Yazının başlığındaki YIKIMCI alıntıdır. Geçen gün Altındağ’da Bentderesi'ni geçtikten sonra karşı tarafta kalan çalışkanlar mahallesinde bir gece kondu duvarında YIKIMCI yazıyordu. Altında iletişim bilgileri de vardı. Ankara’da adından çok söz ettiren efsane hikayelerin anlatıldığı bu ilçenin bugünü suç örgütü lideri Peker’in siyasetçilerin ve kimi sermaye gruplarının uyuşturucu ticareti ilişkisinde küçük bir yer kaplasa da, iktidarların bu ilçeye 12 Eylül sonrası müdahalelerinde önemli sonuçları olmuştur. Altındağ köyden kente göçün başladığı zamanlarda, şehrin kalifiye gerektirmeyen işgücünü karşılamıştır. Yerleşim yerleri de köydekileri andıran müstakil gecekondular olmuştur. Gecekonduların oluşturduğu mahallerde aynı köyden göç edenlerin beklendiği yerlerde komşuluk ve akraba ilişkileri devam etmiştir. Bu emekçi mahalleler Türkiye’de esen sol rüzgârın etkisindeyken gençlerin cesareti ve atılganlığı, siyasetle ilişkileri, ilçenin başka yerleşimlerdeki anılışındaki değişikliğe sebebiyet veriyordu. Gecekondu mahalleri solcu mahallelerdi. Gençlerin mahallenin köşe başlarında ettikleri sohbetlerde memleketin geleceği tartışılırken mahallerinde istemedikleri sağcılar, bugün Türkiye’de isim yapmış çete liderleri, bakan koltuklarında oturanlar işte istenmeyen sağcılardır. Uzunca zamandır, bu mahalleler adından köşe başlarındaki torbacılık yapan gençleriyle söz ettiriyor. Uyuşturucu ticaretinin saç ayaklarını oluşturan bu çekirdek yapılar kendiliğinden oluşmadı. Sağ iktidarlar hızla mahallelere cemaatleri, uyuşturucu satıcılarını, ülkü ocaklarıyla beraber çeteleri soktu. Yetiştirmek istedikleri gençliğin inşa etmek istedikleri emekçilerin yolları buradan geçerse sömürülerine ses çıkarmayan hatta çanak tutan greve çıkan işçilere saldıran patronların hizmetinde yer alan bindirilmiş kıtalarını oluşturmaya çalıştılar. Yetiştirdikleri toplam Susurluk'ta Abdullah Çatlı'ya ağıtlar yakarken, Fethullah Gülen'e methiyeler dizdi. Ortak iddiaları vatanseverlikleriydi. Erdoğan yarattıkları bu toplamın son yıldızıydı. Din, Ticaret, Mafya ilişkisini Cumhuriyet düşmanlığında birleştirip son darbeyi vurdu. Kendi iktidarları döneminde sermaye sınıfıyla kurduğu ilişki sağ siyasetin ideolojik programıyla uyumlu üstüne koyan hep verimkâr bununla birlikte uzun soluklu bir iktidarla karşı karşıyayız. AKP ve Erdoğan’ın bu uzunca iktidar döneminde kendi partisinden önemli isimleri arkasında bıraktığı daha doğrusu tasfiye ettiği bu konuda da başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İttifak kurduğu iktidarı paylaştığı Gülen cemaatini bile gerisinde bıraktı. Buradan iktidarı paylaştığı başka cemaatleri yanına aldığı gerçeğini de unutmamak gerekli. Erdoğan kendi partisinde kendisine rakip gördüğü güçlü figürlerle hesaplaştığı bunu da karşı tarafa kabul ettirdiği dönemler oldu. Küskünlükler, ayrışmalar yaşansa da davalarında birlikte yola çıktıkları birçok isim Erdoğan’a karşı havlu atmış durumda. Erdoğan’ın Soylu hakkındaki sessizliği çünkü çokta hayra alamet bir durum değildir. Erdoğan kendi söylediğinde haritadan bakıp bulacağımız bir köyün muhtarının yaptığı çeşmeye kadar karışan ve konuşan bir isim olduğu için şaşkınlığa neden oluyor. AKP’de kaynayan kazanda pişen isme yoksa Erdoğan kendisine rakip gördüğü için yemek olmasına göz mü yumacak? İktidar bloğundaki isimler arasındaki kavgada öne çıkan rüşvet, uyuşturucu, hırsızlık gibi konular Sedat Reis açıklamasaydı da bilmediğimiz şeyler olmayacaktı. Sağ siyasetin doğasında bunlar vardır. Sağ siyasetin beslendiği toplumsal destek bulduğu alanlar yazımınızın başlarına dönersek Altındağ gibi emekçi ilçeler olmuştur. Sağcılar ve patronlar Cemaatlerle, uyuşturucu ile çetelerle bu ilçenin toplumsal yapısına müdahale etmiştir. Sağ partilerin desteklenmesi karşılığında devletin sunduğu hizmet ise kentsel dönüşümler olmuş bu ilçenin gecekondu mahallerine on beş yirmi katlı binaların yanı sıra yine aynı sayılarda TOKİ'ler yapılıp bu emekçi insanlar bir ömür boyu borçlandırılıp ev sahibi yapılmıştır. Gece kondu duvarlarına solcuların yazdığı bu düzen değişmeli yazıları gitmiş yerine kalan gecekonduların duvarlarında yıkımcı yazmaktadır. Onlarda kalan gecekonduları yıkıp üç beş bir şey kazanmanın derdindedir. Yalnız bu ilçede sabırlı, mücadeleci solcular hala var. AKP’yi var eden Uyuşturucusuna, çetecisine, patronuna, cemaatlerine hepsine birden mücadele yürüten duvarında da semt evi yazan yerin içindeki insanlarda yıkımcılık yapmaktadır. Üç beş kazanayım diye değil, yep yeni bir dünya kurmak için yıkıcılar. Onların yen. Kurdukları dünyasında yer almayacaklar arasında, botokslu çete liderinin yanı sıra beyaz gömlek giyip temiz siyasetten bahseden, Kızılay'da bombalar patladığında oylarımız artıyor diyen Davutoğlu'na, Ülkede adalet yok diyerek HSK üyelerini iktidarla belirleyen, anlaşan muhalefet partilerine, Türkiye’yi NATO'ya sokmak için Kore'ye asker gönderen Menderesin ruhuna El Fatiha okuyan büyükşehir belediye başkanına kısacası onların yeni Dünyaların da eskilerden hiçbir kırıntı kalmayacak.