CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkan Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan dün yaklaşık 5,5 saat süre ile bir araya geldi. Kamuoyunda “liderler zirvesi” olarak adlandırılan bu buluşmadan sonra yapılan ortak açıklamayı nasıl okumalıyız? Satır aralarında hangi mesajlar gizli? Öncelikle şunu belirtelim ki yapılan yazılı açıklamadan Davutoğlu ve Babacan’ın ittifaka “dahil oldukları” yorumunu çıkarabiliriz. Açıklamada “millet ittifakına” hiç değinilmemesi, seçim sonrası yol haritası ve işbirliğine vurgu yapılması iki liderin daha önce kamuoyuna da açıkladıkları taleplerin karşılandığını gösteriyor. Ayrıca Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vurgusunun birden fazla yerde kullanılması da bir işaret. “Uzlaşarak ve birlikte… Demokratik siyaset” ve “çoğulculuk” kelimelerinin de altı çizilmeli. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek ortak ve öncelikli hedefimizdir. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sürecin nasıl işleyeceğinin ve bu süreçte ülkemizin nasıl yönetileceğinin yapıcı bir şekilde planlanması gerekmektedir…” cümlelerinin de Gelecek ve DEVA partilerinin talebi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Açıklamadaki “…geçiş sürecinin yol haritası…” ifadesi de DEVA Partisi’nin önerisiydi. İKİNCİ BULUŞMA 28 ŞUBAT’TA Liderin, ikici kez buluşmak için postmodern darbe olarak nitelenen ve “bin yıl” süreceği ilan edilen 28 Şubat’tı seçmeleri de manidar. Bu kararın toplumun çeşitli kesimleriyle “helalleşme “ ve “her türlü vesayete meydan okuma” amacıyla alındığı değerlendirildi. “Demokrasiye balans” ayarı denilen 28 Şubat sürecinden liderler zirvesine katılan 5 liderin etkilendiğini de hatırlatmamız lazım. Bu arada Bülent Arınç TBMM Başkanı sıfatıyla, Anayasa değişikliği kanununu Meclise bir kez daha görüşülmesi için iade eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezere’e “demokrasilerde balans ayarını millet yapar” cevabını vermişti. Liderlerin ortak açıklamasında dikkat çeken bir başka ifade ise “…güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlığı içindeyiz…” Bu tümcedeki “adil bir sistem” kelimeleri ile Saadet Partisi’nin yıllardır savunduğu “adil düzen” ilkesine yer verildiğini söylemek yanlış olmaz. YOLSUZLUKLA MÜCADELE VURGUSU Açıklamada yer alan “Öte yandan hedefimiz; kamu yönetiminde şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlanması, yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi, Siyasi Etik Kanunu ile siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmamasının garanti altına alınmasıdır” ifadesi de dikkat çekici. Yolsuzluk konusunda “hesap sormak” yerine “etkin mücadele” kavramının kullanılmasıyla devr-i sabık yaratılmayacağı mesajının verilmesi amaçlanmış. “Siyasi Etik Kanunu ile siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmamasını garanti altına alınacağı” ibaresi de oldukça ilginç doğrusu.