Yeni bir başlangıç, yeni bir inşa mümkün mü sorusuna Altılı Masa’nın verdiği yanıt; “Biz başaracağız” şeklinde. Siyasi gözlemciler olarak bizlere düşen; izlemek ve sonucu görmek. Asıl olan ise tabii ki Türkiye’nin kazanması.
Türkiye için yeni bir başlangıç ve yeni bir inşa iddiasıyla aylar öncesinde yola çıkan 6’lı masa bileşeni partiler 2.turun ilk toplantısını tamamlayarak, ortak açıklamayla
[1] ülke için ideallerini, amaç ve hedeflerini bir kez daha kamuoyuna ilan ettiler.
ORTAK AÇIKLAMANIN RUHU
Açıklamanın daha başlangıcında dillendirilen birliktelik gerekçesi nasıl bir devlet, siyasi rejim, toplum ve Türkiye için bir araya geldiklerini yeteri ölçüde açıklayıcı nitelikte;
“Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek ve gelecek nesillere bu değerleri emanet etmek için bir aradayız”.
Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmaktan, farklılıkların ürettiği çoğulculuk temelli özgürlük ve bunun üreteceği özgürce yaşama, insan onuruna yakışan bir yaşamdan demokratik Türkiye’nin üreteceği değer ve pratikleri genç nesilleri armağan etme birlikteliğine dayalı ideal, bu topraklarda yıllardır özlemi duyulan, aslında herhangi bir ortalama demokratik rejimin, insani düzenin içerdiği hususlar. Konu Türkiye olunca, bugünkü rejimin hâli de veri alındığında, ulaşılması hedeflenen bir ideal olmasına şaşmamak gerekir.
Altılı Masa’nın açıklamasına göre, bu ideale ulaşmak için kurulan Geçiş Süreci Yol Haritası Komisyonu, Anayasal ve Yasal Reform Komisyonu, Kurumsal Reform Komisyonu, Seçim Güvenliği Komisyonu ve İletişim Komisyonu çalışmalarını devam ettirmekte. Toplantıda Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Süreci Yol Haritası konusunda yapılan çalışmaların değerlendirildiği ve bu konudaki çalışmaların en kısa sürede tamamlanıp kamuoyuna açıklanacağı şeklindeki ifade masa bileşenlerinin yasal, kurumsal altyapısı çok iyi hazırlanacak bir geçiş süreciyle toplumun karşısına çıkmak istediklerinin habercisi şeklinde okunabilir.
Diğer yandan, bu konuda temelleri atılacak güçlü bir geçiş sürecinin orta vadede gerekli Anayasal çoğunluğun imkan vericiliği ölçüsünde yeni bir Anayasa ve sistem tasarımının kurumsal altyapısına katkı yapacağına, geçiş sürecinde sağlam adımlarla ilerlemek istendiğine ilişkin ipuçları şeklinde de okunabilir ki masa bileşenlerinden özellikle DEVA Partisi lideri Babacan’ın geçiş sürecinin yol haritasının oluşturulması ısrarının bu anlamda dikkate alındığı, aslında diğerlerinin de benzer bir metodoloji ile sürecin yönetilmesi taraftarı oldukları anlaşılıyor.
Belirlenen temel politika alanları ve oluşturulacak çalışma grubu önemli olmakla birlikte, seçime en fazla 9 ay kala bu yapının kurulacak olması gecikmiş bir karardır.
Açıklamada siyasi iktidara, politikalarına bir kez daha sert eleştiriler yöneltilirken, bu politikaların toplumun farklı kesimlerinde yol açtığı haksızlıkların altı çizilmekte, 1970’lerin Ecevitçi Demokratik Sol söylemdeki düzen değişikliği iddiasına benzer biçimde
“…bu adaletsiz düzene birlikte son vereceğiz” ifadesiyle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı mesajı da verilmektedir.
Açıklamaya liderlerin kararlılığı, özgüvenleri de damga vurmaktadır. Nitekim gün içinde sosyal medyada gösterime sokulan “Biz kazanacağız” sloganlı iddia açıklamada şu şekilde karşılık bulmuştur:
“
Milletimiz müsterih olsun! Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları her geçen gün ağırlaştıran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, keyfilikle ve kural tanımazlıkla, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir şahıs devletine dönüştürmesine ve 85 milyonu uçuruma sürüklemesine asla izin vermeyeceğiz”.
Bu anlamda videoda aslında eksik kalan “Türkiye kazanacak” iddiası açıklamada tamamlanmıştır denilebilir. Türkiye’nin nasıl kazanacağının formülü 6’lı masanın adayının Türkiye’nin 13.Cumhurbaşkanı olması, Altılı masanın güçlendirilmiş parlamenter sistemi tesis edecek meclis çoğunluğunu kazanması şeklinde açıklanırken, Türkiye’nin neler kazanacağı ise tek tek sayılmıştır:
“…ülkemiz hızla kutuplaşma girdabından çıkartılacak, inancı, kimliği, dünya görüşü ve yaşam tarzı sebebiyle hiç kimse ötekileştirilmeyecek, temel hak ve özgürlükler güvenceye kavuşacak, gençlerin önündeki tüm engeller kaldırılacak, kamuda israfa son verilecek, siyasi ahlak kanunu yürürlüğe girecek, yolsuzlukla ve yozlaşmayla etkin mücadele edilecek, güçlü kurumlar tesis edilecek, tüm terör örgütlerinin, yeraltı suç örgütlerinin ve uyuşturucu baronlarının üzerine kararlılıkla gidilecek, güzel ülkemizin hiçbir çocuğu yoksulluğa mahkûm edilmeyecek ve Türkiye rahat bir nefes alacaktır”.
ORTAK ÇALIŞMA GRUBUNUN MİSYONU
Açıklamada temel politika alanları için ortak bir çalışma grubu kurulmasına, halkın menfaatleri doğrultusunda ortak politikalar belirlenmesine ve bu politikaların masa bileşenlerinin ortak taahhütleri olarak kamuoyuna ilan edilmesine karar verildiği ifade edilmiştir. Bu temel politika alanlarının adeta herhangi bir hükümet sisteminde yürütme organındaki bakanlıklara ve ilgi alanlarına denk getirilmiş olduğu söylenebilir. Hatta, kamuoyunda bu politika alanlarında görev yapacak çalışma grubunun bir gölge kabine olarak görev yapacağı hem gözetleyici hem de muhalefetin icracı aktörleri olacağı iddia edilmektedir.
Şunu belirtmek gerekir ki hangi hükümet sistemi olursa olsun, gölge kabineler bir yasama döneminin sona ermesine yakın değil, yasama döneminin başlangıcında oluşturulur. Bu çalışma grubundan tabii ki güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçildiği takdirde bakan olarak görev yapacakların çıkması eşyanın tabiatına uygundur.
Bu noktadan sonra, seçime 9 ay kala oluşturulacak ortak çalışma grubunun vakit kaybetmeden uzmanlık alanlarına göre yeniyi inşa etme odaklı olarak seçmeni 6’lı masanın yanına çekebilecek politika, projeler üretmeleri zorunludur.
Diğer yandan, bu kadar geniş politika alanlarında ortak bir çalışma grubundan verim almak da kolay olmayacağı için, muhtemelen görev alacakların uzmanlık alanlarına göre alt çalışma grupları da oluşturulacaktır. Sürecin bu ölçüde sıkıştığı, zamanın daraldığı bir dönemde bu çalışma grubu üyeleri, altılı masa bileşenleri seçim ittifakı yapmaya karar verdikleri takdirde, uzmanlık alanları doğrultusunda iktidarın vadedecekleri karşısında, seçmen için sorunlarının çözüleceği ve inandırıcılık standardı yüksek, iktidarın vaatlerine alternatif ortak politika, hatta ortaklaşa seçim bildirgesi hazırlayabilirlerse, toplumun beklentisi doğrultusunda asıl işlevlerini yerine getirmiş olurlar.
ZAMAN BASKISI VE BOYUTLARI
Belirlenen temel politika alanları ve oluşturulacak çalışma grubu önemli olmakla birlikte, seçime en fazla 9 ay kala bu yapının kurulacak olması gecikmiş bir karardır. Bu alanlar seçmenin beklentileri dikkate alındığında, güçlendirilmiş parlamenter sistem, geçiş süreci yol haritası, kurumsal reform komisyonu vb. oluşturulmasıyla karşılaştırıldığında seçmen için daha önceliklidir.
Seçmen doğal olarak sonuca odaklanan, somut vaatlere önem veren rasyonel bir varlıktır. Özellikle de bizim seçmenimizin karakteristik özellikleri dikkate alındığında, söz konusu olan kendi beklenti ve çıkarları olduğunda, somut, net, derdine hemen derman olacak öneri, vaatler duymak ister. Refahını en kısa sürede maksimum düzeyde arttıracak vaat, projeleri dillendirenlere daha fazla itibar eder. Metodolojik olarak bu çalışma grubu daha önce kurulup, seçmene olgunlaştırılmış politika önermeleri, projeler sunmaya partiler arasında görev paylaşımı yapılarak şimdiden başlanabilseydi, etkisi daha fazla olabilirdi.
Bu noktadan sonra, seçime 9 ay kala oluşturulacak ortak çalışma grubunun vakit kaybetmeden uzmanlık alanlarına göre yeniyi inşa etme odaklı olarak seçmeni 6’lı masanın yanına çekebilecek politika, projeler üretmeleri zorunludur. Önümüzdeki günlerde Altılı masa farklı konu ve boyutlardaki zaman baskısıyla karşılaşabilir. Sırasıyla bakıldığında, 6 farklı partinin katılımıyla oluşturulacak çalışma grubunun, muhtemelen alt grupların hazırlayacakları iktidar politikalarına alternatif öneriler, bunların bir ortak politikaya dönüştürülüp masada liderlerin bunları benimseyip uzlaşması, seçim yaklaştıkça partilerin içindeki milletvekili adaylık beklentileri, tartışmaları, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin kongre, kurultay süreçleri, seçim ittifakı yapılacaksa hangi modelin benimseneceği, ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı gibi konular bu anlamda potansiyel zaman baskısı oluşturabilecek konulardır.
Tüm bunların yanında, muhalefetin karşısında devlet gücünü arkasına alan bir iktidarın varlığını, daha bugünden bir seçim makinesine dönüştüğünü de unutmamak gerekir.
Bu veri koşullar altında şiddetli zaman baskısına rağmen, yeni bir başlangıç, yeni bir inşa mümkün mü sorusuna Altılı Masa’nın verdiği yanıt; “Biz başaracağız” şeklinde. Siyasi gözlemciler olarak bizlere düşen; izlemek ve sonucu görmek. Asıl olan ise tabii ki Türkiye’nin kazanması.
[1] Ortak açıklama için bkz.
https://www.politikyol.com/altili-masadan-ortak-aciklama-85-milyonu-ucuruma-suruklemesine-asla-izin-vermeyecegiz/ Erişim Tarihi: 2 Ekim 2022.