2023 başında asgari ücret için 100. yılda 10.000 TL gibi popülist bir artış yapılacağını muhtemel görüyorum. Bu artışlar iki defada da olabilir ama AKP altı sıfırı atarak güçlendirdiği iktidarını bir-iki sıfırı iade ederek bırakacak gibi. Her günün yarından iyi, dünden kötü olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ekonominin bir sene daha götürülmesinin pek de mümkün olmadığında neredeyse bütün iktisatçılar hemfikir. Önümüz yaz… Yazın gelmesiyle birlikte gıda fiyatları görece düşecek, turizm gelirleri sayesinde döviz görece bollaşacak… Israrla “görece” dememin sebebi, bu gelişmelerin kapasitenin çok altında gerçekleşecek olmasından kaynaklanıyor. Öyle ya da böyle havalar yeniden soğuyana kadar geçici bir rahatlama dönemi iktidarı bekliyor. Tabii başta yakıt fiyatlarındaki artışlar olmak üzere maliyet enflasyonunu yukarı çekecek etken çok ama çok daha kara bir kış yaşayacağımızı düşünürsek iktidar için yazın son güneşli mevsim olabileceğini söyleyebiliriz. Bu koşullarda iktidar için en uygun seçim tarihi Kasım 2022 gibi gözüküyor. Kemal Kılıçdaroğlu da geçenlerde bu tarihte bir seçim beklediğini yineledi.
Bu koşullarda iktidar için en uygun seçim tarihi Kasım 2022 gibi gözüküyor. Kemal Kılıçdaroğlu da geçenlerde bu tarihte bir seçim beklediğini yineledi.
İyi de, seçim sistemi Nisan’da değiştiğine ve en az bir sene yürürlüğe girmeyeceğine göre Kasım’daki seçimler eski usulle yapılacak demektir. O zaman seçim sistemi değişikliğinin bir manası kalmıyor. Seçim kurullarının kıdemli hakim yerine kurayla seçilen birinci sınıfa ayrılmış hakimlerin denetimine bırakılması için mi yapıldı bu değişim sadece? Bunca tantana bu kadarcık şey için mi koptu? Seçimin denetiminin kıdemli hakimlerin elinden alınmasını önemsemiyor değilim, demek istediğim, hedef bu olsaydı ittifakları bölmeye çalışmazlar veya daha erken bir tarihte bu tasarıyı Meclis’e getirirlerdi. Ben iktidarın bu konuda da kafasının hayli karışık olduğunu düşünüyorum. Merkez Bankası’nın hedeflerinin yüzde 500 saptığı, yolcu garantili projelerde bu oranın yüzde 99’lara dayandığı, Bakan Nebati’nin hâlâ altı ay sonra tek haneli enflasyon diyebildiği bir iktidar anlayışında seçim sistemini çalışmasının da uzunboylu düşünülüp en rasyonel şekilde yapılması beklenemezdi. Benim senaryom iktidarın söylemine biraz daha yakın. Ben seçimlerin nisan ile haziran arasında yapılmasını ve seçimlere yaklaşık 10 bin liralık bir asgari ücretle girilmesini öngörüyorum. Dış gelişmelere bağlı olarak yazın ya da ekim gibi asgari ücrete bir zam bekliyorum. 2023 başında, asgari ücret için “100. Yılda 10.000 TL” gibi enflasyonun üstünde popülist bir artış yapılacağını muhtemel görüyorum. Bu artışlar iki defada da olabilir ama AKP altı sıfırı atarak güçlendirdiği iktidarını bir ya da iki sıfırı iade ederek bırakacak gibi. Şayet seçim Kasım’da yapılırsa iktidar yerine muhalefet daha hazırlıksız yakalanacak çünkü daha önce mesela Muharrem İnce örneğinde gördüğümüz gibi “57 günde” seçim kampanyası yetişmeyecek. Millet İttifakı özellikle aday listelerinde büyük sorun yaşayacak, bu kaçınılmaz. Sebebi şu: Altı partinin altısının da İl Başkanı milletvekili seçimi için doğal birinci sıra adayıdır. Oysa şimdi bu insanların en iddialı üçünden birinin hatta ikisinin bile feragat etmesi gerekebilir. Dışardan bakıldığı kadar kolay bir vazgeçiş olmaz bu, azmi öldürür, şevki kırar. Motivasyonu yitiren insan verimli çalışmayacağı gibi çeşitli yerlerde “küskünlükler” de yaşanacaktır. Küskünler içinde saf değiştirenler olacaktır. Muhalefet bu “nefs krizi” ile ne kadar çabuk yüzleşirse o kadar iyi… Aynısı aday için de geçerli bence. Sayılı gün çabuk geçer, beklemeye lüzum yok. Aday açıklansın, tartışması karalaması iftirası, nesi yaşanacaksa yaşansın ki seçime doğru yeniden gerçek konuya, yani ekonomiye, yani sefalete, açlığa dönebilelim.