Demokrasi ve laiklik için oy vereceğiz, ya da tek adam rejiminin sürüklediği baskıcı, dinci sistemde adım adım Talibanlaşacağız, bu bir başkan ve milletvekili seçimi değil, REFERANDUM! Hepimizin aklında fikrinde iki konu var: seçim ve geçim. Biri diğerine bağlı. Pahalılık Erdoğan’ın eseri dediğiniz zaman göz altına alınıyorsanız, geçim için bir an önce seçim. Ama seçimde doğru tercih. Kimi seçeceksiniz, ya da kime oy vereceksiniz sorusu yanlış. Bizim bu seçimde yapacağımız seçim, KİMİ SEÇMEYECEĞİMİZ! Negatif oy. Bay Kemal’e bayılmayabilirsiniz. Ama Finlandiya’da yaşamıyorsunuz. Ne de Yeni Zelanda’da. Vereceğimiz oyla bir siyasi partiyi değil, bir siyasi rejimi seçeceğiz: çok parlak olmasa da demokrasi vaadi, ya da din istismarı bazlı faşist devlet! Ne özgürlük ne de yaşam hakkı. Bu günleri bile ararız. Demokrasi ve laiklik için oy vereceğiz, ya da tek adam rejiminin sürüklediği baskıcı, dinci sistemde adım adım Talibanlaşacağız, bu bir başkan ve milletvekili seçimi değil, REFERANDUM! SİYASİ MÜHENDİSLİK İşte biz bunun için oy vermeye hazırlanırken iktidarın da eli armut toplamadı elbet. Seçim sistemini kendilerine göre dizayn ettiler, siyasi mühendislik yaparak, hangi illerde kaç aday çıkarabileceklerine göre bir sistem yaptılar. Milletvekili çoğunluğuyla kabul ettirdiler. Oyunu bozmak için aynı sistemi kullanmak gerekiyor. Aday listelerinin verilmesine iki gün kalmışken bunun için çok dikkat şart. Hiç kuşkusuz parti kurmayları da bunları çok iyi biliyor ama bazen siyasi hırslar aklın önüne geçebiliyor. Örneğin, bazı illerde İYİ Parti ve CHP’nin ortak liste yapması şart. Oysa İYİ Parti seçime tek başına gireceği kararını aldı. Yeni anayasaya göre meclis çoğunluğunu ele geçiremezseniz cumhurbaşkanlığı kararnameleri reddedilebiliyor. Oysa bu seçim sonrası bu sistem çok işe yarayacak; Bay Kemal gece gündüz kararname çıkaracak. Yapılan bütün yanlışları giderme şansı var kolayca. Parlamenter sisteme geçmeden önce şimdiki hukuk ve bürokrasi yokluğundan yararlanmak gerek. Yaz imzala, uygula! Onlar öyle yaptı. Geriye döndürmek için öyle yapmak şart, yoksa 20 yıl yetmez revizyona. Ama bunun için Meclis çoğunluğu da şart. MHP’nin ayrı listeyle girmesi ve listesini teslim etmesi büyük şans. Ama yetmez. Listeler 9 Nisan’da verilecek. Hele Anayasayı değiştirmek yani hedeflenen parlamenter sisteme geçmek için 400 ya da 360 milletvekili sayısı bulunması gerekiyor ki bence ilk seçime kadar buna çok da gerek yok! Önce yeniden yapılanma. Yine de mecliste kuvvetli çoğunluk için CHP + İyi Parti listeleri bazı illerde şart!
Ortak listeler ortak kurtuluşumuz olacak. Kişisel hırslarımız bizi büyük mağlubiyetlere götürecek. Son pişmanlık fayda etmeyecek. Bakın sizden listelerde kadınlar için yer istedik.
İNCE VAZGEÇEMEZ Cumhurbaşkanı seçimi için de Cumhur İttifakı, görünen o ki İnce’yi kullanıyor. Zaafları olanları kullanmak kolaydır. İnce kötü bir insan değil, ama egosu şişik ve kırık. Erdoğan bunu kullanarak onu adaylığa ikna etti. Amacı seçimi ikinci tura bırakmak. İkinci tur ihtimali ürkütücü, iki seçim arası neler olabileceği konusunda 7 Haziran ve 1 Kasım deneyimlerimizi unutmadık. İkinci şansımız yoktur. Ama İnce’nin de çekilme ihtimali yok, “Adam izin vermez!” Yüreğimiz ağzımızda, ülkemizde demokrasi içinde yaşayabilecek miyiz, yoksa biz de mi göçmen kuş olacağız? Siyasi parti kurmaylarına sesleniyoruz: bölünmeyin, birleşin! Buna üçüncü ittifak da dahil. Ortak listeler ortak kurtuluşumuz olacak. Kişisel hırslarımız bizi büyük mağlubiyetlere götürecek. Son pişmanlık fayda etmeyecek. Bakın sizden listelerde kadınlar için yer istedik. Dükkân senin ama mümkün değil der gibisiniz, BİRLEŞİN diyoruz, yoksa hep beraber yanarız! Dükkân da bizim, vatan da bizim, oy da bizim!