2002 yılında BM 12 Haziranı çocuk işçiliği ile mücadele günü ilan etti. Bu konuda farkındalık yaratıp sorunun çözümü için yetkilileri harekete geçirme gibi niyetle özel bir gün yarattılar. Özel günlerin bir mücadele sonrası ortaya çıkmadığı takdirde veya özel günü ortaya çıkaranların iyi niyet sergilemesi dışında o günün önemi gerçek bir mücadeleye yaslanmıyorsa o gün doğum günlerine benzer bir güne dönüştürüp her yaşa yenisini ekleneceği bile bile bekleniyor. Dünyada çocuk işçi sayısı İSİG raporuna göre 160 milyona ulaşmış. 2016 yılında 152 milyon iken bu sayı son dört yılda 8 milyon artmış. Yetişkinlerin iş bulamayıp da çocukların iş gücüne dâhil olmaları buradaki artış patronlar tarafından bir zorunluluğu değil tercihi yansıtıyor. Özel günlerde bireyler üzerinde yaratılmak istenen farkındalık tercihleri değiştirmiyor. Patronlar için ucuz iş gücü üretim sürecine başlamadan karın oluşmasını sağlıyorsa üretimin başlangıcın da artı bir motive sağlıyor. Patronların motivesi çocuk işçiliğinde önemli bir yer tutuyor. Yoksulluk: Uzunca değinilmesi ve çocuk işçiliğinin temelini oluşturan diğer mesele yoksulluktaki artış çocuk işçiliğinde de artışa neden oluyor. Bir buçuk yıla yaklaşan pandemi süreci ekonomideki krizi derinleştirirken işçi sınıfının alım gücündeki azalışa da neden oldu. Ekonomideki daralma, işsizlik rakamlarındaki artış TÜİK’in açıklamalarında da kendisini gösteriyor. İşsizlik rakamları 4 milyon 511 bin kişi olarak açıklandı. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 9 milyon 800 bin kişi olarak hesaplanıyor. DİSK AR’ın işsizlik araştırması ile TÜİK’in işsizlik rakamları arasında yüzde 10’lara varan farklar bulunmakta. Pandemi koşullarında aile bireylerindeki herkesin çalışması asgari geçim şartlarının sağlanması için mecburiyeti oluşturuyor. [caption id="attachment_170395" align="aligncenter" width="672"] Kaynak: DİSK-AR[/caption] Pandemi sürecinde son iki yılda yoksulluk artarken Türkiye Avrupa ülkeleri arasında ilk sıradaki yerini aldı. 2019 yılında kişi başı düşen milli gelir 9,190 dolar iken 2020 yılında ise 7,715 dolara düşmüştür. Artan yoksullaşmayla paralel çocuk işçiliğindeki artışta beraberinde geliyor. Artışın bir diğer nedeni ise yüz yüze eğitime verilen ara oldu. Bu ara okula gidemeyen çocukların diğer adresi işyerleri oldu. Çocuklar daha çok düzensiz mesaili işlerle beraber dönemsel işlerde çalışıyorlar. Tehlikeli işlerde çalışmaları yasak olsa da bu alanda da çalıştıkları görülüyor. Mendil satıcılığı, ev işlerinde daha çok kız çocuklarının çalıştırılması, tarım sektöründe bütün aile bireyleriyle birlikte yürütülen işler parçası oluyorlar. Türkiye’de TÜİK’in açıklamalarına göre 720 bin çocuk işçi var. Bu araştırmanın verilerine dahil edilmeyen mülteci çocuklar ve stajyer, çırak olarak çalışanlar verilere dahil olduğunda bu sayı 2 milyonu buluyor. Türkiye’deki bir diğer sorun ise Uluslar arası örgütlerin çocuk işçi yaşını 18 yaş altı olarak değerlendirirken Türkiye’de ise 15 yaş altı çocuk olarak kabul ediliyor. Dünya’da ve Türkiye’de 12 Haziran çocuk işçiliği ile mücadele gününde bir not ile bitirmeyi önemli buluyorum. Yoksul emekçi aileler çocuklarını çalıştırmak zorunda kalıyor. Çocuk işçiliği yasaklanmalı, yoksullukta yasaklanmalı bu iki talep birlikte dillendirilmelidir. İşçi sınıfının yoksul olmadığı bir Ülkede çocuklarda işçi olmak zorunda kalmaz. https://www.genel-is.org.tr/12-haziran-dunya-cocuk-isciligiyle-mucadele-gunu-arastirma-bulteni,2,46502#.YMO77vkzZPa https://www.genel-is.org.tr/covid-19-surecinde-turkiyede-gelir-esitsizligi-ve-yoksulluk-raporumuz,2,45380#.YMO1FfkzZPY https://www.isigmeclisi.org/20673-cocuk-iscilik-yasaklansin-son-sekiz-yilda-en-az-513-cocuk-calisirken https://www.birgun.net/haber/dunyada-160-milyon-cocuk-isci-var-347871 https://www.stgm.org.tr/e-kutuphane/pandemi-doneminde-derin-yoksulluk-haklara-erisim-arastirmasi-yerel-yonetimlere-kriz