Esas ilginç olan TCMB tahmininin ENAG, İTO, AA ve diğerlerine göre en başarısız tahmin oluşudur. Diğer bir deyişle, işi enflasyonla mücadele olan TCMB, enflasyonu tahmin edebilmekte başarısızdır. Bu kabul edilebilir mi?
Gerçekten olur mu hiç?
Ülkemizde enflasyonla mücadele etmek için görevlendirilmiş bir kurum var. Adı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB). Hatırlatmakta fayda gördüğüm için ismini açıkça yazdım. Hadi uygulamada pek öyle olmasa da, ortada hala geçerli olan bir yasa var. TCMB’nin asli işi Türk parasının istikrarını korumak. Yani nakit istikrarı sağlamak.
TCMB’nin 1931 yılında kuruluşuna götüren amaç TL’deki nakit istikrarını sağlamaktı. Bunun için milli bir bankanın kurulmasına ihtiyaç doğmuştu. Büyük mücadeleler sonunda, pek de sermayesi olmadan, sağdan soldan toplanan paralarla, değerli madenlerle böyle bir banka kuruldu.
Cumhuriyetin kurduğu bir bankadır yanlış anlaşılmasın. Osmanlı İmparatorluğu’nda böyle bir banka yoktu. Ama onun görevi yabancı bir bankaya (Osmanlı Bankası) ve Galata’daki birkaç bankere ihale edilmişti. Bu yüzden, Milli bir banka olarak TCMB’nin kuruluşu ekonomi tarihimiz bakımından önemlidir. Ben sadece tekrar hatırlatmak istedim.
TCMB’nin görevi, bugün kamuoyunda anlaşıldığı gibi ayda bir kez toplanıp, faizleri belirlemek değildir. Faiz TCMB’nin nakit istikrarını sağlamak için kullandığı bir araçtır sadece. Amaç her daim “
milli” paramız olan Türk Lirasının istikrarını ve itibarını korumaktır. Unutmuş olanlara bunu da hatırlatalım.
TL’nin istikrarını ve değerini korumak TCMB’nin görevidir. Ne Saray, ne de Saray’daki birkaç iktisatçının işidir bu. Bu sorunun muhatabı doğrudan Sayın Kavcıoğlu’dur.
TL istikrarını ve değerini korumak TCMB’nin görevidir. Ne Saray, ne de Saray’daki birkaç iktisatçının işidir bu. Bu sorunun muhatabı doğrudan Sayın Kavcıoğlu’dur.
Enflasyonun yüzde 80’lere varmış bir ekonomide, Merkez Bankası’nın itibarından ve “
milli” paranın istikrarından bahsedebilmek mümkün değildir. Bu itibarı TCMB tesis etmek zorundadır. Bu konuda hesap vermesi gereken de odur.
Haziran enflasyonu açıklandı ve herkesin beklediği şekilde yine yüksek çıktı. Oysa bir önceki ay çıkan yüzde 3’lük enflasyon umutlandırmıştı bizi. Haziran da ise, enflasyon yüzde 4,95, yani yüzde 5 oldu.
Kamuoyu bu boyutta bir artış bekliyor muydu?
Bu konuda birkaç tane öncül göstergemiz var. Zaman zaman paylaşıyorum. Grafik 1’de TÜİK enflasyonu açıklandıktan sonraki tüm tahminleri derleyip, grafiğimi güncelledim. Grafik 1’e bakıldığında, TCMB ve İTO enflasyonu bu ay için yüzde 4’lük bir enflasyon tahmin ediyormuş. Anadolu Ajansı’nın beklentisi ise, nedendir anlamadım ama bu ay çok düşük kalmış. Yüzde 1,5’luk bir artış tahmin etmişler.
Grafik 1’de de görüldüğü gibi bu ay TÜİK rakamı ENAG tahmininden düşük olmasına rağmen, onunla aynı yönde hareket etmiş. Yani eğilimleri itibariyle birbirlerini teyit etmişler.
Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim bu değil. Her ay takip ettiğim enflasyon tahminlerinin performanslarını karşılaştırmak isterim. Tüm bu verilerin bir bütün olarak mevcut olduğu dönem 2021’in birinci ayından sonraki dönemdir. Bunda ENAG verilerinin bu tarihten itibaren kamuoyuna sunulmuş olmasının rolü var.
Asıl dikkat çekmek istediği husus, bu tahminlerin performansları. Dahası TCMB gibi, asli görevi enflasyonla mücadele olan bir kurumun göstermiş olduğu öngörü performansına dikkat çekmek isterim.
Bunun için her bir kurumun tahmin ettiği enflasyon oranını o ayın gerçekleşmiş olan TÜİK enflasyonu ile farklarının karesi alınabilir. Yani tahminlerin TÜİK enflasyonundan sapmaları hesaplanmış olur. Ardından her bir ay için hesaplanan bu değerlerin toplamı alınarak tahminlerin performansları birbirleriyle karşılaştırılabilir. Bu iktisatçı ve ekonometriyle uğraşanların yakından bildikleri bir yöntemdir. Hesapladığımız bu değerler Grafik 2’de gösterilmektedir.
Uzun süredir enflasyonla mücadeleyi bir tarafa bırakmış olan merkez bankamız, enflasyonu tahmin edebilmek bakımından da ekonomi ile bağlarını zayıflatmış. Bu banka ne ülke, ne de dünya ekonomisindeki gelişmeleri isabetli değerlendiremez.
Hesaplamaya göre Anadolu Ajansı’nın yapmış olduğu tahminlerin diğerlerine göre daha başarılı olduğu, yani TÜİK enflasyonundan daha düşük sapma gösterdiği söylenebilir. Ama bu hesaplamaya göre ilginç olan ise, TCMB’nin tahmininin diğerlerine göre en başarısız tahmin oluşudur. Diğer bir deyişle, işi enflasyonla mücadele olan TCMB, enflasyonu tahmin edebilmekte başarısızdır.
Bu kabul edilebilir mi?
Bana bu işin tabiatına aykırı bir durum olarak görünüyor. Elbette kabul edilebilir değil.
Buradan da anlaşıldığı gibi, uzun süredir enflasyonla mücadeleyi bir tarafa bırakmış olan merkez bankamız, enflasyonu tahmin edebilmek bakımından da ekonomi ile bağlarını zayıflatmış görünmektedir. Böyle tahminlerde bulunan bir banka ne ülke ekonomisindeki gelişmeleri, ne de dünya ekonomisindekileri isabetli bir şekilde değerlendiremez. Bir kurum olarak güvenilirliği şüpheli hale gelir.
Öte yandan ekonomideki gelişmeleri gözlemleyebilmekte zaaf içinde olan bir merkez bankasının enflasyona karşı ciddi bir mücadele yürütmesi ise hiç beklenemez. Bu aynı zamanda kurumsal kapasitede yaşanan bozulmanın göstergesidir.