Katil kim?
Yazgülü Aldoğan
Polisiye bir piyes gibi, bir cinayet işlenmiş, ortada bir mevta var, iki kez öldürülmüş, bizim hayallerimiz, umutlarımız. Suçluyu bulmaya çalışıyoruz. Evin içinde olan herkes suçlu olabilir. Ama herkes uşağı gösteriyor. Tabii işin en fenası, polis müfettişine de güvenmiyoruz!
Kolay değil, güzel bir rüyadan uyandık. Alis, Harikalar Diyarında çiçekler kuşlar arasında dolaşıyordu, ilk 10 gün, ilk 100 gün hatta bir yıl içinde yapılacaklar hazırdı. Kimlerin nerede görevlendirileceği bile hazırdı ki milletvekili adayı olmadılar. Kutlama yapacaktık ilk turdan sonra, aman sokağa çıkmayın, kızgın olurlar, olay çıkar bile denildi. İlk şoku atlatıp ikinciye hazırlandık orada da öyle bir final oldu ki ne anlatırlarsa anlatsınlar hala dirilmiyor umutlar!
Gerekçe çok ama sonuç yok
Ne anlatırlarsa anlatsınlar demişken, hani ölümcül hasta olduğunuzu öğrendiğinizde etapları vardır ya, önce inkar, sonra isyan, sonra tevekkül ve son çırpınışlar! Kaybeden taraf olarak biraz öyleyiz sanki. Hayır canım kaybetmedik ki sadece 2.5 milyon fark! Kaybetsek de büyük başarı, karşımızda 21 yıllık iktidar var. Zaten nasıl olabilirdi ki her şey onların elinde. Şehirleri aldık, köyleri unutmuşuz. Yurt dışındakiler de ayıp etti, hem orada yaşa, hem burada saz çal. Suriyeliler verdi! Olamazdı çünkü biz de pek hazır değildik. Kusura bakmayın sandıklara hakim olamadık. Ama adamlar örgütlü, herkesi üye yapmışlar. Bizde üye yok. Yanımızda duranlar konu mankeniydi, vatandaş ikna olsun diye aldık.
Bu yorumları yapanlar arasında ben de varım, kimseyle dalga geçmiyorum. Alis olmamıza, saflığımıza acı acı gülüyorum sadece. Arkadaş arasında konuşuyor olsak, uyan … sabah oldu diyeceğim de. Kamusal alanda günaydın canım diyebiliyorum ancak.
Yeni mi fark ettiniz?
Hadi siyaset yapmadan dışarıdan gazel okuyan bizler bilmiyorduk, önemsemiyorduk da siz neden bilmiyordunuz, bizim neden hiç üyemiz yok diye aklınıza gelmedi mi? Onların niye 10 milyon üyesi var da bizim bir milyon diye şimdi mi konuşuyoruz bunları? Hadi biz sanki İsveç’te yaşıyormuşuz gibi demokrasiyi bir sandığa gidip oy verme işlemi sandık da siz bu oyunu neden kendi aranızda oynamaya kalktınız yıllardır? Neden bizi dahil etmediniz? Partiye çağırdınız da gelmedik mi? Her seçim yenilgisinden sonra sivil toplum olarak başımızın çaresine bakmaya kalktık: Oy ve Ötesi böyle oluşmadı mı? Örnek alıp İstanbul Gönüllüleri’ni kurdunuz, Türkiye Gönüllüleri yaptınız da partili yapmak aklınıza gelmedi? Gönüllüler olmasa daha da fena olurdu gördünüz ama…
Üye olsaydın denilebilir tabii, parti içine mi alıyor, kusuyor mu? En nitelikli, en işe yarayacak insanları üye yapıp, bir köşede unutuyor mu? Parti içi demokrasi var mı ki parti dışında demokrasi olsun? Yıllardır köşe başlarında aynı insanlar yok mu? Sadece televizyon ekranlarında gördüğümüz? Siz İstanbul’da yaşayanlar hiç İstanbul milletvekillerinin kim olduğunu biliyor musunuz? Hiç yanınızda gördünüz mü? Cenazenize gelen oldu mu? Bu seçimlerde örneğin, cep telefonunuza bir mesaj geldi mi? Süleyman Soylu’yla kanka olduğumuzu bilmiyordum, her gün mesaj atıyordu! Telefon numaramı nereden bulduysa? Sahi İçişleri Bakanıydı değil mi! CHP’de örneğin kaç kişi yıllardır milletvekili? Mesleğiniz ne? Profesyonel Milletvekili!
Neden hazır değildik?
Polisiye bir piyes gibi, bir cinayet işlenmiş, ortada bir mevta var, iki kez öldürülmüş, bizim hayallerimiz, umutlarımız. Suçluyu bulmaya çalışıyoruz. Evin içinde olan herkes suçlu olabilir. Ama herkes uşağı gösteriyor. Tabii işin en fenası, polis müfettişine de güvenmiyoruz! Bu oyun bir polisiye sanıyoruz ama aslında trajik bir komedi. Seyircilerin gittikçe yükselen kahkahalarından belli, karınlarını tutarak gülüyorlar. Salak Şaban izler gibi. İyi insanlar ama çok salaklar diye.
Sistem bu
Demokrasi, iyi bir diktatör bulamadığınız zaman iyi bir sistem değil. Aysun Kayacı bile düşündü, siz hala düşünemediniz çareyi. Hele kimse kurallara uymuyorsa, hele doğru oyuncu seçemiyorsanız, hele gerektiğinde oyuncu değiştiremiyorsanız, hele hakemi satın almışlarsa. Hele taraftar fanatik değilse. Her sahaya çıktığınızda yenilirsiniz. Nasıl da koyduk tezahüratları arasında başınız önünüzde terk edersiniz sahayı!
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Erdoğan'ın danışmanı, 'Öcalan'a şehit evinde şartlı kahvaltı' iddiasını doğruladı