Evet İran, Sudi Arabistan Türkiye’ye yardım gönderdiler ama misal Katar yardım ekibi göndermek yerine televizyon kanalları üzerinden kampanya yapmayı tercih etti. Katar Emir’i Türkiye’ye geldiyse de Erdoğan ile deprem ile alakalı ne konuştuklarını ve de bu kadar hayati bir dönemde nasıl bir katkısı olduğunu bilmiyoruz.Hoş aslında bu konuda ne kadar samimi olduğu da tartışılır zira çıkarlarına göre yeri geldiğinde hızlı dönüşler de yapıyor. Ancak en azından söylem olarak daha çok İslam coğrafyasına ve de dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlara göz kırptığı bilinen bir gerçek. Hâl böyle olunca ülkenin yaşadığı bu büyük felakette onun yardımına ilk olarak Erdoğan’ın din kardeşlerinin koşacağını beklememiz gerekirdi. Geldiler elbette ama ne kadar hızlı hareket ettiler ve de sahada neler yaptılar noktasına bakılınca yıllardır atılan taşların yeteri kadar kuş vurmadığını görüyoruz. Evet İran, Sudi Arabistan Türkiye’ye yardım gönderdiler ama misal Katar yardım ekibi göndermek yerine televizyon kanalları üzerinden kampanya yapmayı tercih etti. Katar Emir’i Türkiye’ye geldiyse de Erdoğan ile deprem ile alakalı ne konuştuklarını ve de bu kadar hayati bir dönemde nasıl bir katkısı olduğunu bilmiyoruz. Buna karşın Erdoğan’ın her fırsatta düşman ilan ettiği İsrail termal kameraları ile kurtarma çalışmalarında kilit rol oynadı. NATO’ya giriş sürecini engelleme tehdidi ile neredeyse iç politikasına müdahale edilen İsveç hem maddi yardım sağladı hem de arama kurtarma çalışmalarına katılan ilk ülkelerden oldu. Son yıllarda Türkiye tavrını her zaman Rusya’dan yana kullansa da Amerika Birleşik Devletleri 700’ün üzerinde profesyonel kişi ile Türkiye’nin yardımına koşan ilk ülke oldu. Kısacası batı hem kurumsal yapısını hem de dayanışma anlayışını en iyi şekilde gösterdi. Buna karşın Erdoğan’ın zaman zaman kendi ülkesine yapmadığı yardımları yaptığı, zaman zaman en büyük önceliği verdiği Müslüman dünyası ya sessiz ya da etkisiz kaldı. Şimdi bunları konuşmak zamanı mı, çık buradan diyebilirsiniz ama şimdi değilse ne zaman konuşacağız. Her şey için çok geç olup hiçbir şey olmamış gibi davrandığımız zamanlarda mı? --- [1] Bu yazının ana fikri aslında bana ait değil. Bu bağlamda bu yazı adını vermek istemeyen yakın bir arkadaşımın konu hakkındaki yorumları üzerine kaleme alınmıştır.
Erdoğan’ın din kardeşleri nerede?[1]
A.Erdi Öztürk
Batı hem kurumsal yapısını hem de dayanışma anlayışını en iyi şekilde gösterdi. Buna karşın Erdoğan’ın zaman zaman kendi ülkesine yapmadığı yardımları yaptığı, zaman zaman en büyük önceliği verdiği Müslüman dünyası ya sessiz ya da etkisiz kaldı.
Türkiye’nin 6 Şubat depremi ile yaşadığı felaketi anlatacak kelime bulmakta her birimiz zorlanıyoruz. Dahası depremin öncesinde insanların canları ile oynarcasına yapılan imar aflarını ve deprem sonrasında devletin kurumlarının yetersizliğini düşününce bir ülkede insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu görüyoruz. Kahroluyor, hâlâ kırıklığına uğruyoruz ve de sinirleniyoruz.
Ama ne yapsak artık geçmişe dönemeyiz. Peki bundan sonrasını toparlayabilir miyiz? Elbette ama bu kadar bölünmüş bir toplumla mı ya da aynı şekilde kendinden başka bir şey düşünmeyen mevcut iktidar bloğuyla mı diye düşününce elbette cevabının arkasına birçok soru işareti koymamız gerekiyor.
Keşke böyle öğrenmeseydik ama deprem bize zaten bildiğimiz ve de yanlış giden birçok noktayı da gösterdi. AFAD’ın çalışmaması gibi devletin kurumları ile beraber topyekûn bir reform sürecine girmesi gerektiğini yeniden gördük. Ama ben kamuoyunda çok da dile getirilmeyen farklı bir noktaya değinmek istiyorum. O da Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı dış politika tercihinin deprem ile ortaya çıkan yüzü. Deprem ile dış politikanın ne alakası var diyebilirsiniz ama depremde Türkiye’nin yardımına koşan ülkelere ve de onların çabalarına bakınca çok alakası olduğunu anlayabiliriz.
Bilindiği üzere Erdoğan uzun zamandır kendisini batının karşısında konumlandırıp çok pragmatik bir şekilde yüzünü Avrasya bloğuna çevirdi. Bununla beraber kendisini ‘Müslüman’ bir lider olarak tanımlatıp dünya Müslümanlarının hamisi rolünü de oynamakta. Kısacası Türkiye’nin batı merkezli ve dengeyi önemseyen klasik dış politikasından saparak bir şekilde Türkiye’ye daha din merkezli bir dış politika yolu izletmeye çalışıyor.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı