Her ay “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” rüyasının gerçeği yansıtmadığını tekrar tekrar yaşıyoruz.
Geçen hafta; TÜİK Aralık 2021 Enflasyonunu açıkladı. Tüfe, aylıkta %13,58, yıllıkta %36.08 olarak gerçekleşti. Her ay “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” rüyasının gerçeği yansıtmadığını tekrar tekrar yaşıyoruz. Mevduat faizleri %20 seviyelerine, KOBİ rotatif kredi faizleri %35 seviyelerine, 10 Yıllık Türkiye Tahvil faizleri %25 seviyesine dayandı.
MB nın 20 Aralık haftasına kadar döviz piyasasına beş defa satış yönünde müdahale ettiğini, bunun için toplamda 7.3 milyar dolar harcadığını, ancak döviz kurlarının yeniden yukarı tırmanmaya devam ettiğini gördük. Üstelik daha 21 Aralık müdahalesinin rakamları ortada yok. Şimdilik 7.3 milyar doları sokağa atmışız görülüyor.
KREDİLER; Faizi indirip şirketlerin kredi kullanımı sağlayarak yatırım ve üretim yapmasını sağlayabildik mi bari? Döviz kurundaki yükselişi dikkate almazsak, evet krediler artmış. 2021 yılında kredi hacmimiz 1.3 Trilyon TL artmış gözüküyor. Ancak, kur artışını dikkate aldığımızda böyle olmadığını görüyoruz. BBDK nın Kasım 2021 verilerine göre aşağıdaki tabloya bakarsanız, ne demek istediğimi anlarsınız.
|
DOLAR |
TP |
YP |
TOPLAM |
USD/TL |
Ara.20 |
Krediler |
318,54 |
165,582 |
484,121 |
7,45 |
Kas.21 |
Krediler |
211,041 |
158,863 |
369,904 |
13,45 |
Ara.21 |
Krediler |
|
|
|
13,3 |
|
|
|
|
|
|
|
TL |
|
|
|
|
Ara.20 |
Krediler |
2.341.266 |
1.284.967 |
3.626.233 |
7,45 |
Kas.21 |
Krediler |
2.733.631 |
2.053.884 |
4.787.516 |
13,45 |
Ara.21 |
Krediler |
|
|
|
13,3 |
Göreceğiniz üzere on bir ayda dolar bazında toplam kredilerimiz %31 azalmış. Bu süre zarfında dolar kuru %80 yükselmiş. TL bazında döviz kredilerinin (1.284,967 TL) üzerine %80 koyarsak, döviz kredilerinin 2.3 tilyon TL ye yükselmesi gerekirken 2 trilyon TL de kaldığını görüyoruz. Kabaca 300 milyar azalış var. TL kredilerde ise 390 milyar bir artış var. Reel olarak kabaca koca yıl kullandırılan kredi 100 milyar TL. Aralık rakamları belli olunca yeniden değerlendiririz. Şimdilik görülen “Faiz indirimlerinin” hiç bir alanda işe yaramadığı.
Döviz Mevduatı; Kur ve Altın korumalı hesaplar işe yaradı mı? Aralık ayının son haftası dövizde yaşanan sert kur düşüşünün döviz satışından daha çok, aylardır çıkan kurun ardından bakıp “Keşke alsaydım” diyen vatandaşın işine yaradığı görülüyor. 31 Aralık MB verilerine göre vatandaş yine bir milyar dolarlık döviz mevduatını artırmış. Sanırım en az bir bu kadar da yastık altına gitmiştir. Şirketlerin döviz mevduatlarında ise 3 milyar dolara yakın bir azalış var. Bunun sebebi, TL ye dönmelerinden mi? Döviz borcu ödemelerinden mi? Yoksa ikisi birden mi? Bilemiyorum.
KKM hesaplarına şimdiye kadar 100 milyar TL giriş olduğu tahmin ediliyor. Dolar kuru 12.50 liradan sabitlenmiş olsa bugün kur 14.00 lira seviyesini zorluyor. Şimdilik fark 1.50 lira. Hazineye bugünden maliyeti 1.5 milyar TL oldu. Para biriktirmeye başlasanız iyi olacak. Hazine bu farkı nereden bulsun, senden benden bir şekilde alacak. Ben para biriktirmeye başladım bile.
Diğer yandan 100 milyar KKM hesabında döviz kabul edersek, aslında döviz mevduatı kabaca 8 milyar dolar daha artmış oldu. Al sana toplam döviz mevduatı 250 milyar dolar. Hızla TL yi piyasadan çekmeye doğru gidiyoruz. Döviz mevduatının toplam mevduata oranı yakında gerçek oranla yani kur ve altın korumalı mevduat ile %70 seviyelerini geçer.
FED; tutanakları açıklandı. Piyasa, 2022’de “Üç faiz artışı ve Nisan, Mayıs ayı gibi faiz artışına başlanacak” cümlelerini sanki ilk kez duyuyormuş gibi tepki verdi. Neden şaşırdılar anlayamadım. FED in faiz artışından bize ne derseniz, ABD faiz artırmaya başladığı zaman Türkiye gibi GO ülkelerden yabancı sermaye çıkışı olur. Türkiye’de yabancı sermaye yok. Sene başında 36 milyar dolar olan yabancı portföyü 22 milyar dolara düşmüş. Paramızın pul, malımızın çul olduğu 2021 yılında bir cent yabancı girmediği gibi çıkmış.
Yine de ABD faiz artırımın ve parasal daralmaya gitmesinin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceği aşikâr. Devasa döviz iç ve dış borcu ile üretim yapabilmek için ithalata bağlı olmamız dövize karşı bizi eroin bağımlısı hâline getiriyor. Dolar bulmak ABD nin parasal daralması ve faiz artırımı ile zorlaşacak. Kasada da yok ki çıkarıp kullanasın. MB swap hariç net rezervi 56 milyar dolarda. Kısaca doların düşmesi oldukça güç görünüyor.
Piyasa, 2022’de “Üç faiz artışı ve Nisan, Mayıs ayı gibi faiz artışına başlanacak” cümlelerini sanki ilk kez duyuyormuş gibi tepki verdi. Neden şaşırdılar anlayamadım.
COVİD; Dünya piyasalarını etkilemeye devam ediyor. Bir önceki hafta “bu salgın iyice kötüleşecek, kapanmalar gelecek” inancı etkili olmuştu. Geçen hafta ise “Omicron çok hızlı bulaşıyor ama öldürücü etkisi az. Bu durum toplumsal bağışıklığa yol açacak ve yazın salgın etkisini kaybedecek” inancı hâkim oldu. Altın gevşedi, petrol fiyatları arttı.
DOLAR/TÜRK LİRASI; Geçen hafta; “Pazartesi günü 13.10 altına gelmezse yukarı hareket devam eder. 14.20, 15.15 ve 16.40 dirençler.” Tahmininde bulunmuştum. Gevşeyerek başlasa bile 13.10 üstünde tutundu ve 14.20 direncine yöneldi. Bu hafta 14.20 önemli. 20 Ocak tarihinde MB faiz kararı var. Bu haftadan onu almaya başlarlar ise 14.20 kırılır ve 14.20 – 15.15 arasına beklemeye geçebilir. Bu durumun olması için 13.90 üstünde bir gün kalması gerekir öncelikle. 15.15 bence çok kritik bir yer. Bu seviye üzerinden iki gün üst üste kapanış veya hafta kapanışı artık aşağı dönüşü oldukça zorlaştırır.
AVRO/DOLAR; Haftaya 1.1360 üstünde tutunarak başlar ise, 1.1430 deneyebilir. Destek 1.1240. Halen düşüş eğiliminde. 1.15 seviyelerine süpriz çıkışlar yapsa bile bir müddet daha düşüş eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum.
ALTIN/ONS; Geçen hafta; “Hareketin yukarı devamı için 1800 doların altına gelmemesi gerek.” Tahmininde bulunmuştum. Geldi, hatta haftalık kapanışı altında yaptı. Sanırım yukarı gidecek diye yanıldık. Bu hafta “1798 doların üstüne çıkar ve dayanırsa ayı tuzağıydı” demektir ve yukarı hareket devam eder. Yok, düşüş devam ederse bir önceki hafta boğa tuzağına düştük ve düşüş eğilimi devam edecek demektir.
BORSA; 1980 puan destek, 2070 direnç. Geçen hafta tepki alışları vardı ama hacim yetersizdi bence. Yabancıların her çıkışa mal boşalttığı ve dolar bazında endeksin 1.50 dolar seviyesinde kaldığı müddetçe kısa vadeli yatırımcıların dikkatli olmasını öneririm. 31 Aralık haftası yine 230 milyon dolarlık yabancı satışı var. Yabancıların sene başı hisse portföyleri 28 milyar dolardan 18 milyar dolara düşmüş durumda. Tamam, bunun esas nedeni doların artışı. Yine de hisselerimizin değeri pul olmuşken bir yılda net 1,5 milyar dolarlık satış yapmaları hiç hoş değil.
TR 10 Yıllık Tahvil; Son on yıllık zirvesi olan %22.90 seviyesini kırdı. %25 seviyesine dayandı. Hiç hoş bir durum değil. Buna rağmen dünyada faiz yokken bizim bu yıl ortalama %18 faizimizi beğenip gelmiyorlar. Koca yıl 1.1 milyar dolarlık tahvil almış yabancılar. Devede kulak değil, kıl.
Petroldeki durum tüm dünya için ama özellikle Türkiye için dehşet enflasyon rakamları görmemize yol açabilir.
ABD 10 Yıllık Tahvil; “Fed faiz artıracaksa bu ABD tahvillerine niye alış gelip faizleri düşüyor arkadaş, hiç mantıklı değil” diye yazdım durdum biliyorsunuz. Bu durum “salgın şiddetlenecek az olsun bizim olsun, yine en güvenilir liman ABD tahvili” inancının sonucuydu sanırım. ABD tahvil faizlerinin artması doğal sonuç aslında. %1.68 in altına hemen geri gelmez ise %1.98 hedefi çok kolay yakalanır. FED faizleri %1 seviyesine çıkaracaksa bu yıl, tahvil faizlerinin de %2 civarı hatta üstü olması normal fiyat.
PETROL; Covid durumuna göre fiyatı dalgalanan diğer bir ürün de petrol. “Salgın kapanmaya yol açacak” beklentisi ile düşüşe geçen petrol Aralık ayı ile birlikte yükselişe geçti. Brent petrol bu hafta 82 dolar üstünde kapanış yaparsa çıkış devam edecek demektir. 86.70 dolar direnç. Buranın üstüne çıkıp kalırsa 100, 115 ve 130 dolar seviyeleri hedefe girer. Bu durum tüm dünya için ama özellikle Türkiye için dehşet enflasyon rakamları görmemize yol açabilir.
(Not: Yazıdaki yorumlar, kişisel düşüncelerimdir. Bu yüzden hiç biri yatırım tavsiyesi değildir.)