‘Ne demiş uçurumda açan çiçek Yurdumsun ey uçurum’
Cemal Süreya Herhangi bir hakkaniyetsiz tutumdan uzaklaşmak ve sıcağı sıcağına olayı yorumlamamak adına bu yazıyı yazmak için 2 hafta bekledim. Bu geçen süre zarfında hem olayın muhatabı olan mücadele arkadaşlarımı hem de yıllardır refahı ve mutluluğu için mücadele ettiğimiz Çubuk halkını gözlemleme şansım oldu. Ayrıca olay gününün öncesine dair yaşadıklarım ve sonradan gördüklerimle birlikte meseleye daha bütünlüklü bakma şansı yakaladım. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı ve linç girişimi Türkiye açısından kuşkusuz çok önemli bir olaydır ama olay anında fiziki ve manevi saldırıya maruz kalmam ve Çubuk ilçesine belediye başkan adayı olmam sebebiyle benim için bu olayın önemi iki kat daha fazladır. Duygu durumumu ifade ettiğim kısa girizgahın ardından olaya dair düşüncelerimi iletmeye geçebilirim. ÇUBUK’UN SİYASİ VE DEMOGRAFİK YAPISI Çubuk ilçesi Ankara’nın kuzeyinde, yaklaşık 100 bin nüfusu olan bir şehir. İlçeyi uzun yıllardır sağ partiler, kurulduğundan beridir de AKP yönetmektedir. Ağırlıklı bir sağ tutum kente hakimdir. CHP’nin buradaki oyu yüzde 10 ve parti en son 70’li yılların sonuna doğru belediyeyi aldı. Çubuk, şehir dışından yoğunluklu göç almış bir ilçe ve bu göçün genel çoğunluğu komşu İç Anadolu illerinden. İlçede 77 köy var ve bu köyler 4 kimlik üzerinden kümelenmekte. Bunlar ilçede Türkmen, Çıtak, Aşiret (Alevi) ve Ovalı olarak adlandırılmakta. Olayın yaşandığı Akkuzulu köyü Türkmen köylerindendir. Çubuk’un mevcut olarak en kalabalık köyüdür ve görece yerleşim olarak ilçeye yakındır. Köye dolmuş ile ulaşım imkanı olduğu için özellikle erkekler günün büyük bölümünü ilçe merkezinde geçirirler. Çubuk’ta 80 öncesinden başlayan güçlü bir tarikat örgütlenmesi bulunmakta. Özellikle Şabanözü ve Çubuk aksında 50’li yıllardan sonra varlık gösteren Kemal Pilavoğlu menşeli Ticani tarikatı örgütlenmesi geçmişe dönük en bilinen tarikat yapısıdır. Günümüzde ise çeşitli radikal İslamcı grupların ve terör örgütlerinin yapılanmak için bu muhafazakar ilçede bulunduklarını tespit ediyoruz. Hatta bu örgütlerin bazı köylerden insan kaynağı, maddi kaynak ve lojistik destek aldıkları iddiasıyla daha önce emniyet ekipleri çok kişiyi gözaltına almış ve tutuklamıştır. Halkın kutsal değerlerini istismar üzerinden rant devşirenler Çubuk’ta yıllarca etkin konumda yer aldılar. Geçmişte FETÖ’ye dönük destek de yadsınamaz boyuttaydı. Çubuk ilçesinde 2013 yılı sonuna değin dükkanına Zaman gazetesi girmeyen esnaf yok denecek kadar azdı. Eş zamanlı olarak IŞİD’e sempatizan toplayan gruplar da şehirde insanlar tarafından bilinmektedirler. Çubuk’ta sayısız kahvehanenin ve söylentiye göre 7 bini aşkın aileye yapılan sosyal yardım varlığının da önemli bir veri olduğunu düşünüyorum. Yoksulluğu sürdürülebilir ve yönetilmesi gereken bir durum olarak ortaya koyan yaklaşımı gözler önüne sermesi açısından tarım ilçesi olan ve yanı başında organize sanayi olan bir yerleşimde bu kadar insana yardım edilmesi ilginç bir veridir. Bu bir tür bağımlılaştırma ve körleştirme politikasıdır. SEÇİM DÖNEMİNDE ÇUBUK Seçim süreci ilçede MHP-AKP ittifakının ağırlığının bilincinde başladı. Bağımsız adayın yanı sıra geçmişte belediye başkanlığı yapmış Saadet adayı da vardı yarışta. Millet ittifakı ise ilkin ayrı iki adayla çıktığı yolda süreç içerisinde CHP’nin adayını çekmesiyle İYİ Parti adayı ilçenin emekli Müftüsü ile yola devam etti. Sonuç olarak Cumhur İttifakı hatırı sayılır bir farkla seçimi kazandı. Ama seçim süreci içerisinde esas olarak Ankara sonuçlarını etkilemek adına İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı da Çubuk’a geldi. Özellikle Cumhurbaşkanı 15 yıl sonra ilçeye geliyordu. Geldiğinde kesme-yapıştırma yöntemiyle hazırladıkları ve temelinde CHP ile terör örgütlerini yanyana getirme çabası taşıyan o bilinen videosunu akşam hava kararırken gerilim müziği fonuyla ilçe halkına izlettiler. O görüntülerin çok daha vahimlerinin olduğu kolajlar ve videolar iktidar cephesi aleyhine de pek ala yapılabilirdi. Ama ülkenin cumhurbaşkanı tercihini barış ortamında bir seçim sürecinden değil ‘Beka’ temalı ve gerilimli bir dilden yana yaptı. İlçedeki muhaliflere karşı kullanılan ‘terörist’, ‘bölücü’, ‘vatan haini’, ‘PKK’lı’ gibi etiketler tam da iktidarın ülke çapında geliştirdiği bu seçim sürecinde yaygınlaştı. Nitekim seçim yenilgisinin ardından AKP ve CHP teşkilatları arasına barikat ve polis önlemi alınmış, CHP binasına dönük saldırı (daha önce 2 kez oldu) ihtimali göz önünde bulundurulmuştu. Ankara seçimlerinin kaybedilmesi, fazlaca Büyükşehir çalışanının olduğu ve belediye temelli sosyal yardımların yoğun olduğu bölgelerde korku ve kızgınlığı tetiklemiştir kanaatindeyim. Seçimden 1 hafta önce İYİ Parti seçim aracının, saldırının gerçekleştiği Akkuzulu köyünde bir çocuğa çarpması ve çocuğun 1 hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etmesi gibi acı bir olayda seçim sürecinde yaşananlardandır. SÖYLEMEYE DİLİM VARMIYOR AMA KABAHATİN ÇOĞU… Çubuk ilçesi nüfusuna oranla en yüksek şehit veren ilçelerin başında gelir. 73 şehidin varlığı ilçede bu konuyla ilgili büyük bir hassasiyet yaratmaktadır. İşin açığı bütün Çubuklular nerede olursa olsun şehidin cenazesine katılmak arzusunda olur ve son görevini yerine getirmek ister. Kendisi de bir Güneydoğu gazisi olan CHP ilçe başkanımız Vural Çokcan bu konularda hepimiz gibi çok hassas bir insan. Şehidimizin olduğunu duyduğumuz gün CHP ilçe teşkilatı olarak hızlıca toplanıp aileye taziye ziyaretinde bulunduk. Acılı aile ve köylülerle üzüntülerimizi paylaşarak üzerimize düşen ne olursa yanlarında olduğumuzu ifade ederek ayrıldık. Ertesi gün cenazeye genel başkanımızın da katılacağının haberini aldık ve Genel Başkanımızın ilçemizin bu acılı gününde yanımızda olma gayret ve isteğinden mutluluk duyduk. Cenaze günü köy tahmin ettiğimiz üzere çok kalabalıktı. Sadece Çubuk merkezden değil Ankara’nın çeşitli ilçelerinden insanlar cenaze törenine katılmak için Akkuzulu köyüne gelmişlerdi. Köy yolu dar olduğundan sağlı sollu araç parklarıyla neredeyse araç geçişi imkansız hale gelmişti. Mansur Yavaş’ın geldiği esnada sanki birileri tarafından oraya yerleştirilmiş 5-10 köylü kadın ‘yuh’ diye bağırdılar ama minareden okunan Kur’an sesi bunu bastırdı. 5 dakika sonra alana gelen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu aracından iner inmez başlayan protestolar çok kısa bir süre sonra fiziki saldırıya, hemen ardından da linç girişimine dönecekti. Cenaze namazı için tabutun olduğu bölgeye yöneldiğimizde Genel Başkanın sol tarafında yaklaşık 20 genç bozkurt işareti yapıp hararetle slogan atıyorlardı. Hemen oraya gittim ve kendileriyle konuşmaya çalıştım ama birkaç orta yaşlı kişi gençleri ve insanları sürekli provoke ediyor, susmalarına izin vermiyorlardı. Olayın içindeki insanların birçoğu Akkuzulu köyünden ve Çubuk’tan tanıdığımız insanlardı. Normal şartlarda bırakın şehit cenazesine gelen tek lider olan Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırmayı şehit cenazesi vakarına uygun davranıp gelen konuğu ağırlardı da. Ama birileri sanki sessizce bir şeyler fısıldadı ve bir süre sonra fısıldayan ses bir bağırışa dönüşmüştü. Durdurulamayan, teskin edilemeyen ve sürekli artan bir tepki en sonunda 71 yaşında bir insanı öldürmeye niyetlendirecek kadar göz döndürmüştü. Kitle psikolojisinin de etkisiyle kalabalık, önce öfkeli hale daha sonra da durdurulamaz bir duruma getirilmişti. Taş, toprak, hayvan pisliği, yumruk, küfürler, ‘yakın’, ‘öldürün’ nidaları bedenimden daha çok zihnim ve ruhumda yaralar açtı. Renkli gözlü, kendine has üsluplarıyla komşum, arkadaşım, halkım olan insanların çoğunluğu bir anda tanınmayacak bir hale geldiler. Ne var ki aralarında sağduyu sahibi, galeyana getirilememiş insanlar da vardı. Birçok badireden de onların feraseti sayesinde kurtulduğumuzu biliyorum ve onlara teşekkür ediyorum. Kemal Bey’i eve aldıktan sonra boğazıma yapışan neredeyse 80 yaşında olan amcanın bana söylediklerini ve reva gördüklerini unutmayacağım. İlçem ve insanlarım adına kurduğum hayallerin neredeyse yıkılmasına sebebiyet verecek türden cahilce tavırları elbette not edeceğim. Ama Çubuk’un insanının büyük çoğunluğu kamildir ve gani gönüllüdür, bunu biliyor ve buna inanmak istiyorum. Çubuk’ta hala birileri sanki Çubuk insanına terörist denmiş gibi bu yarayı kaşıyor ve kendilerine politik rant devşiriyor. Şehit cenazesine katılmayı dahi siyasi bir meseleye indirgeyecek art niyetliler haricinde söylenmek istenen basittir. Yıllardır terör örgütlerinin bir türlü beceremediği şey, milli kaynaşmışlığımıza bu olayın verdiği zarardır bahsi geçen. Ve emin olunsun ki, vatansever ve mert olduğuna şahitlik ettiğim Çubuk halkı aynı zamanda böylesine hoyrat da değildir. Tarih her şeyi yerli yerine koyacaktır. İnsanlar olayları bir süre sonra daha farklı değerlendirip olması gereken yere koyarlar. Yine öyle olacaktır. Muktedirlerin seçim sürecinde benimsedikleri ve tutmadığı ortada olan, ayrıca birliğimize zarar veren dilin nelere mal olduğunu acı bir tecrübeyle görmüş olduk. Allah korudu diyorum. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ve ülkemize geçmiş olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in böyle zamanlar için söylediği şu hadisi önemlidir: Fitne zamanı koşuyorsan yürü, yürüyorsan dur, duruyorsan otur, oturuyorsan uzan. SONUÇ OLARAK Bir Çubuklu ve CHP’li olarak yaşadığım buhranı tarif etmekte güçlük çekiyorum. Gadrine uğradığımız insanların sokakta karşılaşıp selamlaştıklarımız, alışveriş edip söyleştiklerimiz, gülümseyip dertleştiklerimiz olması büyük bir iz bıraktı. Telafi edeceğimize olan inancım tamdır. Şahsımın ve tüm teşkilatımızın bu konudaki tavrı nettir. Art niyetliler hariç herkese hiçbir ayrım gözetmeden elimiz uzanır, kollarımız açılır. Çubuk bu tarz olaylarla değil, dostlukla, kardeşlikle, üretim ve hakça üleşimle anılacak. Bu vesileyle bir yerin tamamın töhmet altında bırakmanın yanlışlığının altını bir kez daha çizerken özellikle sosyal medyadaki Çubuk insanını rencide eden paylaşımlardan duyduğum rahatsızlığı bir kez daha ifade etmek istiyorum.Popüler Haberler
Milli Piyango sonuçları açıklandı
'Sarallar' operasyonu: Nadir Metal'in CEO'su Burak Yakın ile 'ünlülerin kebapçısı' Fikret Aydoğdu tutuklandı
Kabine kulisi: 'Yeri sağlam' görülen ve 'gidici' gözüyle bakılan isimler
İstanbul'da üç eğlence merkezi kalıcı olarak kapandı
4 günde ikinci intihar: Marmaray'da bir kişi raylara atlayarak yaşamına son verdi
CHP'li İnan Akgün Alp, kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi