Ülkede mevzuat veya bürokrasi mi kaldı? Askeri bürokrasiden, yargıya, diplomasiye her türlü bürokrasi ve mevzuat paramparça edildi zaten. Bürokrasi ve mevzuat tek adamın sözü demek.
Bu hafta ekonomi konuşmanın hiç bir anlamı yok. Söyleneceklerin tümünü devletin başındaki en yetkili ağız Sayın Erdoğan bir cümlede özetledi zaten. “ Yap, işlet, devret modeli olmasaydı biz 18 Mart Çanakkale köprüsünü yapamazdık. Bütçemiz buna uygun değil.”
Çanakkale Köprüsünün temelleri 2017 yılında atılıp beş yılda tamamlandı. Beş yıllık maliyeti 2.7 milyar dolar (2.5 milyar Euro). Köprü açılışından iki gün önce TC Hazinesi dolar ihalesinde yıllık %8.625 ile 5 yıllık borçlandı. Bu ihalenin devlete beş yıllık maliyeti 1 milyar dolar faiz ödemesi demek. 85 milyon nüfuslu Türkiye Cumhuriyeti 2.7 milyar dolara köprü yapamıyor ama üç beş kişiye 1 milyar dolar faiz ödeyebiliyor.
Diğer yandan Hazine bakanımız yabancılara “Siz Türkiye’deki mevzuatı, bürokrasiyi takmayın. En büyük engel onlar ama biz onları alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var” diyebiliyor. Ülkede mevzuat veya bürokrasi mi kaldı? Askeri bürokrasiden, yargıya, diplomasiye her türlü bürokrasi ve mevzuat paramparça edildi zaten. Bürokrasi ve mevzuat tek adamın sözü demek. Bunu yabancılar bilmiyor mu? Sanki iktidara geleli bir yıl olmuş, bürokrasi ve mevzuat engelmiş gibi konuşmak kime ne fayda sağlar? Kime olduğu belli tabii. ABD 5 yıllık tahvil getirisi %2,15. Türkiye bu hafta aynı vadeye %.8,625 faiz verdi. Tam dört katı fazla. 6 milyar doları geçkin talep geldi, 2 milyar doları karşıladı. Dört kat yüksek tefeci faizi için parasının yüzde birini Türkiye’ye getiren olacaktır tabii.
Geçen hafta yazdığım gibi dünya fiyatlarında gördüğümüz panik artışın, ben 2022 yılının tamamını kapsadığını düşünüyorum. Aslında savaş çıkmasaydı haziran ayı ile birlikte özelikle gelişmekte olan ülkelerin enflasyonlarında göreceli olarak gevşeme bekliyordum. Ancak savaş bu beklentimi yılsonuna itti. Gelişmiş ülkelerde fiyat artışlarının yine de dengelenebileceğini düşünüyorum yaz ile birlikte. Tabii Rusya – Ukrayna savaşı bu seviyede kalır ya da sona ererse alevlenir Üçüncü Dünya Savaşına dönüşürse zaten söylenecek söz kalmayacaktır. Ben böyle bir faciaya dönüşmeyeceğini düşünüyorum.
Türkiye de ise durum oldukça ciddi. Bugün yaşadığımız dehşet fiyat artışlarının sebebi savaş değil. 2018 yılından beri yapılan hataların birikiminin 2021 Kasım ve Aralık aylarında bedel ödetmesi, döviz kurunun fırlaması. Üzgünüm ama savaşın etkileri Türkiye’yi Nisan ayı ile birlikte vurmaya başlayacak ve biraz nefes alacağımızı düşündüğümüz yazı boğazımıza dizecek.
Gelişmiş ülkelerin faiz artırımı ve ardından parasal daralmaya gitmesi, dünyada Gelişmiş Ülke para birimleri ile borçlanmayı zorlaştıracaktır. 2020 yılında Covid salgını ile FED parasal genişlemeye giderek bilançosunu 4 trilyon dolardan 9 trilyon dolara çıkardı. İngiltere, İsviçre, AB, İngiltere, Japonya dâhil tüm gelişmiş ülke merkez bankaları benzer yol izledi. Bu parasal çılgınlıkta Türkiye’ye tek kuruş gelmedi. Sadece göreceli olarak daha ucuza borçlanabildik. Bu yıl ise parasal daralma başlıyor. Artık döviz borcu bulmak için aslanın bağırsaklarına kadar girmek zorundayız.
Kıyaslama yapmanız için 2009 yılına dönelim. FED bilançosunu 1 trilyon dolardan 4 trilyon dolara çıkarmaya başladığı 2009 yılı sonunda Türkiye’deki yabancı portföy 34 milyar dolar civarındaydı. Parasal genişlemeden nasiplenen Türkiye deki yapancı portföy 2013 yılında 150 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. 2020 deki parasal genişlemeden bir cent bile Türkiye’ye girmezken olan dövizde çıktı. 2022 yılıyla beraber dövizi daha zor şartlarda daha yüksek fiyata bulacağız. Ve Türkiye döviz bağımlısı bir ülke. 2010 - 2017 arasında 5 yıllık doları %3 ile borçlanıyorduk, 2021 de %5 ile geçen hafta %8.62 ile borçlandık. FED, faiz artırmaya devam edecek, unutmayın. Maliyet, maliyet, maliyet…
2022 yılında Rusya – Ukrayna savaşının sakinleşeceği, en azından daha fazla alevlenmeyeceğini düşündüğümüzü belirterek piyasa ürünlerindeki tahminlerimize geçelim;
BRENT PETROL; Mart ayında gördüğü 133 doların 2022 yılı zirvesi olma olasılığı çok yüksek. Hadi ortalık biraz daha kızıştı 148 dolar olur. Ana hat olarak yıl boyunca 100 – 130 dolar arası kalmakla beraber 90 dolar ve 140 dolar seviyeleri geçici test edilebilir. Kısa vadeli destek 98 dolar, direnç 119 dolar. Petrolün 100 dolar altında kalması savaş bitse bile, ekonomik hareketlenme yüzünden kalıcı olamayacaktır.
Türkiye döviz bağımlısı bir ülke. 2010 - 2017 arasında 5 yıllık doları %3 ile borçlanıyorduk, 2021 de %5 ile geçen hafta %8.62 ile borçlandık. FED, faiz artırmaya devam edecek, unutmayın. Maliyet, maliyet, maliyet…
Türkiye’de ise durum farklı. Dünya ortalaması 110 dolar kalsa, Türkiye’ye maliyeti dolar 15 lira iken farklı 20 liraya çıkarsa farklı olacaktır. Maliyetimiz 110*15 = 1650 lira iken 110*20 = 2200 liraya çıkacaktır. %30 artış demek. Bu hafta, önce benzin sonra yine mazot fiyatı artacaktır mesela. Tüm emtialarda benzer durum yaşayacağımızdan Türkiye’de enflasyonu tutmak imkânsız görünüyor. Vatandaşın alım gücünün düşmesini engellemek için yapılan her zam, enflasyonu tetikleyecek, sonrasında vatandaşın alım gücü biraz daha da düşecektir.
ALTIN/ONS; ABD de faiz artışı ve parasal daralma altın fiyatlarının düşmesine yol açar. Savaşın bedeli, ons fiyatını 2070 dolara taşıdı. Ve 2070 dolar uzun vadeli ikili tepe görünümü kazandı. Bunun üstüne çıkıp kalması üçüncü dünya savaşı çıktı demek. Yoksa ikili tepenin kırılması artık oldukça güç görünüyor. Haftaya 1895 doların altında kalması 1785 dolara kadar gevşeme getirebilir. Savaş tamtamları uzaklaştıkça altın gevşemesi artar.1840 ve 1820 doların altında haftalık kapanış ise büyük olasılık “yar saçların lüle lüle altın sana güle güle” türküsüne yol açabilir. Bu hafta kapanışının geçen hafta kapanışının altında olması durumu, çok önemli bir ikaz olarak dikkatle takip edilmelidir. Altının TL karşılığı ise dolar yüzünden yerini koruyabilir.
BITCOIN; Biliyorsunuz aylardır “42.200 üstünde kalmadıkça yorum yapmanın anlamı yok” diyorum. Israrla 42.200 dolar üstünde kalamıyor. Sekiz haftadır 36000 ile 42000 dolar arasında sıkışıp kaldı. Aynı altının onsunun iki ay boyunca 1780 – 1840 dolar arasında sıkışması gibi. Altın için o günlerde söylediğimi şimdi bitcoin için söyleyeyim. Birileri bir şeyler karıştırıyor. Ya topluyorlar ya çıkıyorlar. Topluyorlarsa 42.200 üstünde haftalık kapanış yapması, çıkıyorlarsa 29000 doların aşağı kırılması gerek. Öncesinde 34000 dolar desteği halen kuvvetli. Bu sıkışma daha fazla sürmez. Bu hafta ya da gelecek hafta yönü belli olacaktır. 42.200 kırılırsa 53000 ve 64000 dirençleri var. 29000 dolar kırılırsa hedef 19000 dolar.
ABD 10 YR TAHVİL; FED faiz artış beklentisi ile satış, savaş ile alış yönünde dalgalandı. Şimdilik faiz artışı beklentisinin ağır bastığı gözlemleniyor. Savaş hâli üçüncü dünya savaşı beklentisine dönmezse, artık %1.97 altına gelmesini beklemiyorum. %2.15 üstünde tutundukça her FED faizi öncesi yukarı tırmanmaya devam edecektir. Hedefi %2.60. Bu durum başta Türkiye, gelişmekte olan ülkeler için hoş değil. Libor + CDS primi, bize döviz borç maliyeti. Her ikisi de artıyor.
DOLAR/TÜRK LİRASI; Öncelikle günlük bakacak olursak 11 Mart’tan beri baskılanan doların 18 Mart Cuma günü itibariyle bu baskıya baş kaldırdığı görülüyor. Aylardır ilk kez bu Cuma, mesai bittikten sonra ilahi satış değil alış geldi. Bu hafta 13.27 destek. 15.15 direnç. Artık tavşan değil Zümrüdü Anka Kuşu çıkarsalar doları 13 liranın altında tutamazlar. 15.15 direncini kırıp üstünde kalması yukarı hareketi başlatır.15.15 kırılsa bile tahminim, 16 seviyesinden müdahale gelmesi. Müdahalenin gücü 15.15 in altına itip orada tutabilecek mi göreceğiz. Bence her baskı, yayı gerip yukarı fırlama noktasını daha da yukarı itiyor.
AVRO/DOLAR; Biliyorsunuz ben 1.10 dan beri Euro öneriyorum. Görüşümde değişiklik yok. ABD’nin parasal yol haritası artık belli. Yedi faiz artışı ve Mayıs ile birlikte parasal daralma. İngiltere’de her ay faiz artırmaya başladı. AB ise direniyor. Henüz beklentisi satın alınmıyor. Daha fazla faiz artırmamaya dayanamayacaktır. Bu hafta 1.1050 ve 1.1170 direnç. 1.09 ve 1.08 dirençleri.
“Türkiye borsası çok ucuz” diyorlar. Vallahi ben de bir yıldır aynı şeyi söyledim ama artık emin değilim.
TR 10 YR TAHVİL; Yabancılar, 11 Mart haftası yine 120 milyon dolarlık satış yapmışlar. Yılbaşından bu yana satışları 900 milyon doları buldu. Geçen hafta faiz %24 den % 26,50 ye fırladı zaten. Aylar evvel %23.80 kırılırsa %26.80 hedefe girer diye yazmıştım hatırlarsanız. %23,80 in altına biran önce gelmezse ( ki ben çok zor olduğunu düşünüyorum) üzgünüm ama yılsonu hedefi %30 – 36 arası olur.
BORSA; Hacim yok, yabancı sürekli satışta. 11 Mart haftası yabancı 290 milyon dolar satış yapmış. Yılbaşından bu yana satışları 1.1 milyar doları geçti. Geçen sene 1.30 dolar civarından alıp 1.50 dolar ve üstünden satıyorlardı. Bu yıl 1.40 dolar civarından sürekli satış yapıyorlar.
“Türkiye borsası çok ucuz” diyorlar. Vallahi ben de bir yıldır aynı şeyi söyledim ama artık emin değilim. Neye göre, hangi tarihe göre ucuz? 2001 krizinde BİST, 50 cent seviyelerini görmüştü. Bugün yaşadığımız kriz 2001 krizinden çok daha komplike ama borsamız 2001 yılına göre dolar bazında 2 kat pahalı. Dünya borsaları şişkin. 2020 pandemi panik satışlarını dikkate almazsak 2017 yılından bu yana dolar bazında %100 primli. Pandemi dönemi Mayıs 2020’yi dikkate alırsak %50 primli. Yıllık faizin % 2 bile olmadığı bir yerde yıllık %25 kazanç var.
Üstelik parasal daralma ve faiz artışının hisse senedi piyasasını negatif etkileyeceğini unutmayalım. Orta ve uzun vadede BİST den 1.30 dolar civarında hisse alanın ciddi para kazanacağını halen düşünmekle beraber, BİST dibinin 1.30 dolar olduğu iddiamdan vazgeçiyorum.