Bu karar bize bir kez daha; siyasi iktidarın hedefinin son tahlilde sadece iktidar olma hâlini korumak için her şeyi yapacağını göstermektedir. Buna karşılık, muhalefetin de görüş ayrımı olmaksızın iktidarın bu hedefini veri alarak, bir araya gelmesi siyasi başarı için kaçınılmazdır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak yaptığı; Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun” sözlerine karşılık Soylu ve bir anlamda siyaseti de içini alarak; 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” cevabı üzerine başlayan yargılamada sona gelindi. İmamoğlu’nun bu açıklamasında Soylu’yu değil Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerini hedef aldığı iddiasıyla açılan davada savcı 4 yıl 1 ay ceza ve siyasi yasak konmasını talep etti. İlginç olan ise bu davada, İmamoğlu’nun hakaret ettiği iddia edilen YSK üyelerinin hiçbiri taraf değil, şikayetçi değil. Açıkça İmamoğlu davası, hukuki değil siyasi bir dava. Sonucu da öyle. HIZLANDIRILMIŞ SİYASİ YASAK Mahkeme dün İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verdi. Mahkemenin İmamoğlu’na verdiği ceza, açık biçimde sadece İmamoğlu’nu değil 16 milyon İstanbul’unun cezalandırılmasıdır. Bundan sonraki süreç, davanın üst mahkemeye taşınması ve kararın beklenmesi olacak. Dünkü mahkeme kararının hızlandırılmış biçimde alınması, iktidarın İmamoğlu’nu hızla siyasi yasaklı haline getirmek istediğini gösteriyor. Bu açıdan istinaf ve Yargıtay süreci de seçim ayarlı olarak hızlandırılabilir. Kuşkusuz bu dava ile hedef, İmamoğlu siyasi yasaklı hale getirip; siyasi denklem dışına çıkarmaktır. Hem belediye başkanı olarak hem de olası cumhurbaşkanı adayı olarak. BİR DENEME DAHA Bu, daha önce 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi iptal edilerek denendi ama başarılı olamadı. Bugün sonuçlanan dava ile de hedeflenen bu. Başarılı olur mu? Tarihsel örneklere baktığımız zaman kısa vadede bu hedef ulaşılsa da orta ve uzuna vadede başarılı olmadığıdır. İmamoğlu için de bu geçerli. Nitekim 31 Mart 2019 seçimlerinde 13 bin olan fark, seçim iptal edilince 23 Haziran’da tekrarlanan seçimde 800 binin üzerine çıktı. Şu çok açık ki iktidar bloku, İstanbul’u kaybetmeyi içine sindirememiş. Diğer yandan bu kararla sadece İmamoğlu değil, İstanbullu 16 milyon seçmen değil 85 milyonluk Türkiye halkı hukuk yoluyla mağdur edilmiştir. Evet bu 85 milyonun içinde AKP’liler de MHP’liler de var. Belki farkında değiller ama onlar da artık mağdur. Çünkü iktidar, bir kez daha hukuku kendi çıkarları için kullanmayı seçmiştir. Üstelik bir zamanlar bu uygulamanın mağduru olmuşlar tarafından. İMAMOĞLU’NU İKTİDAR LİDER YAPTI Hukukun siyaset vesayetinde, siyasi aktörleri yasaklı hâle getirerek siyasi alanı dizayn etmesi her zaman amaçlananın tersine sonuç vermiştir. İstanbul seçimlerinde böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Siyasi iktidar tıpkı 2019 seçimlerinde olduğu gibi bir kez daha hukuk aracılığıyla İmamoğlu’nu siyasi kahraman yapıyor. Biz de kahramanın yolculuğunu izliyoruz. Bu hukuksuz ceza ile Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanından siyasi lidere dönüşmesinin yolu açılmıştır. İmamoğlu, Erdoğan ve AKP yönetiminin izlediği yanlış stratejileriyle siyaseten yıldızı parlatılıyor. İmamoğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığında devre dışında bırakmak için hızlandırılmış bir istinaf süreci işlese de İmamoğlu siyaseten yasaklı hale gelse de bu, İmamoğlu’nun siyasi ömrünü ve yolculuğunu kısaltmayacak tam tersine hızlandıracaktır. SARAÇHANE RUHU Son olarak dün Saraçhane’de bir araya gelen binlerce insanın, Altılı Masa’daki liderler kadar, masa dışındaki muhalefet partilerinin de orada olması, gelmeyenlerin de açıklamalarıyla karara karşı çıkıp, İmamoğlu’nu sahiplenmeleri demokrasi açısından umut vericidir. Bu karar bize bir kez daha; siyasi iktidarın hedefinin son tahlilde sadece iktidar olma hâlini korumak için her şeyi yapacağını göstermektedir. Buna karşılık, muhalefetin de görüş ayrımı olmaksızın iktidarın bu hedefini veri alarak, bir araya gelmesi siyasi başarı için kaçınılmazdır.
Bugün Altılı Masa liderlerinin Saraçhane’de İmamoğlu ile bir araya gelmesi önemlidir. Liderlerin ortak bir fotoğraf verecek olması da öyle.
Dün akşam Saraçhane’de İmamoğlu’nun çağrısı üzerine bir araya gelenler, bir kez daha doğal bir koalisyon oluşturmuşlardır. Tıpkı 6 Mayıs 2019’da YSK’nın İstanbul seçimini iptale etmesi sonrasında olduğu gibi İmamoğlu etrafında kendiliğinden partiler üstü bir koalisyon oluşturdular.  Oluşan bu koalisyonun muhalefet tarafında siyaseten sahiplenilmesi önemlidir. Bugün Altılı Masa liderlerinin Saraçhane’de İmamoğlu ile bir araya gelmesi önemlidir. Liderlerin ortak bir fotoğraf verecek olması da öyle. Çünkü Saraçhane’de ortaya çıkan doğal koalisyon, iktidarın otoriter Türkiye hayaline karşı özgür, adil, demokratik bir Türkiye hayalinin sahipleridir.