Hakikatin yeni ölçütü: “Dezenformasyon Bülteni”
Politikyol
Bu Bülten’de, İletişim Başkanlığı, basında ve sosyal medyada dolaşıma giren haberler arasında, kendi açıklamasıyla “Yalan Haber” olan söylemleri ifşa ediyor ve ardından bu “yalan haberlerin”, kendi iddiaları çerçevesinde doğrularını yazıyor.
Türkiye 1 Ekim 2022’de, gerçekliğin tek ölçütü ilan edilen yeni bir varlıkla tanıştı: “Dezenformasyon Bülteni”. Bu bülten, 2018 yılında, bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından haftalık olarak yayınlanacak.
Bu Bülten’de, İletişim Başkanlığı, geride bırakılan haftada basında ve sosyal medyada dolaşıma giren haberler arasında, kendi açıklamasıyla “Yalan Haber” olan söylemleri ifşa ediyor ve ardından bu “yalan haberlerin”, kendi iddiaları çerçevesinde doğrularını yazıyor. Yani Türkiye artık resmi bir bülten aracılığıyla, hangi haberlerin yalan olduklarını ilan ediyor ve ardından bu yalan haberlerin gerçek haber versiyonlarını yazılı bir şekilde kamuoyuna sunuyor. İlk iki bülten yayınlandı bile. Bültenler için www.iletisim.gov.tr adresine bakabilirsiniz.
İletişim Başkanlığı, kendi sitesinde kuruluş gerekçesini ve kurumun ödevini “Türkiye markasını güçlendirmek” olarak dile getiriyor. Fakat bugün gelinen noktada İletişim Başkanlığı artık Türkiye markasını güçlendirmenin peşinde düşmüş bir kurumdan çok, 90 milyonluk bir ülkede neler yaşandığını, yaşananların nelerden kaynaklandığını, nelere yol açtığını, bu yaşananlarda iyilerin kimler, kötülerin kimler olduğunu fiiliyatta tek başına belirleme yetkisini devralmış bir tekele yakın duruyor.
İletişim Başkanlığı’nın Dezenformasyon Bülteni’nin gerçeği belirleme yetkisi/kudreti, pazartesi günü Resmi Gazete’de yayınlanan “Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi” olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’dan güç alıyor.
Bu yasal düzenlemeye göre, “halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse” 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek. Yani dezenformasyona yol açan haberleri, verileri, bilgileri dolaşıma sokan kişiler hüküm giyecekler, özgürlüklerini yitirerek hapse girecekler ve bir yalancı olarak sabıkalanacaklar.
İletişim Başkanlığı’nın haftalık yayınlayacağı Dezenformasyon Bülteni, dezenformasyon olarak nitelendirilen haberlerin hangileri olduğunu, ilk sayısında 6, ikinci sayısında 13 sayfalık bültenler halinde net bir şekilde ortaya koyuyor. Böylece sosyal medyada ya da herhangi bir basın aygıtında dolaşıma giren haber, görüş, yorum, itham gibi ifade özgürlüğü kapsamındaki pek çok dillendirmenin, mahkeme tarafından dezenformasyon olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda resmi Dezenformasyon Bülteni’ne bakacaklar. Bülten tarafından “dezenformasyon yayan yalan haberler” olarak nitelendirilen tüm dillendirmelerin, suç teşkil etmiş oldukları konusunda önemli bir kanaat oluşacak. Yani dolaşıma giren ifadelerin, hapsedilme riski taşıyıp taşımadıklarına büyük ölçüde Dezenformasyon Bülteni yön verecek.
Alternatif görüşlerin, yorumların, betimlemelerin, gerekçelendirmelerin hapis riskiyle baskılanması, bu görüşleri yok etmeyip yeraltına indireceği gibi toplumsal rahatsızlığın artmasına, ülkede olup bitenlerin yalnızca bir kurum tarafından dillendirilebileceği algısının yayılmasına yol açacak. Canlı kanlı, sayısız bileşen içeren, çok katmanlı, pek çok yan anlamlı olaylar, kuru birer paragrafa indirgenerek, gerçek denilen şey, pek çok katmanını yitirecek, pek çok konuda tartışma olanağı, farklı görüşlerin diyalektik bir süreçle beyin fırtınasına girmesi güçleşecek, yaşam, onun pek çok ayrıntısına pek uzakta kalan bir kurumun paragraflarına sıkışacak.
Bürokrasi ve onun kupkuru dili, capcanlı bir yaşamı kendi baygın hakikatine sığdıracak. Demokrasi çok sesliliğin işletim sistemi. Bu uygulama demokrasi için kılcal damarları değil, ana arterleri tıkama riski barındırıyor. Sevgili Prof. Dr. Özgür Demirtaş Hocamızın sıkça söylediği gibi, “umarım haklı çıkmayız”.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Galatasaraylı Icardi'den sakatlık açıklaması
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Üsküdar Belediyesi ruhsatsız otopark işletti, hayvanlar için ayrılan paraları amacı dışında kullandı
Cinsel istismar bulgusu: İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü!