Messi’li Arjantin, Modriç’li Hırvatistan, Mbappe’li Fransa ve Ziyech’li Fas gruplardan yarı finallere nasıl geldiler? Dört takımın maç maç kısa hikayesi ve çeyrek final maçlarının analizi… Artık sadece üç maç kaldı. Üçüncülük maçını sayarsak son dört maç… Turnuvanın favorilerinden Fransa ve Arjantin, gönüllerin şampiyonu Fas, sessiz ve derinden gelen Hırvatistan… 2022 Dünya Kupası’nda yarı finaller başlıyor. Gelin dört takımın yarı final yolculuğunu şöyle bir hatırlayalım. Haberi okuduktan sonra Yürek Çıkmazı dizisini izlemeyi de unutmayalım. :) Önce kısa kısa grup maçları, ardından ayrıntılarıyla çeyrek final… MESSİ VE ARKADAŞLARI: ARJANTİN Arjantin turnuvaya kötü başlamıştı. Tangocuların ilk maçta Suudi Arabistan’a yenilmesi sürprizdi. Gruptaki Meksika ve Polonya maçlarında ve son 16 turundaki Avustralya maçında kapanan takımlara denk geldiler. Çeyrek finalde ise bir savunma takımı olan Hollanda’yla eşleştiler. Görece zayıf rakiplerle oynadıklarını söyleyebiliriz. Arjantin – Suudi Arabistan: 1-2 Araplar maça çok iyi hazırlanmışlar. Arjantin’i orta sahada sıkıştırıp kenarlara yönlendirdiler. Çok başarılı bir ofsayt taktiği uyguladılar. Savunmayı fazlasıyla önde tutup Arjantinlileri şaşırttılar. Tangocular birbirinden kopuk bir görüntü verdiler. Arjantin – Meksika: 2-0 Bol faullü maç... İki takım da çok pas hatası yaptı. Meksika oynamadı ama Arjantin’i de oynatmadı. Arjantinliler ikinci yarıda nispeten toparlandı ama hücüm performansları hayal kırıklığıydı. Di Maria dışında etkili oyuncuları yok gibiydi. Messi topsuz oyunda yoktu, markajdan kaçamadı, duran toplar dışında adını duymadık ama 65 dakika durdu durdu, sonunda vurdu... Hülasa bireysel becerilerden buldukları iki golle maçı kazandılar. Meksikalı stoper Araujo göz doldurdu. Arjantinli Acuna’nın hucümda daha fazla katkı sunması gerek. Polonya – Arjantin: 0-2 Polonya kapandı ama Messi’nin oynamasına izin verdiler. Ya da daha doğrusu Arjantin Polonya’yı 1. bölgesine hapsetti. Acuna ve Di Maria’nın etkili oyununu izledik. Öte yandan Lewandowski en etkisiz maçlarından birini oynadı. Polonya 89’da bile koşmadı, basmadı. Arjantin – Avustralya: 2-1 (Son 16) Avustralya takım halinde 1. bölgeden çıkamadı. Messi de boşluğu bulunca affetmedi. Arjantin hala Messi’ye dayalı bir futbol oynuyor. Nitekim Martinez onun yarattığı pozisyonları gole çevirmekten acizdi. Avustralya tesadüf eseri bir golle farkı bire indirdi. Son anda beraberlik fırsatını da buldular ama genel olarak Arjantin karşısında ezildiler. Aziz Behiç’in performansı da akıllarda kalacaktır. MODRİÇ VE ARKADAŞLARI: HIRVATİSTAN Hırvatlar neredeyse hep aynı 11’le maça başladılar ve gruplarından yenilgisiz çıktılar. Kanada ve Japonya maçlarında geriye düşmelerine rağmen maçı çevirmeyi başardılar. Japonya’yı ve Brezilya’yı penaltılarla elediler. Fas – Hırvatistan: 0-0 Henüz 15. dakikada tempo düştü. Hele ikinci yarısı çok sıkıcı geçti. İlk yarı dengede gitti, ikinci yarıda Fas kapandı. Hırvatlar orta sahada üstünlük kursa da maç genel olarak Fas’ın istediği şekilde geçti. Modriç çok yalnız kaldı. Ziyech ve Hakimi kalitelerini gösterdiler. Kanada – Hırvatistan: 1-4 Kanada müthiş başladı: dakika 1, gol 1. Dakika 9’da 2-0 olabilirdi, Larin karşı karşıya kaçırdı. Ama Hırvatlar, Kanada’nın bu baskısını 25. dakikadan sonra kırmaya başladı ve 30-35 arasında üstünlük kurdular. Perisic bu dakikalarda etkiliydi, asisti de o yaptı. 1-1’den sonra Hırvatlar rahat çıktılar. Juranovic’in müthiş driplingi ve asisti, 2-0… Hırvatların ikinci yarıda ilk yarının son bölümündeki kadar organize olamadıklarını gördük. Fakat Perisic tekrar çıktı sahneye… Hırvatistan – Belçika: 0-0 Belçika bu maça dörtlü savunmayla başladı. Belçikalılar daha üstün başladılar. Pas opsiyonları kapatılmıştı ama Hırvatlar kaliteli ayaklarıyla engelleri aşmayı başardılar. Hırvatistan ikinci yarıya daha iyi başladı ve zaman zaman üstün olan taraftı. 45-60. dakikalar arasında Curtois üç net golü önledi. Öte yandan Belçika’da Lukaku oyuna girdikten sonra üç net gol fırsatını harcadı. Maç berabare bitti ve Belçika elendi… Hırvatistan – Japonya: 1-1 (Son 16) İlk yarı ortada gibiydi. Hatta Japonlar 30-45 arasında etkili olabildiler. İkinci yarı kapandılar ve maçı penaltılara götürmeye çalıştılar. Özellikle son 30 dakika Hırvat hakimiyetinde geçildi. Uzatmada da oynamak isteyen taraf Hırvatlardı. Gvardiol çok iyi maç çıkardı. Livakoviç yıldızlaştı. Normal süresi 1-1 biten maçı, Hırvatistan penaltılarda 3-1 kazandı. ZİYECH VE ARKADAŞLARI: FAS Takım savunmasını çok iyi yapan Fas, iştahlı oyunuyla dikkat çekiyor. Özellikle sağ kanattaki Hakimi ve Ziyech göze çarparken, son maçlarda kaleci Bono, sol açık Boufal ve orta sahacı Amrabat da parlamaya başladı. Fas, Afrika’dan gelip Dünya Kupası’nda yarı finale çıkan ilk takım oldu. Fas – Hırvatistan: 0-0 Hırvatistan bölümünde anlatmıştım, geçiyorum. Belçika – Fas: 0-2 Fas’ın iştahı ve fiziksel üstünlüğü dikkat çekti. Tam saha pres yaptılar, ki Belçika’nın kalecisi Curtois dahi bundan nasibini aldı. Ziyech elinden geleni yaptı, ayakları iyi, çabuk, çalım atıyor, aradan sıyrılıp pasını çıkartıyor; tek kelimeyle harika oynadı. Meunier’nin savunduğu tarafı felç etti. Arkasındaki Hakimi de inanılmaz bir bek performansı gösterdi. Son dakikada Fas tribünleri de oyunun içine girdi. Sol bek Sabiri’nin golü enfesti. Kanada – Fas: 1-2 Maçtan önce Fas için her ihtimal söz konusuydu. Öte yandan bu maç Kanada için sadece bir prestij mücadelesiydi. Ziyech, Johston’ın geri pasını ve kaleci Borjan’ın büyük hatasını affetmedi. Fas arkaya adam kaçırmakta zorlanmadı. İkinci golde de Kanada kalecisi ve savunması büyük hata yaptılar ve Hakimi’nin pasında arkaya sarkan En Nesyri, Borjan’ı kapattığı köşeden avladı. Faslı Agerd kendi kalesine bir gol attı ve Fas’ın geçersiz sayılan golünde de ofsayta neden oldu. Fas – İspanya: 0-0 (Son 16) İspanya paslaştı, Fas bekledi ve izledi, tek cümleyle maçın özeti buydu… Faslılar ilk dakikadan itibaren maçı 0-0 bitirmek amacıyla oynadılar. İspanyollar kilidi açmak için hiçbir şey yapamadılar. Fas’ta en göze çarpan oyuncu Buffal idi. Kaleci Bono üç penaltı kurtarışıyla yıldızlaştı. Fas penaltılarda 3-0 kazandı. MBAPPE VE ARKADAŞLARI: FRANSA Fransa, Brezilya ile birlikte bu Dünya Kupası’nın en iyi oynayan takımı. Kulübesi de oldukça zengin. Grupta ilk iki maçlarını rahat kazanıp, son maçta rotasyona gittiler. Son 16 turunda zayıf Polonya’yı geçmekte hiç zorlanmadılar. Kanatlardaki Mbappe ve Dembele ikilisi mavilerin en iyileri… Fransa – Avustralya: 4-1 Avustralya sürpriz bir başlangıç yaptı. 1-0 öne geçtikten sonra kapandılar. Fransa 1-1’i bulduktan sonra ise tamamen kapandılar. İkinci yarıda fazlasıyla düşük bir tempo vardı. Fransa’da kanat oyuncuları Mbappe ve Dembele ile sonradan oyuna giren sol bek Hernandez harika bir maç çıkardı. Fransa – Danimarka: 2-1 Fransa’nın kırmızı – beyazlıları ezdiği maç. Danimarka beşli savunmayla oynadı. Fransa’da Dembele çok etkiliydi, Mbappe ise bir parça etkisizdi. Griezmann top kaptı, harika ara paslar verdi, savunma arkasına sarktı, adeta yıldızlaştı. Sol bek Hernandez de harika bir maç çıkardı. Danimarka’nın sol beki Mehle kendisine atılan her topu ezdi. Tunus – Fransa: 1-0 Tunus maça bir nebze daha iyi başladı. Fransa yedekleriyle sahadaydı. Maç boyunca istedikleri futbolu sahaya yansıtamadılar. Tunus ilk yarı gol de buldu ama ofsayt sebebiyle sayılmadı. İkinci yarı Tunus öne geçti, ancak bu sevinçleri kısa sürdü, zira grubun diğer maçında Avustralya öne geçmişti. Fransa – Polonya: 3-1 (Son 16) Fransızlar maç boyunca topa hakimdi. Polonyalılar sabırla top çevirdiler. Dikkatle atağa çıktıklarında dahi tehlikeli kontrataklar yediler. Mbappe’nin şov yaptığı bir geceydi. Hızıyla, çalımlarıyla Polonya defansını darmadağın etti. Polonyalılar Fransa ceza sahasına yaklaşamadılar, şut dahi çekemediler. ÇEYREK FİNAL MAÇLARININ ANALİZİ Son 16 turu grup maçlarından daha keyifli geçerken, çeyrek finallerde heyecan dörde katlandı. Fas sürprizlerine devam ediyor. Ancak Hırvatistan’ın Brezilya’yı elemesi de otoriteleri şaşırttı. Hırvatistan – Brezilya: 1-1 (Pen. 4-2) Brezilya maça çok iyi başlamadı. Hırvatlar tecrübeli ve dirençli orta saha üçlüleriyle neredeyse kafa kafaya oynadılar. Brezilya daha iyiydi ama Hırvatistan da ezilmedi diyebiliriz. Modriç orkestra şefi gibiydi. Sağ bekleri Juranovic ise makine gibi… Hırvatistan maçı Livakovic bu maça da damgasını vurdu. Seri penaltılarda bir kez daha Hırvatların tur atlamasını sağladı. Maç boyunca 11 kurtarış yaptı. İkinci yarıda en az iki tane yüzde yüzlük gol pozisyonunda başarılıydı. Stoper Gvardiol’la birlikte harika bir ikiliydiler. Diğer stoper Lovren de en iyi maçlarından birini çıkardı. Hırvatların 80’e kadar isabetli şutu yoktu ama son 10-15 dakika Brezilyalılar rakip sahaya yerleşmişken Hırvatlar da ani ve tehlikeli çıkışlar yaptılar. Asla “dan-dun” oynamadılar. Bu arada Perisic’in 6 hava topu kazandığını da not edelim. Belki Kramaric’in ve Pasalic’in performansları harika sayılmazdı. Brezilya beklerinin yetersizliğini hissetti. Sandro ve Telles’in sakatlıkları nedeniyle sol bekte sağ ayaklı Danilo’yu oynattılar. Sağ bekte ise stoper orijinli Militao oynadı. Brezilya Teknik Direktörü Tite, Dani Alves’e şans vermediği için eleştirildi. Brezilya’nın öndeki oyuncuları da efektif değildi. İlk yarıda sambacıların gol beklentisi 0.26 idi. Bunu ikinci yarıda 1.08’e yükseltmeyi başardılar. Brezilyalıları öne geçiren gol takım oyunuyla değil, Neymar’ın bireysel becerisiyle geldi. Fakat 10 dakika daha dayanıp top çeviremediler. Hırvatlar turu hak etti. Hollanda – Arjantin: 2-2 (Pen. 3-4) Belki de turnuvanın en zevkli maçıydı. Arjantin mucizevi bir galibiyet aldı. Hollanda maçı 30 faulle tamamladı. Öyle ki, Fas’ın Portekiz’e yaptığının iki kadar faul yaptılar! Hollanda Teknik Direktörü Louis Val Gaal’in her maçta süre verdiği Klaassen’i bu maçta hiç kullanmaması sürprizdi. Portakallar her zamanki gibi 5-2-3 dizilişiyle başladılar. Ancak bu defa Arjantin, Hollanda’nın bekleri Blind ve Dumfries’in açılmasına izin vermedi. Hatta Messi’nin ara pasında Molina’yı Blind’in arkasına sarkıtarak 1-0’ı buldular. Aslında maç ortada başlamıştı. Arjantin 30. dakikadan itibaren rakip sahaya yerleşti. İkinci yarıda daha geniş boşluklar buldular. İkinci golleri de 70. dakikada penaltıdan, Messi’nin ayağından geldi. Van Gaal ikinci yarıda De Roon’un yerine Koopmeiners, Bergwijn’in yerine de Berghuis’i koyarak orta sahada topu daha fazla kullanmaya çalıştı. 64’te kanat bek Blind’i çıkarıp, kanat forvet / santrfor Gakpo’yu da onun yerine sola atıp, santrfor Luuk De Jong’u sahaya sürerek 3-4-3’e döndü. De Jong varlık gösteremeyince (bu arada Arjantin’in ikinci golü gelmişti) Beşiktaş’tan tanıdığımız Weghorst’u da oyuna aldı. Tüm silahlarını kullanan Van Gaal’in takımı 80. dakikadan sonra tangoculara üstünlük kurdu. Son 10 dakikalık bölümde daha çok orta yapmaya başlayan ve böylece beraberliğe ulaşan Portakallar, maçı uzatmalara götürdüler. Uzatmaların ilk yarısında dengeyi sağlayan Arjantin, ikinci yarısında Hollanda kalesini ablukaya aldı ve gollük pozisyonlar da yakaladı. Penaltılarda Arjantin kalecisi Martinez, Van Dijk’ın ve Berghuis’in kullandığı penaltıları durdurmayı başardı. Maçtan sonra Arjantin Teknik Direktörü Scalloni’nin oyuncu değişiklikleri, özellikle de Di Maria’nin geç şans vermesi çok tartışıldı. Arjantin’in fizik olarak diğer favorilerin gerisinde kaldığı ve yedek kulübesindeki kalite eksikliği de tartışılan konular arasındaydı. Fas – Portekiz: 1-0 Maç inanılmaz bir tempoyla başladı ama 10. dakikadan itibaren tempo düşmeye başladı. Fas savunma yaptı ama kapalı savunma yapmadı, kontratak oynadı, yani bir hücum planı da vardı. Portekiz önde baskıyla başladı. Maçı ilk yarıda koparmaya çalıştı. Neves geriden uzun toplarla atakları yönlendirdi. Ancak Felix bu maçta etkisizdi. Önceki maçın yıldızı Gonçalo Ramos ise adeta sahada kayboldu. Bu arada Portekiz savunması sağ tarafında geniş boşluklar bıraktı. Dolayısıyla Boufal harika bir maç çıkardı gene… Ounahi’yle birlikte… 42. dakikada Portekiz kalecisinin hatasında Fas 1-0 öne geçti. Bu golde stoper Ruben Dias’ın da hatası vardı bana göre… Portekiz Teknik Direktörü Fernando Santos 50’de ön libero Neves’in yerine Ronaldo’yu oyuna alarak 4-1-4-1’den, 4-2-4’e döndü. Ki bu esnada sol bek Guerreiro’nun yerine Cancolu’yu da koyup beklerini de öne çıkardı. Diğer sağ bek Dalot genellikle çizgiyi kullansa da, onu son dakikalarda içeri ket ederken de gördük. Fas 65’te Benun – Amallah değişikliğiyle savunmasını 5’ledi. 82’de etkili kanat oyuncuları Boufal ve Ziyech’i de çıkarıp daha defansif bir 11’e döndü. Faslı oyuncuların özverileri takdire şayandı. Bilhassa Saiss sakat olmasına rağmen oynadı ama maçı tamamlayamadı. Sonradan oyuna gire Faslı Cheddira maçın en çok faul yapan oyuncusuydu ki, kırmızı kartla oyundan atıldı ama Fas’ın 10 kişi kalması da Portekiz’e yetmedi. Cristiano Ronaldo sadece 11 kez topla buluştu. Sık sık slini kaldırıp top istiyordu ama kendisine atılan toplarla bir türlü buluşamıyordu. Portekizlilerin stresi son 20 dakikada yüzlerinden okunuyordu. Geriden Pepe’yi yalnız bırakıp takım halinde golü aradılar ama olmadı. İngiltere – Fransa: 1-2 İlk yarı ortada bir maçtı. İkinci yarıda İngiltere nispeten etkiliydi. Kane’in kullandığı iki penaltıdan birini değerlendiremeyen İngiltere turnuvaya veda etti. Fransa bireysel becerileriyle kazandı. İlk yarıda İngiltere’den Bellingham ve Kane etkiliydi. İkinci yarıda ise Saka’yı izledik. Foden kısmen etkisizdi. Öte yandan Mbappe de önceki maçlarına göre etkisiz kaldı. Walker’a karşı zorlandığını söyleyebiliriz. Fransa boşluk vermedi ama Mbappe’nin aradığı boşlukları da bulamadı. İkinci yarının başlarında İngilizler biraz tempo yaptılar, beraberlik golünü de hemen buldular. 65’e gelindiğinde İngiltere’nin 7, Fransa’nın 3 isabetli şutu vardı. Giroud 76’da Dembele’nin pasıyla mutlak bir golü harcarken, 1-2 dakika sonra Fransa’nın ikinci golünü attı. Halbuki bu dakikalarda İngilizler ikinci gollerini arıyordu. Golü atan Tchouameni, penaltıya da sebep oldu. Fakat Lloris ikinci penaltının gol olmasına izin vermedi.