Nasıl oluyordu da TCMB milyar dolarlık müdahalelerle başarılı olamamışken Erdoğan’ın açıklamasından sonra kurda önemli düşüşler söz konusu oluyordu? Gerçekleştirilen aslında oyun teorisinin bir uygulamasından başka bir şey değildi. İstanbul Teknik Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde master yaptım. Dünyaca ünlü bir profesör, Murat R. Sertel’den aldığım Mikro Ekonomi ve Matematiksel İktisat derslerinde gördüğüm oyun teorisinin kariyerimde ve hayatımın hemen hemen her alanında bu kadar işime yarayacağını tahmin bile edemezdim. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. Bu yazımda anlatacağım konu, oyun teorisinde karşılıklı oynanan oyunda yapılan manipülasyon ve bu manipülasyonu kullanan tarafın kendisini bu oyunda nasıl üstün bir hale getireceği ile ilgili olacak. Manipülasyonun kısaca tanımını yapmak gerekirse karşı tarafı kandırmak diyebiliriz. Karşı tarafı kandırmanın türlü türlü yolları vardır. Oyun teorisinde bu yollardan biri de bulunduğu karşılaştırmalı üstünlükte bazı noktaları gizlemektir. Bu kadar açıklamayı tahmin edeceğiniz gibi son dönemde iktidarın döviz kurlarını aşağı çekmek için kullandığı yöntemi açıklamak için yaptım. 20 Aralık tarihine kadar geçen sürede ABD dolarının Türk lirası karşısında, dalgalı kur sistemine geçtiğimiz dönemden beri, kazandığı değer normal ölçüleri aştı. Bu değerleme, toplum olarak tüm kesimlerde bir travmaya neden olarak insanları mevcut varlıklarını enflasyon karşısında koruma dürtüsü ile döviz portföyüne geçişe yönlendirdi. Bu korku ve endişe iktidara da hakim oldu ki panik halinde bu durumdan çıkış için çare bulunması için uçurumdan düşerken tutunabilecekleri ve bulabildikleri bir dala tutunmaya yönlendirdi. Bu dal finansal bir mühendislik olan kur korumalı ürün olarak karşımıza çıktı. Tabii bu finansal mühendisliğin ani ve çabuk sonuç vermesi sadece bu ürüne bağlanmamalıydı. Üzerinde çalışıldığı belli olan bir senaryo ile iktidar, iktidar olmanın verdiği tüm güç ile tüm enstrümanlarını kullanmaya karar verdi. 20 Aralık akşam saatlerinde Cumhurbaşkanının açıklamaları sırasında gizli olduğu düşünülen güçler de devreye girdi. Kandırmacanın tümüyle yapılabilmesi ve vatandaşta kafa karışıklığına neden olabilmesi için açıklamalar ardı ardına gelirken herkesin tüm şaşkınlığı ile izlediği piyasada dolar kuru 18 seviyesinden 12 seviyesine kadar indi. Bankalar Birliği başkanı vatandaşın 1 milyar dolar sattığını söylüyor, bu enstrümanın ne kadar iyi bir mekanizma olduğu anlatılıyordu. Ertesi gün çalışmanın başladığı ilk saatlerde dolar kurundaki düşüş gelen satışlarla hız kazanırken tüm kesimler şaşkınlığını gizleyemiyordu. Nasıl oluyordu da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası aralık başından beri yaptığı onlarca milyar dolar müdahale ile  başarılı olamamışken bu açıklama sonrasında dolar kurunda Türk lirasına karşı önemli düşüşler söz konusu oluyordu? Gerçekleştirilen aslında tam da yukarıda anlatmaya çalıştığım oyun teorisinin bir uygulamasından başka bir şey değildi. Piyasada kimin olduğunu kimin sattığını sade vatandaş bilmiyordu. Sanki bir gecede bu finansal mühendislik harikası enstrüman vatandaş tarafından anlaşılmış, ertesi gün de elinde döviz bulunduranlar satmak için kuyruğa girmiş gibi bir görüntü vardı. Çoşku davul zurnalarla karşılandı, kutlandı ve sevinç halayları oluşturuldu. ABD dolarının aylardır önlenemeyen yükselişinin iki gün içinde çözülmüş olamayacağı ekonomistler ve finans profesyonelleri tarafından çok iyi biliniyordu. İktidarın da unuttuğu veya atladığı önemli bir nokta vardı tabii. Özellikle Merkez Bankası bilançosu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerinin günlük olarak kamuoyu ile paylaşılıyor olması, bu oyunu bozacak en büyük sızıntıydı. Nitekim 23 Aralık tarihinde açıklanan Merkez Bankası verileri olan biteni gün ışığına çıkardı. Merkez Bankası iki günde toplam 7 milyar ABD doları rezerv kaybetmişti. Üstelik bu iki günde kamuoyu ile paylaşılan herhangi  bir müdahale de yoktu. 2019 ve 2020 yıllarında yerel seçimlerin kazanılması amacıyla uygulanan arka kapıdan döviz satışı operasyonu ile yakılan 128 milyar dolar gibi 7 milyar dolar kamu bankaları vasıtası ile iki günde bu oyunun bir parçası olmuştu. Buna rağmen yetkililerden hala vatandaşın döviz sattığı ile ilgili haberler geliyordu. Daha da önemlisi, açıklanan BDDK verileri ile vatandaşın bu dönemde döviz satmadığı, tam tersi döviz aldığı da ayrı bir gerçek olarak 24 Aralık tarihinde ortaya çıktı. BDDK verisine göre 20 Aralıkta 163.4 milyar ABD Doları olan döviz mevduatları düşmeyi bırakın 300 milyon dolar artarak 163.7 milyara yükseldi. Finansal mühendisliğin ürünü kur korumalı mevduatın, vatandaşın sırtına nasıl bir yük getireceğini, mevcutta örtülü olarak bir faizi nasıl arttırdığını, bedavaya sigortalanan mevduatların nasıl bir maliyet içerdiğini ve iktidarın, iktidarını korumak için nasıl bir kumar oynadığını bir başka yazıda detaylıca anlatacağım.
Kısa vadede manipülatif uygulamalarla düşen kura sevinmek dertlerden kurtulmak için afyon almaya benzer. Asıl sorunumuz enflasyondur ve kalıcı olarak düşürülmesi için bütüncül bir ekonomi politikasının devreye sokulmasıdır.
Bu oyunun, iktidarın kazanmak, ülkenin ve vatandaşın kaybetmesi üzerine kurgulanmış olduğunun ortaya çıkmasının çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Kısa vadede manipülatif uygulamalarla düşen kura sevinmek dertlerden kurtulmak için afyon almaya benzer. Asıl sorunumuz enflasyondur ve kalıcı olarak düşürülmesi için bütüncül bir ekonomi politikasının devreye sokulmasıdır. Bunlar olmadan ne kurun düşmesi ve istikrara kavuşması ne de sürekililik arz eden bir büyümeye geçerek istihdamın artırılması mümkün değildir. Gizleyerek yapılan kandırmacaların, yalanların er veya geç bir gün ortaya çıkmak gibi kötü huyları olduğu da akılda tutulmalıdır. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik kredibilite artışı getirirken bunun tam tersi uygulamaların ciddi bir güven kaybına neden olduğu tarihteki örnekleri ile yaşanmış ve görülmüştür. Ülkemizin gelişimi ve büyümesinin sürekli bir çaba ve devinim gerektirdiği düşüncesi içinde oyunu sonsuz oyun olarak kurgulayamayan ve ben kazanayım diyerek bu oyunu sonsuz oyun mantalitesi ile oynayan iktidarlar er veya geç oyundan düşerler. Yaptıkları manipülasyon (kandırmaca) yanlarına kar kalmaz.