Destici benim keyfimin kâhyası mı ki ona danışacağım, “ya Mustafa Bey ben şöyle bir festival düzenlemeyi düşünüyorum, acaba siz ne dersiniz, uygun görür müsünüz?” diye mi soracağım? Uygun görmediğin festivale katılmazsın, olur biter. AKP iktidara gelirken ne demişti? “3Y ile mücadele edeceğiz,” demişti. 3Y, yani yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Sağolsunlar iktidara gelirken ettikleri sözlerle eylemleri bire bir örtüştüğü için bugün cennet vatanımızda ne yoksulluktan söz edilebilir ne yolsuzluktan ne de yasaklardan. Yoksulluk ve yolsuzluğa değinmeyeceğim çünkü Allah’a hamdolsun iktidar bu iki konuyu gündemimizden tamamen çıkardı. Etrafıma bakıyorum, bir tek yoksul göremiyorum. Yoksulluk sınırı 20 bin liraya dayanmış olsa da benim sokakta gördüklerim genellikle yüzleri gülen, iyi beslenmiş, mutlu, gelecek kaygısından uzak, tatil planları yapan insanlar… Mesela, şu anda bu yazıyı okuyan siz. Neniz eksik? Bakmayın şikâyet eden o azgın azınlığa, onlara ne versek doymazlar, çünkü onlar şükürsüzlük ile maluldür. Gelgelelim, yirmi yılın sonunda, Eskişehir’deki bir festivalin valilik emriyle iptal edildiğini okuduk. İyi de kardeşim bunun yasaklarla ne alakası var, diyebilirsiniz belki… Ben de tam böyle düşünüyordum, derken BBP Genel Başkanı Destici’nin açıklamalarını okudum. “Herkes belki bunu açıkça söyleyemeyebilir ama ben açıkça söylüyorum. Müzik festivali adı altında, şarap, bira festivali, ne bileyim böyle haram olan şeylerin ya da davranışların sergilenmesi normalmiş gibi… Uygun görmem.” Allah, Destici’den binlerce kez razı olsun zira herkesin açıkça söylemediğini o söylemiş ve bu kararın yasakçılık anlamına geldiğini açıkça ifade etmiş. Benim bilebildiğim kadarıyla, Türkiye bazı insanların uygun göreceği kurallarla değil anayasayla yönetilir. Destici okuyamamış olabilir ama bahsettiğim o anayasada, ki verilen her türlü karar o kitapçığa uygun olmalı, Türkiye’nin laik bir hukuk devleti olduğu yazıyor. “Müzik festivali adı altında şarap, bira festivali” yapılmasına Destici haklı olarak isyan ediyor, buna ben de isyan ederim, arkadaş bira ve şarap içmek suç mu ki, kabahat mı ki “müzik festivali” diye ilan edelim? Hem bira festivali de şarap festivali de çok güzel olur. Bir tarihte Brüksel’de denk geldiğim bira festivalinin güzelliğini bugün bile unutamam, içtiğim biraların tadı hâlâ damağımda. Hem tahıl hem de üzüm ülkesi olan Türkiye’nin bunca sene bira, şarap ve rakı festivallerinde bir dünya markası olmaması zaten kabul edilebilir değildir. Destici, “haram olan şeylerin ve davranışların sergilenmesini uygun görmediğini” de açıklamış. İyi de bundan bana ne? Bize ne?
Yasak olan, dolayısıyla da cezalandırılacak olan şey “suç”lardır, bunların da ne olduğu kanunlarla belirlenmiştir. Ya Destici, işte böyle, anayasa ortada dururken sana bana ne oluyor?
Destici benim keyfimin kâhyası mı ki ona danışacağım, “ya Mustafa Bey ben şöyle bir festival düzenlemeyi düşünüyorum, acaba siz ne dersiniz, uygun görür müsünüz?” diye mi soracağım? Uygun görmediğin festivale katılmazsın, olur biter. Bırak zorla çağırmayı seni davet eden bile yok ki. Destici anayasanın üstünde bir karar merci midir ki bizim ne yapıp yapmayacağımıza karışma yetkisini kendisinde görüyor? Bakın “haram” ve “günah” gibi değerler bireyin hayatını düzenleyen değerlerdir, isterseniz bütün hayatınızı haramdan ve günahtan uzak duracak şekilde biçimlendirebilirsiniz, kimse de size karışamaz. Münzevi bir hayat sürebilir, kendinizi inandığınız kutsal bir şeye adayabilirsiniz, bütün kararlarınızı o kurallar manzumesine uygunluk ölçüsüne göre verirsiniz, bunda hiçbir beis yok. Ama haram ve günah gibi kavramlar devleti bağlamaz, laik devlet anayasa hükümlerine göre yönetilir. Kuralları belirleyen anayasadır, son kertede insan aklıdır. Yani, kaynağı “gökyüzü” olan kurallar değildir çünkü herkes başka türlü inanma, hatta inanmama özgürlüğüne sahiptir. Yasak olan, dolayısıyla da cezalandırılacak olan şey “suç”lardır, bunların da ne olduğu kanunlarla belirlenmiştir. Ya Destici, işte böyle, anayasa ortada dururken sana bana ne oluyor?