İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kalkınma Politikaları Başkanı Özlale, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısına yönelik olarak “Kemal Bey’in niyeti iyi. Benim için geçmişle helalleşmek, daha güzel bir Türkiye inşa etmekten ibaret” dedi. AK Parti’nin sert söylemlerinin toplumu fazlasıyla kutuplaştırdığını anımsatan Özlale, “Seçim ortamları her zaman gergin olur. Türkiye belki de en gergin seçimine gidecek. Bu ortamda helalleşme adımıyla toplumu sakinleştirmeye çalışmak doğru bir adım olabilir. Ancak önemli olan, insanların birbirleriyle helalleşmek zorunda kalmadığı bir Türkiye inşa etmek” ifadesini kullandı. İYİ Partili Özlale, sorularımızı şöyle yanıtladı: CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun toplumun değişik kesimlerini ve farklı dönemleri kapsayan helalleşme çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kemal Bey’in niyeti iyi. Türkiye’nin artık kendisiyle barışması lazım. Toplum birbirine küsen, anlaşamayan, aynı ortamda bile oturamayan topluma dönüştü. Mevcut gerilimler nedeniyle toplum çok ayrıştı. Kemal Bey’in bu açıklamasını bu açıdan önemli buluyorum. Ama benim için helalleşmek, önümüzdeki dönemde yapacağımız, izleyeceğiniz politikalarla ilgili. Nasıl bir Türkiye hayal ettiğinizi söylersiniz, Türkiye’nin geleceğini nasıl inşa edeceğinizi söylersiniz ve geçmişle öyle hesaplaşırsınız. Benim için geçmişle helalleşmek, daha güzel bir Türkiye inşa etmekten ibaret. SON 100 YILIN HESAPLAŞMASINA GİRERSEK, İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ Eleştirim şu, Türkiye çok fazla tek adam rejimine döndü. 60’lı 70’li yılların tartışmaları, oradaki mağduriyetler… Yani son 100 yıla baktığımızda toplumun her kesiminin belli dönemlerde mağdur edildiğini görüyorsunuz. Mütedeyyinleri seküler olanlardan ayırmak, başörtülüleri Kürtlerden ayırmak mümkün değil. Tekrar son 100 yılın hesaplaşmasına daha sonra da helalleşmesine girersek bu işin içinden çıkamayız. Önemli olan nasıl bir Türkiye hedeflediğimiz, nasıl bir Türkiye hayal ettiğimiz. Bu hayal ettiğimiz Türkiye’de insanlar ilerleyen yıllarda nasıl birbiriyle helalleşmek zorunda kalmayacak. Benim için önemli nokta bu. Siyasi partilerin kaçırdığı şey de bu. Nasıl bir gelecek hayal ettiklerini söylemeden geçmişin tozlu sayfalarıyla helalleşmeye ya da hesaplaşmaya çalışıyorlar. Ben bunu enerji kaybı olarak görüyorum. Kılıçdaroğlu’nun niyetini anlıyorum. Birbirine bu kadar düşmanlaşan toplumda makul ve iyi bir niyet. Ama benim için helalleşmek daha iyi bir Türkiye inşa etmekten ibaret. Son yıllarda AK Parti’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert söylemleri nedeniyle insanlar fazlasıyla kutuplaştı maalesef… Sokak röportajlarında bile insanlar birbirine giriyor. “Aç telefonunu göster” tabusu oluştu. Bir genç sıkıntısını dile getiriyor. Genç tabi ki akıllı telefon kullanacak. Dünyadaki gençler de kullanıyor. Gençlerin bu haklı taleplerine bazen yaşıtları ama çoğunlukla yaşlı kesim tepki gösteriyor. Toplum çok kutuplaştı. Bunun baş sorumlusu Cumhurbaşkanı. Herkesi azarlıyor. Yatırımcıyı “Faiz düştü ama yatırım yapmıyorlar” diye azarlıyor, ama uzun vadeli kredi faizleri düşmüyor. Bu uzun vadeli tablo oluşmadığında, kredi faizlerin uzun vadeli düşmediğinde, yatırımcı belirsizlikten dolayı yatırım yapmadığında azarlanıyor. Kafasındaki tabloyu insanlar yaşamayınca, insanlar Cumhurbaşkanı’ndan azar işitiyor. Sanayici azar işitti, öğrenciler yurt talebi yüzünden azar işitti. BUNLAR NORMAL GELİŞMELER DEĞİL İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin maskotu olan köpek bile bu ülkede hedef oldu. Bunlar normal gelişmeler değil. Cumhurbaşkanı’nın istediğini yapmayan, ona karşı çıkanların hepsi önce azarlanıyor, eleştirilerine devam ederlerse daha kötüsü oluyor, vatan haini ilan ediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde insanlar bu kadar kolay vatan haini ilan edilmezler. Vatan hainliği, bir yurttaşa yapılabilecek en büyük suçlama. İnsanlar birbirlerini çok rahat suçlayabiliyor. CUMHURBAŞKANININ SAKİNLEŞMESİ LAZIM Peki ne yapılmalı? Cumhurbaşkanı’nın sakinleşmesi lazım. Ona yol gösterebilecek, onu denetleyebilecek kimse kalmadı. Bunu faiz kararlarında da dış politika kararlarında da görebiliyorsunuz. Toplumumuz, bu yorgun, sinirli, bilgisiz kişinin aldığı kararların maliyetini ödüyor. İYİ BİR GELECEK İNŞA EDERSEK, GEÇMİŞLE DE YÜZLEŞMİŞ OLURUZ O zaman helalleşme çağrısı da toplumu bir nebze sakinleştirmek adına mıydı sizce? Bu şekilde de değerlendirilebilir. Seçime yaklaşıyoruz. Seçim ortamları her zaman gergin olur. Türkiye en gergin seçimine girecek. Bu ortamda helalleşme çağrısı yapmak, “geçmişi unutalım” demek doğru olabilir. İYİ Parti başta olmak üzere tüm partiler, nasıl bir Türkiye inşa etmek istedikleri üzerine siyaset yapmalılar. İnsanlar artık geçmiş dönemin tartışmalarıyla tekrar gündem oluşmasını istemiyorlar. Hangi parti ne öneriyor, bunu nasıl hayata geçirmeyi planlıyor, nasıl bir toplumsal barış öneriyoruz, nasıl bir ekonomik model öngörüyoruz gibi… İyi bir gelecek inşa edersek geçmişle de otomatik olarak hesaplaşmış oluruz.