Son iki aydır altı parti arasında görüş farklılığının derinleşmesi ve tartışmaların doğal rekabetin çok ötesine geçmesi; liderlerin ve yöneticilerinin arasında iç güvenin hala sağlanamamış olduğunu gösteriyor. Adaylık tartışmalarındaki üslup sorunları, güven sorununu görünür kıldı. Türkiye’nin sorunları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Çözümsüzlük siyaseti ve belirsizlikler, toplumsal yaşamı felç etmenin eşiğine dayanmış durumda. Siyaset sorunları çözme becerisi gösteremediğinde, ister istemez sorunların parçası konumuna sürüklenir. İnsanların umut ve güveni yok edilmiş olur. Bu durum bir ülke için yıkıma giden yoldur. İktidar partisi ve ortağı, ülke sorunlarının çözümünün önünde bir tıkaç görevi görüyorlar. 2023 seçimlerinden sonra, sorunların demokratik çözüm yolunu açabilecek siyasal bir özne muhalefet saflarından çıkabilir. Ama muhalefetin de bu konuda başarı göstereceği çok kuşkulu. Altılı Masa, 14 Kasım 2022 pazartesi günü ikinci turun ikinci kritik toplantısını DEVA Partisi’nin ev sahipliğinde yapacak. Altılı Masa bu kez toplantıdan geniş muhalif kesimlerin demokratik beklentilerine cevap veren bir şekilde, 2023 seçimlerinin gerektirdiği kararlarla çıkmak zorunda.  Aksi halde seçim kampanyasını başlatan ve son bir aydır anketlerin ibresinin önde gösterdiği Cumhur İttifakı’nı yakalaması oldukça zor görünüyor.
Altılı Masa’nın belirsizlikleri netleştirmesi, aralarındaki ‘anlamsız çekişmeyi’ sonlandırması, başta HDP’nin öncülük ettiği ittifakı olmak üzere tüm toplumsal muhalefetin hareketlenmesini sağlayacaktır.
Altılı Masa’nın belirsizlikleri netleştirmesi, aralarındaki ‘anlamsız çekişmeyi’ sonlandırması ve yol haritasını belirlemesi; başta HDP’nin öncülük ettiği Emek ve Özgürlük İttifakı olmak üzere tüm toplumsal muhalefetin eylemsizlik görüntüsünden çıkmasını ve hareketlenmesini sağlayacaktır. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının arifesinde, muhalefetin sorunlarının çözüm yoluna girebilmesi, Altılı Masa’nın bu toplantısından çıkacak kararlara doğrudan bağlantılıdır. Bunların başında Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişin demokratik programı gelmekte. Buna bağlı olarak, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefetin kazanmasının tek yolu olan geniş, çoğulcu birlikteliği sağlamanın kanalını belirlemelidir. Açık ki Altılı Masa kendi iç ilişkilerini düzenlerken, aynı anda HDP ve Kürt seçmen ile arasındaki ilişkileri de onarmayı başarmalı, bunun yolunu bulmalıdır. Bu konulardaki belirsizlikler ve hatalı yaklaşımlar geniş muhalefet saflarında güvensizliği körüklüyor ve güçlendiriyor. Kritik Altılı Masa toplantısı öncesi, güven noktası üzerinde durmak istiyorum. Son iki aydır Altılı Masa partileri arasında görüş farklılığının derinleşmesi ve tartışmaların doğal rekabetin çok ötesine geçmesi; Altılı Masa liderlerinin ve yöneticilerinin arasında iç güvenin hala sağlanamamış olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarındaki sert üslup, tarz ve çeşitli sorunlar, güven sorununu görünür kıldı. İyi Parti lideri Meral Akşener’in, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine sarf ettiği ‘Altılı Masa noter değildir’ sözleri bunun iyi örneklerinden biridir. Ortaklaşmak zorunda oldukları en önemli konuya ilişkin aralarında derin görüş farklılığı olduğu ortada. Meral Akşener’in Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın Altılı Masa’da yer alma isteğine, diğer partilerin liderleriyle istişare etmeden olumlu yanıt vermesi ve Baş’ı partisinde ziyaret etmesi kendi söyledikleriyle çelişmekte. Masadaki partilerle eşit pozisyon içinde olmadığını göstermeye yönelik rekabetçi bir yaklaşım tarzı var. Bu acele ve emri vaki davranış aynı zamanda Altılı Masa’ya karşı muhalif siyasi çevrelerde güvensizliği geliştiren bir faktör ve davranıştır.
İYİ Parti’nin masayı teslim almış halinin ve yaklaşımının değiştirilmesi başarılamadığı sürece, Altılı Masa’ya karşı, ilerici demokratik muhalefet, Kürt seçmen ve HDP nezdinde asgari güven gelişmez.
Daha büyük güven sorunu ise, HDP ve Kürt Sorununa yaklaşımda ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için şart olan geniş ve çoğulcu cepheyi, davranış ortaklığını oluşturma noktasında; Altılı Masa’nın HDP’yi dışlayıcı tutumunu izah etmek mümkün değildir. Bunun müsebbibinin esas olarak İYİ Parti olduğu biliniyor. İYİ Parti, MHP ile olan “kim daha iyi ve sağlam Türk milliyetçisi” yarışından kaynaklanan politik bagajıyla, Altılı Masa’yı bloke etmiş durumda. AK Parti yöneticilerinin, “başörtüsü ve ailenin korunmasına” ilişkin anayasa değişikliği önerilerini HDP yöneticilerine de iletmesi karşısında; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin aksi bir tavrı beklendiği bir anda “doğru bir tavır” açıklaması, İYİ Parti liderine siyaseti öğretir nitelikte. Bu durumdan ders çıkarmayan İYİ Parti’nin HDP’yi kriminalize edecek tarzda yüzsüz yaklaşımı, Altılı Masa ile HDP ve Kürt seçmen arasındaki onarılması güç sorunların daha da derinleşmesine yol açıyor. Bu, Altılı Masa’ya karşı “seçimi kazanamazlar, kazansalar da demokratikleşme konusunda ciddi bir iyileşme yapmazlar/yapamazlar” biçimindeki güvensizliğin gelişmesi sonucunu doğuruyor. İYİ Partililer, sürekli rüyalarında ‘yeni çözüm süreci’ kâbusu görmüş gibi davranarak Kürt karşıtlığında Cumhur İttifakı partileriyle yarışıyorlar. Bütün dünyada her türlü iktidar-muhalefet çekişmesinde, muhalefet her zaman iktidara göre bu türden konularda daha cesur çıkışlar yapar, vaatlerde bulunur. Türkiye’de ise tam tersi oluyor. Bu yalnızca iktidarın HDP/PKK eşleştirmesi ve korkusu yaratmasıyla ilgili, sınırlı bir nedenden kaynaklanmıyor. Yanlış hesap, körelmiş siyaset tarzı, Türk milliyetçisi ağır siyasi bagaj ve geleceğe ilişkin tasarruflarla ilgili bir sorun. İYİ Parti’nin masayı teslim almış halinin ve yaklaşımının değiştirilmesi başarılamadığı sürece, Altılı Masa’ya karşı, ilerici demokratik muhalefet, Kürt seçmen ve HDP nezdinde asgari güven gelişmez. Cumhur İttifakı tam da bu duruma oynuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’li ve ilerici demokrat seçmenlerin oy kullanmamasını veya sandığa gitmemesini arzuluyor, bunun için şimdiden çabalıyor. İktidarın seçim stratejisinin bir ayağını; muhalif seçmen saflarında Altılı Masa’ya karşı güvensizliği yaygınlaştırmak, seçmeni sandıktan uzaklaştırmak, muhalefet kazanamaz duygusunu güçlendirmek oluşturuyor. İYİ Parti lideri bu haftaki grup konuşmasında iktidarın bu stratejisine daha fazla alan açtı. Akşener, son aylarda  Masa’yı sürekli tekmeliyor. Altılı Masa, İYİ Parti’nin siyasi bagajının ağır yükünden ve sorumluğundan Masa’yı kurtaracak bir çözüm üretmek ve çoğulcu geniş bir birlikteliğin zeminini geç kalmadan inşa etmek zorunda. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme, Başörtüsü” açılımı ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın “2015 sonrası konuşmama kararımı 2017 referandumunda bozmalıydım, yapılmak istenen değişikliğin yanlış olduğunu halka anlatmalıydım” özeleştirisi gibi, benzer bir muhasebeyi de İYİ Parti yapmak zorunda. Bu konularda daha fazla gecikilmesi ‘atı alanın Üsküdar’ı geçmesini kolaylaştırıyor.