Adını koymak lazım
Politikyol
“Türkiye Raporu” olarak her ay Türkiye çapından yaptığımız iki tane anketimiz var. Bu anketlerde ortaya çıkan iki temel sonuç var. Birincisi iktidar destek kaybediyor. İkincisi muhalefet desteğini artıramıyor.
Bu sonuçlar bize bazı konuları açık konuşmamız gerektiğini söylüyor. Zira konuşmazsak ne yazdığımız yazıların, ne katıldığımız programlarda ifade ettiklerimizin herhangi bir faydası olur.
Gerçek şu: Eğer salgın ve salgının ekonomik etkileri olmasaydı, AK Parti’nin oyları bu kadar düşmezdi ve muhalefet için kazanma ihtimali belirmezdi. Bu gerçekten hareketle muhalefetin memnuniyetsiz AK Parti seçmeninin kararsızlar dünyasından nasıl kendi tarafına geçireceğine dair bir strateji üretmesi lazım.
Türkiye Raporu’nda yaptığımız sandık analizleri Haziran 2015 Genel Seçimleri ve Nisan 2017 Anayasa Referandumu sonuçları bize, AK Parti’nin oyunun düştüğü yerlerde seçimlere katılım da azalmış olduğunu gösteriyor.
Türkiye Raporu’ndan Mert Uzunsoy’un önemli bir analizi var. Haziran 2015 seçimlerinde seçimlere katılım % 86,4 seviyesinde olmuş. Ancak AK Parti yoğun ilçeler özelinde katılım oranının % 83 seviyesinde olduğun görülüyor. Benzer şekilde Nisan 2017 Referandumu’nda seçime katılım % 87,4 olurken AK Parti yoğun ilçeler özelinde katılım % 84,2 seviyesinde gerçekleşmiş. Bu farklar çok az gözüktüğü için önemli bulmayabilirsiniz ancak hata edersiniz. Zira, bu oranlar 50+1 sisteminde ülkenin kaderini değiştirme gücüne sahip.
Dolayısıyla muhalefet için esas mesele kararsızlara geçen, benim “huzursuz muhafazakâr” olarak tanımladığım, seçmeni memnuniyetsizliklerini sandığa gitmemek olarak değil de muhalefet partilerinden birine oy vermek şeklinde ifade etmelerini sağlamak.
Peki bu nasıl olabilir?
SEÇMEN NETLİK ARIYOR
Dün akşam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı “twitch” yayınını izledim. Gördüğüm kadarıyla benimle beraber yaklaşık 300 bin kişi izledi.
Şu ana kadar izlediğim Kılıçdaroğlu’ndan çok farklı bir siyasetçiyi izlediğimi söylemeliyim. Dili ve özgüveni, olumlu yönde, çok farklı bir siyasetçi izledim.
Ancak konu var olan sorunlara çözüm önerisine geldiğinde muhalefet olmanın getirdiği muğlak olma konforuna sığındığını hissettim. Uluslararası endekseler ve karşılaştırmalar önemlidir ama ahalinin esas meselesi bunlar değildir. Burada farklı bir dil bulmak lazım.
Bence seçmenin aradığı başka bir netlik daha var. O da muhalefetin seçim stratejisinin ne olacağı. Bu konuda temel kafa karışıklığı Meclis Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde işbirliğinin nasıl yapılacağı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı için, ortak aday gösterilmesi halinde, yarışa dahil olduğu artık bilinen bir gerçek. Öte yanda dün akşamki “twitch” yayınında her partinin kendi adayını çıkartabileceğini de ifade etti.
Bana kalırsa geldiğimiz noktada, seçmen “netlik” arıyor. Bir yandan salgınının sağlık ve ekonomik etkileri diğer yandan kötü yönetim ve “pekergate” skandalı ile sarsılan seçmenin önüne artık daha net bir plan koymak lazım. Seçmen ve özellikle kararsız seçmenler artık muhalefetten siyasi netlik bekliyor.
Bu yüzden bir kez daha yazının başına gidiyorum. Orada belirttiğim gibi olaylara gerçekçi bakmak lazım. İktidar destek kaybediyor ama muhalefet bundan yeterince faydalanamıyor. Kaldı ki salgın olmasaydı bunlar bile olmayabilirdi.
Yorumlar
Popüler Haberler
Milli Piyango sonuçları açıklandı
'Sarallar' operasyonu: Nadir Metal'in CEO'su Burak Yakın ile 'ünlülerin kebapçısı' Fikret Aydoğdu tutuklandı
Kabine kulisi: 'Yeri sağlam' görülen ve 'gidici' gözüyle bakılan isimler
İstanbul'da üç eğlence merkezi kalıcı olarak kapandı
4 günde ikinci intihar: Marmaray'da bir kişi raylara atlayarak yaşamına son verdi
CHP'li İnan Akgün Alp, kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi