Bayraklı Her Çocuğa Eğitim Merkezi (BAHÇEM), her çocuğun parmak izi kadar farklı olduğu mottosuyla yola çıkmış. Bu modelde eğitim ve öğrenim, çocuğun ihtiyaçları temel alınarak inşa ediliyor. 21.yüzyılda belki de her eğitimcinin ısrarla üzerinde durduğu bir konu; okulöncesi eğitim. Okulöncesi eğitimde Bayraklı Belediyesinin çok beğendiğim bir eğitim modeline denk geldim. Sizlere örnek teşkil etmesi için bu çalışmayı aktaracağım. Bayraklı Her Çocuğa Eğitim Merkezi (BAHÇEM), her çocuğun parmak izi kadar farklı olduğu mottosuyla yola çıkmış. Bu modelde eğitim ve öğrenim, çocuğun ihtiyaçları temel alınarak inşa ediliyor. Bu modelde öğretmen seçiminde de çok titiz davranmışlar. Öğretmenler, Ege Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ÖSYM standartlarında bir sınava tabii tutulmuşlar, bu sınavda başarılı olanlar alanında uzman akademisyenlerin jüri üyesi olduğu bir mülakattan geçmişler. Bu modeli diğer modellerden ayıran kısımlara geliyoruz şimdi… “Söz çocukların” diyorlar… Okullarda gün, her sabah “Çember” ismini verdikleri sınıf meclislerinin toplanmasıyla başlıyor. Bu toplanmada çocuklar kendi günlerini planlıyor, sınıfın ve okulun işleyişiyle ilgili fikirlerini beyan ediyorlar. Sınıf meclislerinde konuşulan konular ise okuldaki tüm öğrencilerin olduğu Okul Meclisine taşınıyor. İçinde bulundukları kurumun yönetiminde söz sahibi oluyorlar. Bu şekilde yetişen çocukların ileride ne kadar sorgulayıcı, haklarını bilen, kurallara uyan bireyler olacağını düşünsenize… “Herkes öğrenci, her öğretmen de öğrencidir” diyor ve eşitlik anlayışının çocuk-öğretmen ilişkisiyle sınırlı kalmayacağını belirtiyorlar. Okulun her çalışanı öğrenme topluluklarının eşit bir birleşeni olduklarının farkında. “Bu sayede sadece çocuklara öğretmek için değil, çocuklardan da öğrenmek için çalışıyoruz” diyorlar. Çocukların önce kendi mahallelerinden başlayıp, devam eden bir öğrenme ve sorgulama sürecini hedefliyorlar. Benim ise en önem verdiğim kısma geldik… Öğrenme topluluklarında esas olan paylaşma ve dayanışma ilişkileri. Böylece öğrenme sürecinin, bireysel yeteneklere değil tüm topluluğun ortak aklına bağlanması hedefleniyor. Adil ücret politikaları da dikkatimi çekti. Ücretlendirme de sosyal adaletin sağlanmasını hedefleniyor. Bu yüzden BAHÇEM ailelerinden gelirleriyle orantılı ücret alınıyor. Ayrıca gelir beyan edemeyen aileler için ücretsiz kontenjanlar ayrılmış ki bence bu çok kıymetli bir durum. Okulöncesi eğitimi ulaşılması güç bir eğitimden çıkardıkları için Bayraklı Belediyesi Başkanı Serdar Sandal’a kendi adıma teşekkür ediyorum. Kendisinin eğitimci oluşu bu modelin ortaya çıkmasında önemli bir etkiye sahip. Aynı şekilde Kültür Müdürü Osman Çağrı Şahin’in de eğitimci oluşu belediyede eğitime verilen önemi gösterir nitelikte. Umarım bu model diğer yerel yönetimlere de örnek olur.