Sayın İmamoğlu’na yasak, HDP’ye kapatma, Sayın Kılıçdaroğlu’na dava, toplumsal gerginlikler, dış politikada krizler gündeme gelebilir, gelecektir. İktidarın propaganda makinesi hala çok güçlü. Devletin zor kullanma araçları elinde. Bu satırları sabaha karşı yazıyorum. Türkiye, muhalefet ve demokrasi umudu için uzun ama umarım sonunda daha ümitvar ve heyecanlı bitireceğimiz bir gün olacak. Otoriter Cumhur İttifakı iktidarı dün, önümüzdeki seçimleri olağanüstü ortamda ve haksız yere kazanabilmek ve iktidarda kalabilmek için yeni bir hamle yaptı. Bağımsızlığını yitirmiş bir mahkeme İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu siyasetten yasaklamaya yönelik bir karar aldı. Otoriter iktidarlar bu tür hamleleri muhalefeti sindirmek ve bölmek için sık sık yapıyor. Türkiye’de de yakın ve uzak geçmişte örneği çok. Ancak Sayın İmamoğlu’nun çabuk düşünebilmesi ve öfke veya moral bozukluğuyla değil tam tersine yenilenmiş bir enerjiyle tepki vermesi.. Derhal ve tereddütsüz yegâne meşruiyet kaynağı olan halkı Saraçhane’ye çağırması.. Halkın bu çağrıya öfkeli ve heyecanlı ama taşkınlıksız yanıt vermesi.. Sayın Akşener’in aynı ivedilikle Ankara’dan Saraçhane’ye Ekrem Başkan’ın ve demokrasinin yanına gelmesi.. Her ikisinin Saraçhane’deki güçlü ve geleceğe yönelik hitapları ve bugün gerçekleşecek Altılı Masa’nın ortak mitingini ilan etmeleri.. Cezaevinden Selahattin Demirtaş dahil tüm muhalefetten ivedi destek mesajları, mizahın da güçlü bir siyasal güç olarak kullanılması.. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da akşam Berlin’den dönmesi ve İstanbul’a gelmesiyle.. Kısacası muhalefetin dik ve kararlı durmasıyla.. bu siyasal karar muhalefet ve demokrasi için bir dezavantaj olmak yerine bir avantaja dönüştü. İktidar muhalefete aradığı birliği ve heyecanı yakalamak için altın tepside bir fırsat sunmuş oldu. Bu fırsatı kullanmak tarihsel bir sorumluluk. Bu an, muhalefetin uzun süredir enerjisini tüketen ortak adayını açıklamak için mükemmel bir an. Çünkü böyle bir açıklama o zaman sadece siyasal liderlerin masa başında aldığı bir karar olmaz. Halkın, siyasal gelişmelerin ve siyasetin şekillendirdiği bir karar olur. Yani çok daha güçlü bir meşruiyeti olur. Altılı Masa’nın iktidar istibdadına verdiği zinde ve kararlı bir yanıt olarak tarihe geçer. Bu kararı alırken sadece seçimi kazanacak adayı düşünmemeli. Daha da önemlisi seçilecek aday, muhalefetin iktidara gelmesi süreci ve daha sonra ülkeyi yönetmekte en merkezi konumda yer alacak. Yeni yönetimin krizlerle ve engellerle dolu olabilecek geçiş dönemini en iyi şekilde yöneterek başta ekonomi ülkeyi düze çıkarması gerekecek. Muhalefet muhtemelen kolektif ve istişare temelli bir liderlik modeli geliştirecek. Ama bu modelde de yeni Cumhurbaşkanı hiç kuşkusuz en kritik konumda olacak. Dolayısıyla kriz yönetiminde deneyimli ve başarılı, halk desteğini sürekli canlı tutabilecek bir adayın seçilmesi çok önemli. Keza bugün muhalefetin yol haritasını, topluma ne sunduğunu ve beraber yönetme yeteneğini göstermek için büyük bir fırsat. Aday ve yol haritası gibi kritik kararlar bugün açıklanmayabilir. Ancak her koşulda bugünkü miting, ortaya konan resim ve liderlerin ve halkın performansıyla bu kritik kararların kendiliğinden şekillendiği ve meşrulaştığı bir gün olabilir. Ancak bu şekilde genişleyecek demokrasi yolunun uzun, meşakkatli ve risklerle dolu olduğu da unutulmamalı. Sayın İmamoğlu’na yasak, HDP’ye kapatma, Sayın Kılıçdaroğlu’na dava, toplumsal gerginlikler, dış politikada krizler gündeme gelebilir, gelecektir. İktidarın propaganda makinesi hala çok güçlü. Devletin zor kullanma araçları elinde. Önemli olan tüm bunlara karşı muhalefetin de elinde karşı hamleler olduğunu ve tüm bunlara rağmen kazanabileceğini unutmamak. Dünkü performansıyla muhalefet, bir süredir yazılarımda işlemeye çalıştığım olağanüstü demokratik siyasetin bir örneğini verdi. Çabuk düşündü, dik ve beraber durdu, zinde bir resim verdi ve halkla güçlü bir duygusal bağ kurmaya yöneldi. Partiler-üstü, istibdadı yenmek ve demokrasiyi yeniden inşa etmek üzere siyaset yaptı. Otoriter ittifakın ve netliğin karşısındaki demokratik belirsizliği ve dağınıklığı yenmek için önemli bir adım attı. Herkese muhalefetin günü yakaladığı, ikinci Saraçhane anını iyi değerlendirdiği ve demokrasi mücadelesinin önemli bir dönemeci başarıyla döndüğü, yolun sonunda iktidara destek verenlerin büyük çoğunluğu dahil tüm Türkiye’nin kazanç hanesine yazılacak bir gün diliyorum.