- Aşkın uzlaşma
- Libidinal Zihin
Ego, bu noktada her zaman bilinçli bir gösteri maskesine yeniktir. Daha çok “rekabet” alanlarında yüzleşiriz.Çoğu zaman, algılarımızı yerinden oynatan düşüncelere alışamayız ya da keskin cümlelerle karşı çıkarız. Ancak “gri” alanları anlamamız için, “aşkın uzlaşma ve libidinal zihnin”, aşkın, sevginin, gücün, hazzın pek çok karışık alanların, “bilincin akışında” başladığını unutmamak gerekir. Freud, “libido kuramını”, cinsel uyarılma alanındaki değişkenleri ölçmek için kurmuştu. Libidonun enerjisini, bütün diğer enerjilerden ayırmak gerekir ki, burada, “organizmanın daha özgün bir yanı vardır, “bilincin akışında ve cinsel süreçlerin”, “özel bir kimyası” olduğunu hatırlamamızı sağlar. Yani, libido burada geçirgen ve sönmeye yatkın mıdır? Erich Fromm, buradaki protestoya varan alımın yerine “sevgiyi ve şefkati” konumlandırmıştı. Ancak, tartışmalar bununla sınırlı değil elbette. Tamamlayıcı durumlar ve özgün tasarılar vardır: “Kolaycılık ve doygunluk” duygusu gibisi. Attila İlhan’ın “Üçüncü Şahsın” şiirini hatırlamak gerekir:
“gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka\'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım”
Üçüncü şahıs, “gözlerim gözlerime değince” diyor. Bu noktada, duygusallığın dışlandığı bir cinsellik pek de mümkün görünmüyor.Enerji, bu noktada “gözlerde hayat” bulur. Merak edilen, keşfedilmeyi bekleyen, “aşkın bir uzlaşma ve libidinal zihin” alanıdır. Nostalji ile erotizmin, sahip olmayla hazzın, bilincin akışında başladığı bir uzlaşma alanıdır. Üçüncü şahıs, “gözlerim gözlerime değince” diyor. Bu noktada, duygusallığın dışlandığı bir cinsellik pek de mümkün görünmüyor. Phillips’in ifade ettiği üzere, “erotik olan hayat, politiktir”. Tüm uzlaşma alanlarından farklı ve özgün haliyle, Aşkın bir uzlaşma alanıdır. --- KAYNAKÇA Adam Phillips, “Tekeşlilik” Jean Paul Sartre “Ego’nun Aşkınlığı”