Biz buna laiklik diyoruz
Politikyol
Aleviler ayrıcalık istemiyor; herkesin kamusal hizmetler karşısında eşit olmasını istiyor. Talepleri kabul edilmelidir. Daha da önemlisi, her inanca eşit mesafede durabilen bir kamu yönetimi oluşturulmalıdır.
Önümüz seçim; her şey normal seyrederse genel seçimin en geç Haziran 2023’te ve hatta 2022 bitmeden yapılması bekleniyor.
Ülkenin seçim sathı mailine girmesiyle iktidarın Alevileri keşfetmesi paralellik oluşturuyor. Şöyle de denebilir iktidar durup dururken Aleviperver bir tutum takınmışsa anlamak gerekiyor ki seçimler kapıda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, önceden belirlenen davetliler ile birlikte Hüseyin Gazi Dergahı’nı ziyaret etmesine de böyle bakmak gerekiyor.
Bu ülkenin eşit yurttaşı olmak için çırpınıp duran Alevilerin, yalnızca yerel yahut genel seçimlerin arifesinde hatırlanıyor olması, size de hem tuhaf hem de incitici gelmiyor mu?
Her yurttaşına karşı eşit refleksler göstermesi gereken kamu yönetiminin yurttaşlarının bir bölümünü ötekileştirmesinin yol açtığı ayrımcılık ve görmezden gelme hali içimizi acıtıyor ama önce sürecin neden tuhaf olduğuna değinelim.
AKIL VE EDEP KİMDEYSE…
Alt başlığı, “Arap Kültüründe Siyasi Stratejiler” olan ve Menekşe Tokyay’ın dilimize kazandırdığı Hileler Kitabında, “Aklın nitelikleri”nin irdelendiği birinci bölümde şöyle bir ibare bulunuyor:
"Akıllı olmak, diğer insanların varlığını göz önünde bulundurmakla başlar."
Aynı kitapta, bu görüşü tahkim eden bir de rivayet anlatılıyor.
Rivayete göre Cebrail, Âdem Peygamberin kapısını çalıp, ona şöyle demiş:
"Ey Âdem, sana bahşedilmek üzere gönderilen akıl, edep ve dindarlıktan birini seçme hakkın var. Hangisini seçersen, diğer ikisinden vazgeçmek zorunda olduğunu bilmelisin."
Adem de tercihini akıldan yana yapmış
Bunun üzerine Cebrail, edep ve dindarlığa demiş ki, “Âdem aklı seçtiğine göre siz gidebilirsiniz”.
Rivayet o ki edep ve dindarlık, Cebrail’e, “bize akıl neredeyse siz de orada olacaksınız denildi” karşılığını verip aklın ayrılmaz parçaları olduğunu göstermişler.
Dindarlık, doğrudan inanç alanıyla ilgilidir ve her bir yurttaşın neye inanıp inanmadığını sorgulamak, devlet dahil hiçbir kurumun görev alanına girmez. Devlet, yurttaşlarına karşı eşit hizmet üretmekle mükelleftir ve bu mükellefiyeti kamu görevlileri aracılığıyla yerine getirir.
Kamu yöneticisinde bulunması gereken iki temel özellik ise akıl ve edeptir. Adını andığım kitapta dile getirildiği üzere “Akıl ve edep, birbirinden hiç ayrılmayan iki kız kardeş gibidir. İçlerinden birisi ortadan kaybolduğunda, diğerinin de izine rastlanmaz."
Malum, yası matem günlerinden geçiyoruz.
Böyle zamanlarda, hele hele önümüz seçimse muktedirlerin en sık başvurdukları yöntemlerin baında Alevi dergahlarını ziyaret etmek ve "Alevilik, Ali'yi sevmekse en büyük Alevi benim" demek geliyor.
Alevilik, “Ali’yi sevmektir” ama bu “sevgi”, “kuru kuruya kurbanın olayım” anlamına gelmez. Alevilik, bir yoldur. Yolun kuralları vardır.
“ADEM MANAYA DERLER”
Neden mi?
Bakın Aleviler açısından yedi ulu ozandan biri kabul edilen Kaygusuz Abdal ne demiş:
“Bu Adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Surat ile kaş değil.”
Yani Alevilik bir manadır. O manayı anlamak için insanın önce eline, diline, beline hakim olması gerekir. Bu üç sözcük birden Alevi erkanının, edebinin ve aklının özetidir.
Demek ki Hz. Ali’yi sevmek, Ali’yi anlamakla doğrudan ilintili bir duygudur. Üstelik mesele, zahirde gördüğümüz Ali’yi sevip sevmemekle sınırlı da değil; Ali ile bütünleşen batını da kapsar.
Bunun aksi, böbürlenmektir ve Anadolu kültüründe bu tarz böbürlenmenin adı "hamlık"tır.
Yası Matem atfedilen, Hüseyin bir simgedir.
Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı insan olmanın, insan kalmanın ve insana dair ne varsa yaşatmanın simgesi!
Kötülüğü, bencilliği, ihtirası ve iktidar düşkünlüğünü temsil eden Yezid de bir simgedir.
Zamana ve zemine bağlı olarak isimler değişebilir ama dünya iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, diğerkamlıkla bencilliğin arasındaki bitmez tükenmez mücadelenin etrafında döner.
Hatayi, bu durumu şöyle özetler:
“Müminlik bahsin edenin,
Hırs-u nefsi ölü gerek.
Hak sıfatın gözleyenin,
Kıldan ince yolu gerek.”
Katledildiği 680 yılından beri, Müslümanların yaşadığı pek çok coğrafyada Hüseyin’in anıldığını biliyoruz; bu anılma, Anadolu'da matem halini alır; biz buna “Yası Matem” deriz.
Matem zamanı, kendi içine kapanır Aleviler; zira Yası Matem, aynı zamanda bir iç hesaplaşmanın yaşandığı zamandır.
Bu süre boyunca Aleviler, bir yandan Hüseyin’e yapılan haksızlığa karşı iç isyanlarını dile getirirken; diğer yandan Yezid üzerinden dünya malına olan tamahı, iktidara olan düşkünlüğü sorgular ve lanetlerler.
Matem, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı bir duruş olduğu gibi insanlığın kardeşçe yaşamasının mümkün olduğunu hatırlatmaktır.
Türkiye'de öyle mi?
DERGAHLAR HERKESE AÇIK AMA…
Ne yazık ki mevcut iktidar, Yası Matem dâhil her şeyi Alevilerin zihnini bulandırmak için kullanıyor. 20 yıllık pratikleri gösteriyor ki matem bittiği gün eski kodlarına geri döndükleri gibi Alevileri, kamusal alanda görünmez kılmak için her yola başvurduklarını da biliyoruz.
Bu yöntemin Alevileri incittiği açıktır.
Aleviler, ayrıcalık istemiyor; herkesin kamusal hizmetler karşısında eşit olmasını istiyor.
Talepleri var.
O taleplerin başında da Cemevlerinin statüsünün tanınması geliyor.
Kamusal yönetim, inanç alanını belirleyemez ama her inancın kendisini ifade edebilmesinin zeminini oluşturabilir; bu zemini sağlamlaştırmanın güvencesi olur..
Bu çerçevede söylemek gerekir ki Alevilerin Cemevi ve diğer talepleri, tartışmasız kabul edilmelidir.
Daha da önemlisi, Sünni - Alevi herkese, her inanca eşit mesafede durabilen bir kamu yönetimi oluşturulmalıdır.
Biz buna laiklik diyoruz.
Laikliği ilkesel olarak kabul eden bir kamu yönetimi gerçekleştikten sonra bütün dergahlar ziyaret edilebilir. Herhangi bir dergahın kapısının, hiç kimse için kapatılması kabul edilemez ama hepimiz biliriz ki ziyaret edilecek yerin iradesini oluşturan toplumun rızası da şarttır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Otopsi raporu ortaya çıktı: Rojin'in ölüm nedeni belli oldu