Fakat bazen temiz incir çuvalına birkaç tane de kurtlu incir karışır. Bu durumda çuval içindeki sağlam incirler de kurtlanmaya başlar. Böylece bir çuval incir, birkaç tane kurtlu incir yüzünden bozulur” Murat Kurum belli ki bu hikâyeyi duymamış… Bu hikâyeden ya da incirden anlasaydı, ekonominin bütün zemberekleri yerinden çıkmışken “kiraları kontrol edip sınırlayacağım” diye, ortaya çıkmazdı. Türkiye’nin emlak piyasasının kolektif yalanı ev fiyatı, gerçeği ev kirasıdır. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da 2 milyondan ucuz ev bulamazsınız ama 2 milyondan pahalıya satılan ev de yoktur. Evler çok milyona pazarlanır ama tapuda az milyona satılır. Nakit para sirkülasyonunun rahat yapıldığı ortamda; herkes gözünü kestirdiği rakamı tapuya bildirir ama gerçekte kat be kat yüksek fiyatlardan, alım satım yapılır. Diğer yanda kiralar ise görece daha gerçekçidir. Özellikle kira ödeyenlerin bankadan yolladıkları paralar otomatik olarak vergi dairesine bildirildikten sonra kiradan vergi kaçırmak giderek zorlaştı. Ev fiyatlarını dövmeyen, dövmek istemeyen iktidar, kiralardan hıncını çıkarıyor. Neticede ev alamayan yüzbinlere çare olamayacağını bilen Murat Kurum, kiralara müdahale etmeye karar verdi. Berbat olmuş çuvaldaki tek bir inciri kurtaracak yani… Buna Kadir ve AKP’nin yılmaz savunucuları belki inanır ama gerçeklikle bağı kopmuş ekonomi yönetimi ev fiyatları uçarken kiralara kement atılacağına inanıyor. Filmin nasıl başladığını hepimiz biliyoruz. Ülkede köpekler salınıp taşlar bağlanalı epey oldu. “Ben ekonomistim” diyerek yola çıkan Erdoğan’ın, ekonominin tüm ayarlarını alt üst eden hamlelerin hepsini, büyük bir başarı gibi sunduğunu gözledik. İç politika uğruna feda edilen uluslararası ilişkiler ülkeye güveni iki seksen uzattı. İktisadi demokrasi ayaklar altına alındı. Hukuk kural ve güvenliği yok oldu. Ülke risk primi, savaştaki Ukrayna ile yarışıyor. Üniversite sınavında bunca yanlış yapsak muhtemel ki lise diplomamızı sorgularlar. Ama kurumların içini boşalttığınızda yaptığınız yanlışı alkışlayanları bile bulabilirsiniz. Türk parasını puldan değersiz hale getireceksiniz, enflasyonu gerçekte %150’ye taşıdığınız sadece benzine yapılan zamlarla bile aşikâr iken bunun yarısını halka söyleyeceksiniz ve ondan sonra kira fiyatlarının yüksekliğine çare arayacaksınız. Ülkenin 80 milyon nüfusunu 8 milyar dünya nüfusu ile ev almada rekabete sokacaksınız ve ondan sonra arşı alaya çıkmış evlerin kiralarına sınırlama getireceksiniz. Siz kiraları düşürmeyin maaşları artırın…
Türkiye bu akıl tutulması ile beraber hâlâ birliğini bütünlüğünü koruyorsa, Devlet Bahçeli’nin gönlü ferah olsun. Bu ülke bekasını muhafaza edebilmektedir.
Çünkü bu saatten sonra tek çözüm, çıkar yol halkın gelirini artırmaktan geçer. Kiraları karaborsaya düşürecek zaptiye önlemleri ile canını yakacağınız 3-5 gariban Ayşe Teyze, Mehmet Amca belki sizden korkar ama emin olun kimse 3-5-7-10 milyon verdiği evini sizin ekonomi bilmezliğinize feda etmez. 400.000 dolara satılan Türk Pasaportu ile alınacak ev artık Bağdat Caddesinde falan değil Minibüs caddesinde. Bağdat Caddesinde fiyatlar 15 milyonlardan başlıyor… Ülkeyi iktisaden batırdığını kabul etmeyen iktidar; sorunun sebebinin kendi varlığı olduğunu anlayana kadar çilemiz sürecek. Bu noktada unutmayalım ki Genel Başkan Yardımcısının %7 ile %700’ü ayırt edemediği bir partinin iktidarda kalması aklın inkarıdır. Türkiye bu akıl tutulması ile beraber hâlâ birliğini bütünlüğünü koruyorsa, Devlet Bahçeli’nin gönlü ferah olsun. Bu ülke bekasını muhafaza edebilmektedir. Kiralar çuvalın içindeki incirlerden sadece biridir. Murat Kurum’un kurttan ayıklayacağı incir de en az öbürleri kadar kullanım dışı kalmıştır. Ülkeyi saran enflasyon zehri, devalüasyon humması ile tek bir sağlam parametre kalmamıştır. Çare bu üretim yönteminden, bu çiftçiden vazgeçmektir. Sorunun kaynağı olanlar çözümün parçası olamazlar.