Dünya Çocuk Hakları gününde göçmen işçi çocukların yaşamda kalma uğraşı
Politikyol
Geçen hafta Mersin’de Suriye uyruklu Ula Kerem (15) narenciye paketleme makinesine eşarbının sıkışması sonucu yaşamını yitirdi. Ülkesindeki savaştan kaçıp kurtuldu belki ama başka bir savaşta hayatını kaybetti.
Özel günlerde günün anlam ve önemi ne ise onun üzerinden açıklamalar yapılır. Sorunlar ve talepler dillendirilir. Bunu yapanlar ülkeyi yönetenler olunca ertesi güne devrolan birikmiş sorunlar oluyor.
20 Kasım 1989 yılında BM genel kurulunda çocuk hakları sözleşmesi imzalanır. İmzalanmasının nedeni çocukları karşılaştıkları sorunlara çözümler geliştirme iddiasıdır. O günden beridir 20 Kasım’lar Dünya Çocuk hakları Günü olarak kutlanıyor.
Sözleşmede yer alan çocuğun fiziksel ve psikolojik olarak her türlü gelişimine dair taraf devletlerin uyması gereken birçok madde var. O maddelerin bazılarına yazıda yer vereceğim. Bir maddesi ”18 yaşından küçük insanlar çocuk olarak kabul edilir.”
Yine ”Çocuklar dil, din, ırk, siyasi görüş, sakatlık mülkiyet ve diğer statü ayrımı yapılmadan eşit haklara sahiptir.” (https://www.unicef.org/turkey/%C3%A7ocuk-haklar%C4%B1na-dair-s%C3%B6zle%C5%9Fme )
”Taraf devletler, bu sözleşmede tanınan hakların uygulanması amacıyla gereken her türlü yasal, idari ve diğer önlemleri alırlar. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin olarak, taraf devletler eldeki kaynaklarını olabildiğince geniş tutarak, gerekirse uluslararası iş birliği çerçevesinde bu tür önlemler alırlar.”
Büyük bir çoğunluğu savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan göçmenlerin ve çocuklarının yaşam hakkını korumaktan aciz olan yöneticilerin sahneye çıkıp çocukların toplumların geleceğini oluşturan bireyler olduğu nutukları dinlencesi kulaklarımızda yankılanacak.
Geçen hafta içi Mersin’in Akdeniz ilçesinde Suriye uyruklu Ula Kerem 15 yaşında narinciye paketleme makinesine eşarbının sıkışması sonucu yaşamını yitirdi. Savaştan kaçıp kurtuldu belki ama başka bir savaşta hayatını kaybetti. Tarım sektörü göçmen işçilerin yevmiye usulü çalıştığı, çocukların da bu sektörde ebeveynleriyle çalışmak zorunda kaldığı bir iş alanını oluşturuyor. Bugün Mersin yarın başka bir yer onları bekliyor olacak.
Sözleşmede yer alan “Çocuklar dil, din, ırk, siyasi görüş, sakatlık mülkiyet ve diğer statü ayrımı yapılmadan………..” iş yerlerinde ölüyor. 2013 ile 2020 yılları arası İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 487 çocuk çalışırken ölmüş. Yine 2021 yılının ilk 10 ayında 53 çocuk işçi hayatını kaybetmiş.
Bugün kutlanmayı hak ediyor mu? Çocukların okullarda değil de işyerinde olduğu günümüzde, sözleşmede yer alan uygulanması koşuluyla itiraz edilemeyecek maddelerden oluşması, ancak uygulamada yerinin olmadığı için bu sözleşmede yazılanlar temenni olarak kalıyor.
Temenni Sözleşmeleri üzerinden temennide bulunan yöneticilerin ülkeleri yönetmediği güneşli günlerin güzel günlerin işçilerin ellerinde olduğunu, yaşamak için bile bu sistemden kurtulmamız gerektiğini, çocuklarımızın yaşamının buna bağlı olduğunu söylediğimizde abartmadığımızı biliyoruz.
Abartılan çalışırken işyerlerinde ölen çocuk işçilerin listesini tutmak zorunda kalışımız..
Yorumlar
Popüler Haberler
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Otopsi raporu ortaya çıktı: Rojin'in ölüm nedeni belli oldu