Twitter bireylerin rızası olmadan paylaşılan görsellerin kaldırılacağını açıkladı. Hukukta bu minvalde bir ihtilaf, hakların yarışması ve menfaatlerin dengelenmesi hususu ile ele alınır. Bu denge nedir? Twitter, bireylerin rızası olmadan paylaşılan fotoğraf ve videoların platform kurallarına aykırı hale getirildiğini ve talep olduğu takdirde kaldırılacağını açıkladı. Bu yeni kural, özel bilgilerin rıza olmadan paylaşılmasını engelleyen politikanın ve prensiplerin genişletilmesi sonucu oluştu. Karşıtları ise kuralın çok geniş kapsamlı olduğu yönünde uyarıyor ve özgürlükle tezat olabileceğini söylüyor. Ancak Twitter, fotoğrafların hangi bağlamda paylaşıldığını da değerlendirileceğini belirtti. Örneğin karar verilirken ilgili fotoğrafın, haber siteleri gibi kamuya açık yerlerde zaten bulunup bulunmadığı ya da "belirli bir fotoğrafın ve eşlik eden tweet metninin kamusal tartışmaya ek değer yaratıp yaratmadığı, kamu yararı için paylaşılıp paylaşılmadığı ve toplulukla ilgili olup olmadığı" gibi değerlendirmeler yapılacak. Fotoğraf ile ilgili hakları anlatırken iki açıyı da değerlendirmek gerekir. Fotoğrafçının hakları ve fotoğraflananın hakları. Fotoğrafçının hakları eğer fotoğraf, eser niteliğini haizse Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan mali ve manevi haklar başlıklarıyla korunur. Fotoğrafçının hususiyetini içermeyen bu nedenle de eser niteliği taşımayan fotoğraflar için de yine Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirtilen haksız rekabet hükümlerine başvurulabilir. FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU NEYİ KORUYOR? Şimdi, Twitter’in konu ettiği fotoğraflananın hakları üzerinde öncelikle ülkemiz hukuku mevzuatı bağlamında duralım. Kişilik hakkı kapsamında koruma mevzusu olan resim ve portrelerdir. FSEK md. 86 kanunda çok farklı bir yerde konumlanıyor. Zira burada, eser (güzel sanat eseri olarak fotoğraf ile teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf) veya eser niteliğinde olmasa bile buna benzer yaratımlar değil, anılan medyumlara konu olan kişilerin korunmasına ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu madde 86, resim ve portrelerin korunması ile ilgili ne diyor? “Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19. maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez.” Bu düzenleme, temelini kişiliğin korunması ilkesinden alır. Kişinin resim veya portresi, onu tanıtmaya hizmet eden ve onun kişiliğini dış dünyaya yansıtan en önemli araçlardandır. Kişinin kendi dış görüntüsü kadar, görüntünün yansıma ve tekrarını sağlayan vasıtaları yani resim ve portreleri üzerinde de kişilik hakkı vardır. FSEK md. 86’nın koruma kapsamı, tasvir edilen kişi ve tasvir edilenin kişilik hakkıdır. Peki diğer kanunlar ile kişilik hakkı nasıl korunuyor? Medeni Kanun md. 24. ve Borçlar Kanunu md. 58, Türk Ceza Kanunu md. 134, 139 ve 140 maddeleri çerçevesinde, kişilik hakkına ilişkin hususlarda hukuki koruma yer alır. Bu maddeler varken neden bir de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda resim ve portreler başlıklı bir özel koruma maddesine gerek duyulmuştur? Çünkü yasa koyucu, eser niteliğinde olsun ya da olmasın resimler ve portreleri, eserle ilgili yaratımlar, ürünler vasfında kabul etmiş, kişilik hakkının korunmasına ilişkin genel hükümlerle birlikte bu tür yaratımlar yoluyla kişilik hakkının özel korunması ve korumanın süresini tayin etme gereğini duymuştur. Yasaya göre, resim ve portre yoluyla kişilik hakkının korunması süresi on yıl olarak belirlenmiş, süre geçtikten sonra eser niteliği olmayan fikri çaba ürünlerinin anonim haline geleceğini kanunlaştırmıştır. Söz konusu resim ve portrelerin kapsamına dış görüntü dahildir. Tasvir edilenin dış görünüşünün resimde ikinci planda kalıp kalmaması ve eğer ikinci planda kalıyorsa, tasvir edilenin FSEK md. 86’da kendisine tanınan haktan yararlanıp yararlanamayacağı tartışmalıdır. Mevzu, ihtilaf konusu fotoğraf ve olaya göre değerlendirilir. Her ne kadar fotoğrafın asli unsuru olmayan kişinin bu hakka sahip olmadığı düşünülse de Yargıtay’ın özellikle ticari ve reklam amacıyla kullanılma unsurunun ön plana çıkması halinde somut olayı koşullara göre yorumlaması gerekir. FOTOĞRAFLANANIN İZNİ Umuma arz için rıza aranmaktadır. Özellikle bir ibare bulunmadığından izin, (eserde mali hakların devri olan yazılı kuraldan farklı biçimde) yazılı ya da sözlü olabilir. Ancak ispat açısından yazılı olması uygundur. Eğer izin varsa da önemli olan, fotoğrafın başta zikredilen amaç için kullanılıp kullanılmadığıdır. Kamu yararı ve toplumun haber alma özgürlüğünü sağlamak amacıyla sınırlandırmış ve kanunda öngörülen bazı durumlarda; tasvir edilenin rızasının alınması gerekmeksizin, içinde yer aldığı resim ve portrelerin umuma arz edilebileceği kabul edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen von Hannover v. Almanya davasında, yüksek mahkeme, başvurucunun fotoğraflarının yayınlanmasının yalnızca toplumdaki merak duygusunu gidermeye hizmet edeceği nedeniyle, fotoğrafları özel hayat kapsamında değerlendirmiş, bu fotoğrafların yayınlanmasında herhangi bir kamu yararının görülmediğine karar vermiştir. Tasvir edilenin rızasının aranmadığı durumlarda dahi, resim ve portreleri umuma arz eden kişilerin uymaları gereken ilkeler mevcuttur. Resim, haber verme amacını aşıp özel yaşamın gizliliğini ihlal ediyorsa ya da olayı yansıtma dışında siyasi veya ticari amaçlarla kullanılıyorsa hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Hukukta bu minvalde bir ihtilaf, hakların yarışması ve neticesinde menfaatlerin dengelenmesi hususu ile ele alınır. Bu denge nedir? Toplumun mühim konu ve olayları öğrenme ve bilgilenme hakkı ile kişinin genel kapsamda kişilik hakkı ve özel düzenlemede resmi veya fotoğrafı üzerindeki hakkı incelenecektir. İsviçre-Türk doktrininde kişinin resmi bir kişisel değer (varlık) olarak görülmekte ve kişinin resmi üzerinde bağımsız bir kişilik hakkı benimsenmektedir. Önemlidir ki: Resmin yayını ile şeref-haysiyet veya özel yaşama saldırı olmasa da resim üzerindeki kişilik hakkının ihlal edilmiş olabileceği belirtilmektedir. Resim ve portrenin kullanımına ilişkin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86/2 maddesinde ise muvafakatin alınması ile ilgili olarak;
  1. Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri;
  2. Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler;
  3. Günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve film haberleri
için şart değildir, denilmektedir. Medya eleştirmeni ve düşünür Vilém Flusser’in, Bir Fotoğraf Felsefesine Doğru adlı eserinde yer alan düşüncesi değerli bir hipotez: “Metinlerin amacı görüntüleri açıklamak, kavramların amacı ise tasavvurları kavranabilir kılmaktır. Demek ki metinler görüntülerin meta-kodlamasıdır.” Bu bağıntıyla, Twitter’ın sadece açıklamayla kalmayıp eylemi de gerçekleştirerek fotoğraf kaldırma yoluna gitmesi halinde her somut olay kendi içinde değerlendirilmesi gereken vakıalara ve adalet tasavvurlarına dönüşecektir. Dengenin sağlanmasında ilkeler ve bu ilkelere göre hakkaniyetle karara varmak aynı zamanda bir meşruiyet, muhakeme, özgürlükler ve haklar fotoğrafı olacaktır.