Yazılar

İsrail, Gazze kentini boşaltıp ilhak etmenin peşinde

Abone Ol
Önde gelen Arap ülkeleri geçmişte İsrail’in Filistinlilere saldırıları sırasında petrol silahını kullanırdı. Tüm dünyaya petrol ambargosu uygulanır, İsrail üzerinde baskı kurulurdu. İşte o ülkeler şimdi İsrail ile normalleşip ticaret yapmanın derdindeler.

Hamas’ın Gazze sınırından sızarak, sivil-asker 1400 kişiyi öldürüp, İsrail’e, tarihinin en büyük şokunu yaşattığı 7 Ekim'deki saldırısının ardından yeni bir savaşı konuşuyoruz.

Medyada tartışılan ve ülkemiz kamuoyunun da merak ettiği soru; İsrail kıyılarına uçak gemilerini gönderen ABD’nin asıl hedefi Türkiye mi?

Hamas’ın İsrail’e saldırdığı gün yayınladığım ilk yazıda ve ertesi gün katıldığım televizyon programlarında, bu soruya ve konuya ilişkin görüşlerimi paylaşmıştım.

Ancak, konu hakkında yapılan, kopyala-yapıştır türü yorumlar arttıkça, bir kez daha ABD donanmasının bölgedeki varlığının nedenlerini değerlendirmek gerekiyor.

ABD’nin, Türkiye’ye baskı yapmak, tehdit etmek ya da vurmak için uçak gemilerini İsrail kıyılarına göndermeye ihtiyacı mı var?

Güney sınırımızda, Suriye’de 23 Amerikan üssü yok mu?

Üstelik bu üslerden bazıları sınırımıza 500 metre mesafede, adeta Türkiye’nin ensesinde değil mi?

Güneydeki diğer komşumuz Irak’ta, 9 Amerikan üssü yok mu?

Bu üslerden en önemlisi Barzani yönetimindeki Kürt bölgesel yönetiminin Erbil kentinde kurulmadı mı?

Batı sınırımıza baktığımızda, ABD, komşumuz Yunanistan’a sayısını henüz tam olarak bilmediğimiz birçok askeri üs açmadı mı?

Bunun en somut örneği, Dedeağaç değil mi?

Ayrıca Ege Denizi’ndeki bazı adalar da Amerikan üslerine dönüştürülmedi mi?

İsrail’in bizzat kendisi bölgedeki en büyük ABD üssü değil mi?

Ürdün’deki ABD üssünden kalkan savaş uçağı, gelip Türk SİHA’sını vurmadı mı?

Listeyi ve lafı uzatmaya gerek var mı?

ABD’nin İsrail kıyılarındaki 2 uçak gemisi ve diğer savaş gemilerinin nedeni Türkiye değil.

ABD’nin, Türkiye’yi baskı altına almak için buna ihtiyacı yok.

Öyleyse ABD, donanmasının İsrail açıklarında ne işi var?

İsrail, HAMAS ile ilk kez savaşmıyor ki.

Daha önceki savaşlarda ABD uçak gemileri bölgeye böyle gelmediler.

Bu kez geldiler, çünkü hesap çok başka.

Amerikan gemilerinin bulunduğu yer, tam olarak İsrail-Lübnan sınırı açıklarıdır.

İlk hedeflerden biri sınırdaki Hizbullah güçleridir.

Ama bu da ikincil bir durumdur.

ABD uçak ve savaş gemilerinin bulunduğu noktadan kuzeye doğru baktığınızda, yaklaşık 180 km mesafede, Suriye kıyılarında Tartus limanı vardır.

Tartus’ta ise Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki tek deniz üssü yer alıyor.

Burada, uçak gemisi olarak bilinen, ama dünyanın en gelişmiş haberleşme, izleme, dinleme teknolojileriyle donatılmış Amiral Kuznetsov gemisi bulunmaktadır.

Uzmanlar, bu geminin sahip olduğu özelliklerin, teknolojinin ABD’de bulunmadığını bilir.

Amiral Kuznetsov, İsrail ordusunun ve tabi ki Amerikan ordusunun tüm haberleşme, konuşma ve iletişimini rahatlıkla izleyebilmekte, dinleyebilmektedir.

Bu gemi, uzaydaki casus uyduların kapasitesinin çok ama çok ötesinde eşsiz özelliklere sahiptir.

Pentagon’un sırrını çözemediği, etkisini kıramadığı Amiral Kuznetsov’un, sadece Doğu Akdeniz’i değil tüm dünyayı, bazı durumlar hariç izleyecek kapasitesi vardır.

ABD, İsrail’in Hamas’a yönelik başlattığı yeni savaşın başarısız olabilme ihtimalinin, Tartus üssündeki bu Rus gemisinden kaynaklanabileceği endişesiyle bölgeye uçak ve savaş gemilerini göndermiştir.

Rusya, ABD’nin endişelenmesine yol açan bilgi akışını İran, Hizbullah ve Hamas’a bir şekilde sağlamaktadır.

Bu durum, Amerikan yönetimi tarafından da bilinmektedir.

İsrail’in son olarak Suriye’deki Şam ve Halep havaalanlarını 2 kez vurarak, pistlerini kullanılmaz hale getirmesinin temel nedenlerinden biri de buralar üzerinden Rusya’ya mesaj vermektir.

Söz konusu havaalanlarından İran, Suriye’deki İranlı milislere, Hamas başta olmak üzere Filistinli güçlere ve Lübnan’daki Hizbullah’a silah, mühimmat ve gerekli malzemeleri taşımaktadır.

Rusya, İran’ın bölgedeki etkisinin artarak sürmesini, Hamas ve Hizbullah’ın İsrail ile mücadelesini desteklemesini istiyor.

Çünkü bölgede zor durumda kalacak İsrail’in, ABD’nin desteğine ihtiyaç duyacağını öngörmüştü.

Böylelikle, ABD’nin askeri, siyasi ve diplomatik gücünün bir kısmını buraya seferber etmek zorunda kalacağını da biliyordu.

Bu da Ukrayna cephesinin geri plana atılmasına yol açacağı için Rusya’nın işini kolaylaştıracaktır.

Yaklaşık 20 aydır Kiev yönetimine verilen silahlar hariç 90 milyar dolar harcamış olan ABD, Ukrayna’daki savaşta yaşadığı hezimeti unutturmak için İsrail-Hamas savaşında sahne almaya çalışıyor.

Çünkü Rusya’ya, Ermenistan-Azerbaycan çatışması üzerinden yeni bir cephe açmanın peşindeki ABD, tam tersi bir durumla karşılaştı.

Yani Rusya, ABD’ye Ortadoğu üzerinden bir cephe açtırmak üzere.

Uçak gemileri, savaş gemileri, uçakları, orduları dinlenen, izlenen ABD ve İsrail, Hamas’a açtıkları savaşta binaları, köyleri, kentleri yıkıp dümdüz eder, ama kazanamazlar.

Her zaman olduğu gibi sivilleri, Hamas mensuplarını bomba yağdırarak ya da tanklarla girerek öldürürler, ama kazanamazlar.

Çünkü Gazze şehri, günümüzde Hamas’ın siyasi lideri olan İsmail Haniye’nin belediye başkanlığı döneminden ve hatta bir süre öncesinden başlayarak, İsrail’in kara harekâtlarını zorlaştırmak anlayışıyla planlandı.

Bazı geniş caddeler, birkaç kişinin yan yana geçebileceği darlıktaki sokaklara açılıyor.

Tank ve zırhlı araçların manevra yapmasına olanak tanımayan bu sokaklara girecek İsrail askerlerinin yine büyük kayıplar vereceği biliniyor.

Ayrıca kentin altında 3 kat halindeki tünellerin sırrını, giriş ve çıkışlarını İsrail istihbaratı bugüne kadar çözemedi.

Bildiğim için rahatlıkla söylüyorum, Gazze kentinin altında 1 değil 3 Gazze daha var.

Aşağıda tünellerin bulunduğu yolların altına gizlenmiş ve uzaktan kumandalı şekilde patlatılacak, mayınlar, bombalar, caddelerde durmuş tankları, zırhlı araçları havaya uçuracak şekilde planlanmış.

Gazze kentinin her bir köşesi İsrail askerlerini yutacak ölüm makinelerine dönüştürülmüş durumda.

Hamas’ın inşaat, makine ve kimya mühendislerinden oluşan biriminin, örgütün en iyi işleyen birimlerinin başında geldiği biliniyor.

Roketleri, bombaları, tuzakları hazırlayan, tünelleri inşa eden Hamas mühendislerinin önemli bölümü, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde eğitim görmüş Filistinlilerden oluşuyor.

İsrail’in hedefi, Gazze kenti ve çevresindeki 1,1 milyon Filistinliyi Gazze Şeridinin diğer önemli kenti Han Yunus’un kırsalına göndermek.

Daha ne kadar süreceği belli olmayan bombardımanın ardından Gazze kentine girmesi beklenen İsrail ordusu, bunu sürekli geciktiriyor. Çünkü, yıllardır İsrail askerlerini bekleyen Hamas’ın hazırladığı öngörülemez sürprizlerden çekiniyorlar.

Peki kim bu söz konusu 1,1 milyon kişi?

Bu insanları, Filistin içindeki Filistinli mülteciler, yani ‘İç mülteciler’ olarak tanımlayabiliriz.

Hamas yanlısı oldukları için ya da başka nedenlerle Batı Şeria’dan sürülen, kaçan bu insanlar çareyi Gazze Şeridine yerleşmekte bulmuştu.

Gazze kenti girişindeki Cibaliye, El Şati, Nuseyrat mülteci kamplarında yaşayan mülteciler, Hamas’a savaşçı sağlıyor.

Hamas’ın altyapısı bu kamplarda.

Bu kamplar temizlenmeden, İsrail ordusunun kara harekâtı büyük kayıplara yol açacaktır.

Durumu bilen Başbakan Netanyahu, ‘Savaş mahkemeleri kurulmayacak’ diyerek, İsrail askerlerine istedikleri gibi davranmaları, katliam yapabilecekleri mesajını verdi.

Daha ne kadar süreceği belli olmayan bombardımanın ardından Gazze kentine girmesi beklenen İsrail ordusu, bunu sürekli geciktiriyor.

Çünkü, yıllardır İsrail askerlerini bekleyen Hamas’ın hazırladığı öngörülemez sürprizlerden çekiniyorlar.

Özetle kendilerini neyin beklediğini hala daha çözebilmiş değiller.

İsrail yapabilir ve sonunda da başarabilirse, Gazze kentini tamamen Hamas’tan temizlemek istiyor.

Gazze kentini, Gazze Şeridi’nin geri kalanından tecrit etmeyi hedefleyen İsrail, böylelikle Baharat Yolu projesinin Akdeniz’e açılan kapısı Hayfa’yı da güvence altına almış olacak.

Arap ülkeleri ise kendi aralarında bölündükleri, işgal ve iç savaşlarla güçsüzleştirildikleri bu dönemde kendilerine ekonomik, sosyal, siyasal ve diplomatik yük olarak gördükleri Filistin davasını, özellikle de Hamas’ı sırtından atmak istiyorlar.

Hatırlayın, önde gelen Arap ülkeleri geçmişte İsrail’in Filistinlilere saldırıları sırasında petrol silahını kullanırdı.

Tüm dünyaya petrol ambargosu uygulanır, İsrail üzerinde baskı kurulurdu.

İşte o ülkeler şimdi İsrail ile normalleşip ticaret yapmanın derdindeler.