Aslında Numan Kurtulmuş her şeyin farkında. Ama bundan 10 yaş genç Numan Kurtulmuş. Ne diyordu “Harun gibi geldiler Karun oldular…” Sanki Türkiye’de dolar resmi para birimiymiş gibi ihaleleri döviz üzerinden yapan AKP iktidarının kudretlisi Numan Kurtulmuş Türk halkını ahlaksızlıkla suçluyor. Suç da neymiş..? Devletin verdiği para ile döviz almak! Devlet kime karşılıksız para veriyor da haberimiz yok? Belli ki Numan Kurtulmuş’a ve çevresine karşılıksız para verilmiş. O parasını dövize çevirmemiş ama birileri çevirmiş. Rahmetli Kemal Tahir’in Devlet Anası geliyor aklıma. “Yiğitlik eskiden bir çetinse, şimdilerde on çetindir. Çünkü çöküntü çağındayız. At izi, it izine karışmıştır. Ülke devletsiz, devlet sahipsizdir.” Halkı küçümsemekte, halkı tahkirde bundan daha cüretkarı görülmemiştir. Numan Kurtulmuş, 14. Louis’den esinlenmiş belli ki. “Devlet benim” diyen Fransa Kralından. Belli ki Türkiye Cumhuriyeti’nde emeğimizle alın terimizle kazandığımız her kuruşu lütfedip devlet bize veriyormuş. Böylesi bir aklı en son 1991’de tarih olan Sovyetler’de görüyorduk. Bir Polütbüro üyesi kadar kendinden emin. “Devlet seni yaşatıyor. Daha ne istiyorsun?” kıvamında Numan Kurtulmuş’un sözü. Numan Kurtulmuş en ağır ithamlarda bulunduğu Erdoğan’la aynı safa gelecek kadar omurgadan yoksun siyaset anlayışı içinde kendine bu sözleri ve aklı münasip görüyor olabilir. Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, basın hürriyeti gibi asgari demokrasi standartlarını hiçe sayarak, ülkeyi güven olmaz bir konuma getiren iktidarın paydaşı olduğunun farkında olmadığını da anlıyoruz. Ekonominin gerçeklerini parçalayarak talimatla iktisadi hayatı regüle edeceğini sananlara bir zamanlar kumanda ekonomisinin uygulayıcıları denirdi. Özal’ın liberalleşme çabalarını savunurken Türkiye’yi son komünist devlet diye tanımlamasını anımsadım. Özal bu yapılanları görse o meşhur kalemini sallamaz eminim başka bir amaç için kullanırdı bugünün siyaset üreticilerine karşı. İleri iktisat derslerinin değil, giriş bahislerinin konusu olan alanlarda yaşadığımız cehaletin ve bunun bedelinin ülkece ödenmesi için çabalarken aklımızla alay edilmesine ihtiyacımız yok. 2022 yılında emekli ikramiyesi ile alınacak bir otomobil markası bulunmuyor. İnsanların 25-30-35 yıllık emeklerinin üzerinden silindirle geçiliyor. Numan Kurtulmuş’un vicdanını zerre sızlatmayan kayıplar pek çok insan için bunalım vesilesi. Bir insanın 30 yıllık emeği çöp olmuş, Numan Kurtulmuş kendi sebep olduğu krizin faturasını halka kesiyor. Ortada yenmiş koca bir yemek var, dağ gibi bulaşık birikmiş ve yemeği yiyenler kenarda bekleyenlere hesap ödetmek istiyor. Aslında Numan Kurtulmuş her şeyin farkında… Ama hangi Numan Kurtulmuş? Bundan 10 yaş genç Numan Kurtulmuş. Ne diyordu “Harun gibi geldiler Karun oldular…” Ben demedim. Kendisi dedi. Mihneti’nin dizelerindeki Karun’dan söz ediyoruz  : “Kul himmet üstadım gelse otursa Hakk’ın kelâmını dile getirse Dünya benim deyi zapta geçirse Kârûn kadar malın olsa ne fayda” Belli ki Numan Kurtulmuş için Mihneti’nin dizeleri sivirsinek vızıldamasından ibaret. Onun başı Siyasal İslam’ın yaklaştığı başarı hikayesinin efsunu ile çoktan dönmüş durumda. Türkiye’yi ellerinde hamur gibi yoğuracaklarını sanıyorlar. Yasaları, kuralları kurumları yoğurabilir onlara şekil verebilirsiniz. Ama gücünüz insana yetmez. Gücünüz insanlar arasındaki ilişkilere yetmez. Sizin denediğinizi atom bombası ile Sovyetler Birliği denedi. Başaramadı. İnsan; sonsuz çeşitliliğin, insan ilişkisi sonsuz imkânın mahsulüdür. Sizin zihinlerinizde kurduğunuz muhayyel dünya ancak sizi ilgilendirir. Sizi mutlu eder. Psikopataloji alanının işidir insanı şekillendirmeyi hayal eden insanlar. Aklımızla alay edecek kadar öz güven siyasetin değil tababetin sahasına aittir. Kendi yaptıklarınız ile ülkede geçtiğimiz yolu bile Benjamin Franklin’in insafına bıraktınız, siz ne hakla insanlarımıza ahlak dersi veriyorsunuz. Numan Kurtulmuş ve onun şahsında giderek trajikleşen AKP iktidarı için söylenecek söz çok. Ama zaten söylenmişi var. Yine Kemal Tahir ustadan: “Bir devletin gideri gelirini aştı mı, rezilliği, Hızır peygamber gelse önleyemezmiş... Rüşvetin, soygunun, utanmazlığın kaynağı budur.”